
Her gün köşe yazdığım günleri özlüyorum. Türkiye gibi gündemin sürekli değiştiği bir ülkede yaşıyorsanız ve buna dünya gündemindeki hızlı değişimler de eklendiğinde günlük konu bulmak zor değil. Ama benim gibi kendinizi emekliye ayırıp haftada bir yazıyorsanız, o zaman işiniz zor. O kadar çok şey birikiyor ve hepsi de tamamlanmamış bir maceranın sanki başlangıç noktası gibi oluyor ki; klavyenin başına oturmak bazen bir kabusa dönüşebiliyor.

Türkiye’de geçen haftanın en sıcak gündemi, hükümete yönelik eleştirilerinden dolayı haklarında soruşturma başlatılanların arasına, iş dünyasının temsilcilerinin de katılmasıydı. Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) 13 Şubat’taki genel kurulunda yaptıkları konuşmalardan dolayı önce Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras ve ardından TÜSİAD Başkanı Orhan Turan hakkında soruşturma başlatıldı.

Önümüzdeki haftanın en önemli gelişmesi; Cuma günü Türkiye’de TÜİK tarafından 2024 yılı dördüncü çeyreğe ait gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYİH) büyüme verilerinin açıklanması olacak. 2024 üçüncü çeyrekte büyüme yıllık yüzde 2,1 olmuştu. Bu oran 2020 ikinci çeyreğindeki daralmadan beri en düşüğüydü. Bu kez dördüncü çeyrekte yüzde 3 civarı büyüme bekleniyor.

Plastik Kirliliği ve Çevresel Açıdan Sürdürülebilir Plastik Ticareti Diyaloğu’na (Dialogue on Plastics Pollution and Environmentally Sustainable Plastics Trade / DPP) katılan DTÖ üyeleri, 2025 çalışma planlarında belirtilen sekiz temel odak alanından son üçünü görüşmek üzere 13 Şubat’ta bir araya geldi. Görüşmeler, plastik kirliliğinin azaltılması için Birleşmiş Milletlerde devam eden çok taraflı müzakerelerin desteklenmesi, plastik olmayan ikame ve alternatiflere yönelik standartlar konusunda işbirliğinin güçlendirilmesi ve tek kullanımlık plastiklere yönelik ticaretle ilgili önlemlerin uyumlaştırılmasına yönelik stratejilerin araştırılması konularına odaklandı. Mart 2026'da düzenlenecek olan 14. Bakanlar Konferansı (14th Ministerial Conference / MC14) için potansiyel sonuçlar da tartışıldı.

Tekneler alargada kalsın diye denize atılan çapalar yüzünden, kıyılarımız da yaşayan ve denizlerin akciğeri olan deniz yosunları (Posidonia eceanica, Caulerpa racemosa, Cymodocea nodosa), yaşamlarını sürdürmekte giderek zorlanıyor. Kimi yerde deniz çayırı, kimi yerde ise erişte denilen söz konusu yosunların yaşadığı bu kıyımı önlemek için, bazı önlemlerin acilen alınması gerekiyor. Her geçen gün, onarılması pek de mümkün olmayan bu tür yaralar bu yaz da açılmaya ve hâtta derinleşmeye devam edecek gibi görünüyor.