26 Eylül 2025

Levent Gürses - 225 Boeıng'e para var ama öğrenciye ücretsiz yemeğe yok

levent-gurses-225-boeinge-para-var-ama-ogrenciye-ucretsiz-yemege-yok

225 Boeing'e para var ama öğrenciye ücretsiz yemeğe yok

Levent Gürses

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın merakla beklenen ABD gezisi gerçekleşti. Ziyaret, Türkiye'ye 33 milyar dolara mal olacak 225 Boeing uçak alımıyla sonuçlandı. Oysa anaokulundan liseye kadar her öğrenciye bir öğün ücretsiz yemek vermenin maliyeti 4,8 milyar dolar ve Milli Eğitim bakanlığı bu çağrıları ısrarla duymazlıktan geliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Erdoğan'a övgü dolu sözler söyledi, sandalyesini tuttu. İktidar tarafı ziyaretten ve gelişmelerden çok memnun. İşin ekonomik boyutu ise yüz milyarlarca dolar... CHP lideri Özgür Özel'in ortaya çıkardığı, Trump'ın "yüklü Boeing alımı" olarak onu doğruladığı "alışveriş" gerçekleşiyor.

Türk Hava Yolları (THY) Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Donald Trump görüşmesinin ardından Boeing ile büyük bir anlaşma yaptı. 225 uçak alımını kapsayan anlaşma KAP'a bildirildi. Uçakların 2035 yılına kadar teslim edileceği belirtildi

THY, KAP'a bildirdiğine göre, 2029-2034 yılları arasında teslim alınmak üzere Boeing firmasından 50 adet kesin sipariş ve 25 adet opsiyon olmak üzere toplam 75 adet B787-9 ve B787-10 uçağının satın alınmasına karar verdi. Ayrıca 100 adedi kesin ve 50 adedi opsiyon olmak üzere toplam 150 adet 737-8/10MAX tipi uçak alımı hususunda Boeing ile görüşmeleri tamamladı.

Boeing’lerin toplam maliyeti 33 milyar dolar

Bu uçaklardan B787'lerin liste fiyatı 240 milyon dolar, B737'lerin ise 100 milyon dolar. Toplamda 33 milyar doların üzerinde bir filo yenilemesi olacak. THY ve AJet'in toplam 492 uçağı var. Yeni alımlarla birlikte rakam 717 olacak. Tabii ki bu süreçte filodan çıkarılanlar, satılanlar olacak.

Avrupa'nın en büyüğü Lufthansa'nın 721, dünyanın en büyük havayolu şirketleri United'ın 1026, Delta'nın 1007 uçağı olduğunu hatırlatalım.

Dört çocuktan biri okula aç gidiyor ama ücretsiz yemek başlamadı

Neyse, uçak alımı için milyar dolarlar dökülürken, öğrencilere ücretsiz yemek uygulaması ısrarla tekrar başlatılmıyor. Her 4 çocuktan 1’inin okula aç gittiği Türkiye’de AKP iktidarı ve Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda bir öğün ücretsiz yemek verilmesi çağrılarına kulak tıkıyor.

2022-23 ders yılının başında başlatılan okullarda ücretsiz yemek uygulaması, 6 Şubat depreminden sonra tasarruf gerekçesiyle kaldırıldı. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Kasım 2022’de yaptığı açıklamada ücretsiz yemek yiyen öğrenci sayısını 1 milyon 796 bin 985'e çıkardıklarını duyurdu.

“Bir kuru tostla doyan lise öğrencisi gördünüz mü hiç?”

CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek'in Nisan ayında öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek verilmesine ilişkin kanun teklifi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.

Gökçek, Genel Kurul’da yaptığı konuşmada Türkiye’deki çocuk yoksulluğuna dikkat çekerek, okullarda ücretsiz yemek ihtiyacının aciliyetine vurgu yaptı. “Yarının Türkiye’sini inşa edecek 10 milyona yakın çocuğumuz yoksulluk içinde yaşıyor. Her üç çocuktan biri sabah kahvaltı yapamıyor. Her dört aileden biri, gün içinde en az bir öğün et, tavuk ya da balık tüketemiyor. Çocuklar boş beslenme çantalarıyla okula gidiyor. Bugün okul kantininde bir tost, bir su ve bir ayran 100 liraya mal oluyor. Bir kuru tostla doyan lise öğrencisi gördünüz mü hiç?” dedi.

Ücretsiz yemek vermenin maliyetinin 4,8 milyar dolar

Gökçek, anaokulundan liseye kadar her öğrenciye bir öğün ücretsiz yemek vermenin maliyetinin 4,8 milyar dolar olduğunu da ifade etti. 

OECD verilerine göre, Türkiye'de dört çocuktan biri yatağa aç giriyor ve şiddetli yoksulluk yaşıyor. Öğrencilerin yüzde 31'i okula aç giderken, yüzde 19'u haftanın en az bir günü aç kalıyor.

AB İstatistik Ofisi Eurostat verilerine göre ise, AB’de 18 yaşın altındaki çocukların yüzde 24,7’si yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında yaşarken Türkiye’de bu oran yüzde yüzde 45,2. Türkiye 29 ülke içinde en üstte yer alıyor.

Okulların yüzde 80’inde ‘içilebilir su’ yok

Öğrenci Veli Derneği’ne göre Türkiye’deki 75 bin 467 ilk ve orta dereceli okulun en az 60 bininde çocuklar ücretsiz içme suyuna erişemiyor. Oksijen gazetesinin haberine göre bu durumda çocukların önlerinde üç seçenek oluyor: Okula matarayla gelmek, kantinden 10-20 TL’ye şişe su almak, buna gücü yetmeyenler için ise sağlık açısından riskli tuvalet musluklarından içmek.

Haftanın diğer önemli gelişmeleri şöyle:

100 liralık verginin 85'i dar gelirliden

Türkiye’de toplam verginin yüzde 85’ini dar gelirliler öderken, holding ve finans kurumları her yüz liralık verginin sadece 15 lirasını ödedi. Devlet, 2023’te 1 trilyon 476 milyar lira, 2024’te ise 2 trilyon 210 milyar lirayı istisna ve muafiyet yoluyla kurumlardan almadı. Bu yıl vazgeçilecek tutar 3 trilyon lira olacak. Vergi uzmanları indirim ve muafiyet nedeniyle silinen borçlarla, bütçenin fazla vereceğine dikkat çekti.

Geçen yılın ilk 7 ayında 1 milyon 165 bin 695 kurumlar vergisi mükellefinin ödediği toplam vergi 480 milyar 178 milyon lira olarak kayıtlara geçti. Bu yılın aynı döneminde 1 milyon 210 bin 519 kurumlar vergisi mükellefinin ödenen toplam vergi tutarı da 550 milyar 871 milyon lira oldu.

1.2 milyon kurumlar vergisi mükellefinin ödediği ortalama kurumlar vergisi de 7 aylık 455 bin lira olarak hesaplandı. Oysa bu şirketler arasında devasa holdingler ve bankalar yer alıyor. Açıklanan karlar da milyarları buluyor. Standart bir otomobil alan vatandaşın ödeyeceği vergi, benzin ve MTV hariç en az 750 bin lira.

Tüketicinin ekonomiye güveni Eylül'de geriledi

TÜİK'in açıkladığı tüketici güven endeksi Eylül 2025'te geriledi. Güven endeksi güvensizliği ifade eden 100 puanın altındaydı. Merkez Bankası ile birlikte yürütülen tüketici eğilim anketinden elde edilen verilere göre, endeks Ağustos’ta 84,3 seviyesindeyken Eylül ayında yüzde 0,4 oranında gerileyerek 83,9’a indi.

Bu düşüş, hanehalklarının hem mevcut hem de gelecek dönem ekonomik duruma ilişkin beklentilerinin bozulduğunu ortaya çıkardı. Eylülde görülen yüzde 0,4’lük gerileme, tüketicilerin harcama ve tasarruf eğilimlerinde zayıflama olduğunu gösterdi. Alt endekslerde ise en ciddi gerileme mevcut dönemde hanenin maddi durumda oldu. Bir önceki ay 70 puan olan bu endeks bu ay 67,8’e geriledi. Düşüş 3,2 puan oldu.

Merkez Bankası: Eylül'de enflasyon yüksek çıkacak

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun (PPK) Fatih Karahan'ın başkanlığında 11 Eylül'deki toplantısının özeti yayımlandı. Özette, tüketici enflasyonun yüksek gelebileceği ifade edildi.

Özetteki en dikkat çekici kısım ise tüketici enflasyonuna ilişkin şu değerlendirmeler oldu:

“Gıda fiyatları ile ataleti yüksek hizmet kalemleri enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskıları canlı tutmaktadır. Öncü verilere göre eylül ayında tüketici enflasyonu üzerinde hizmet ile gıda fiyat gelişmeleri öne çıkmaktadır. Göstergeler bu dönemde ana eğilimin bir miktar yükselebileceğini ima etmektedir. Mevsimsel etkilerden arındırıldığında, aylık hizmet enflasyonunun okula dönüş etkisi öncülüğünde artacağı öngörülmektedir. Bu ayda okula dönüşün hizmet alt kalemlerinin geneline yayılan etkileri olmaktadır. Özel üniversite ücretlerinin etkisiyle eğitim hizmetleri ve okul servis ücretlerine bağlı olarak ulaştırma hizmetlerinde fiyatlar yükselirken, yurt ücretlerindeki artışların lokanta-otel grubunda konaklama fiyatlarını yukarıya çektiği izlenmektedir. Kreş ücretlerindeki artışlar ise diğer hizmetler kalemine yansımaktadır. Bu hizmet kalemlerinde fiyatlamaların genelde yılda bir kez yapılıyor olması, bu dönemlerde bahsi geçen alt kalemlerde fiyat artışlarının yüksek gerçekleşebilmesi ile sonuçlanabilmektedir. Ayrıca, kayıt döneminden kaynaklı olarak bir önceki yıl fiyat endeksine ağustos ve eylül aylarında yansıyan özel üniversite ücret artışları, bu yıl sadece eylül ayında yansıyacaktır. Öncü verilere göre gıda fiyatları, kuraklık kaynaklı arz yönlü unsurların da etkisiyle, görece olumsuz seyretmektedir. İşlenmemiş gıda fiyatları sebze, beyaz et ve yumurta gibi ürünlerdeki gelişmelerle, işlenmiş gıda fiyatları ise sıvı yağ ve süt ürünleri gibi kalemler öncülüğünde yükselmektedir. Diğer taraftan, gıda dışındaki tüketici kalemlerinin artışı daha ılımlı bir seyir izlemektedir."

OECD'ye göre 2026'da enflasyon şampiyonuyuz

OECD, Ekonominin Görünümü Geçici Raporu'nda Türkiye’nin 2025 enflasyon tahminini 2,1 puan yükselterek yüzde 33,5’e çıkardı. 2026’da da yüzde 19,2 ile ülkeler arasında ilk sırada yer alacağı öngörüldü. OECD’nin güncellemesine göre Türkiye bu yılı da Arjantin’den sonra en yüksek enflasyona sahip ikinci ülke olarak kapatacak.

2026'da ise üye ülkeler arasında enflasyon şampiyonu olacak. OECD 2026 yılsonu enflasyon tahmini de artarak yüzde 18,5'ten yüzde 19,2'ye yükseltildi. Buna göre Türkiye, 2026'da enflasyonun en yüksek olduğu ülke olacak. Aynı yıl en yakın ülke Arjantin'in enflasyonunun da yüzde 16,5'e gerilemesi bekleniyor.

Reel sektör enflasyonun düşeceğine pek inanmıyor

Merkez Bankası'nın "Sektörel Enflasyon Beklentisi" Eylül ayı anketi sonuçlarına göre, hanehalkının yıllık enflasyon beklentisi yüzde 54'ten yüzde 53 seviyesine geriledi. Gelecek 12 aylık dönemde enflasyonun düşeceğini bekleyen hanehalkı oranı ise yüzde 27,6'dan yüzde yüzde 27,4'e indi. Reel sektörün 12 ay sonrası için enflasyon beklentisi ise yüzde 36,80 oldu.

Prof. Dr. Hakan Kara, sosyal medya paylaşımında, reel sektörün enflasyon beklentisinin piyasa katılımcılarına oranla hâlâ yüksek olduğunu belirterek “Enflasyon beklentileri aşağı doğru geliyor fakat reel sektörün henüz ikna olmadığı gözleniyor. Bu tablo ile enflasyon konusunda umutlu olmak kolay değil” ifadelerini kullandı.

Tarımsal girdiler Temmuz'da %3,7 arttı

Gıda enflasyonunun en önemli etkenlerinden olan tarımsal girdide yükseliş sürüyor. TÜİK, Temmuz ayına ilişkin Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) verilerini açıkladı. Buna göre, endeks Temmuz ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 3,68, geçen yılın Aralık ayına göre yüzde 22,22, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 34,22 ve 12 aylık ortalamalara kıyasla yüzde 31,83 yükseldi.

Vatandaşın yüzde 71'i ekonomik durumunun düzeleceğine inanmıyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Planlama Ajansı (İPA), ‘Aylık Veri Bülteni İstanbul Barometresi’nin Ağustos ayı raporuna göre geçen ay ev içinde en çok konuşulan konu yüzde 40 ile ekonomik sorunlar oldu. Buna göre İstanbulluların ev içi gündemini en çok meşgul eden konu, yüzde 40 ile ekonomik sorunlar oldu. Ekonomik sorunları yüzde 15,3 ile orman yangınları ve yüzde 6,5 ile okulların açılması izledi.

Katılımcıların yüzde 40,4’ü ülkedeki ekonomik durumun daha kötüye gideceğini, yüzde 37'si değişmeyeceğini düşünürken, yüzde 44,1’i kendi ekonomik durumlarının değişmeyeceğini, yüzde 26,6’sı ise kötüleşeceğini öngördü.

Kredi kartı kullananların yüzde 33’ü borcun yalnızca asgari tutarını ödeyebildiğini, yüzde 8,8’i ise hiç ödeyemediğini, yüzde 5,1'i asgari tutar ile borcun tamamı arasında bir miktarda ödeme yapabildiğini, yüzde 5,5’i ise asgariden az miktarda ödeme yapabildiğini söylerken, yüzde 47,6’sı aylık kredi kartı borcunun tamamını ödeyebildiğini kaydetti.

 “Alım gücü küçülüyor, yoksulluk kalıcılaşıyor”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın asgari ücrete ilişkin “Asgari ücret 2002’den bu yana nominal olarak 119 kat, reel olarak yüzde 242 arttı” açıklamalarına tepki göstererek, “Gerçek mesele ücretlerin artışı değil, alım gücünün erimesidir. AKP, emekçiye hayal satarak yoksulluğu kalıcı hale getiriyor” dedi.

"Saray, her saat başı 72 işçinin maaşını harcıyor"

CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, “Cumhurbaşkanlığı, Ocak-Ağustos 2025 döneminde 9 milyar 219 milyon lira harcadı. Bu rakam günlük 37,9 milyon lira, saatlik ise 1 milyon 580 bin lira demek. Yani saray, her saat başı 72 işçinin maaşını tüketiyor” dedi.

Gülcan Kış, 2025 ilk sekiz aylık bütçe gerçekleşmelerine ilişkin yazılı açıklamasında şöyle dedi: "İşçi bir ay çalışıyor, saray bir dakikada onun maaşını yiyor. İşte sizin adaletiniz, işte AKP iktidarının yüzü. Diyanet, vatandaşa sabır telkin ederken kendisi milyonluk araçlarla şatafat içinde yaşıyor. İlk sekiz ayda milyarlarca lira harcadılar. Bu ülkenin en büyük önceliği eğitim olmalıydı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın toplam harcaması sarayın harcamasının gerisinde kalıyor. Öğrencisine bir öğün ücretsiz yemek veremeyen, yoksul çocukların beslenme sorununu çözemeyen bir devlet, milyarları saraya ve lüks araçlara akıtıyorsa orada vicdan da adalet de bitmiştir."

Alım gücündeki erime kredi kartını can simidi yaptı

Kredi kartları yurttaşın yaşamını sürdürebilmesinin tek yolu haline geldi. Gelirleri ile geçinemeyen milyonlarca kişi kredi kartlarına bağımlı yaşıyor. Temmuz ayı itibarıyla toplam 136,7 milyon kredi kartı bulunuyor. 20 yaş ve üzerindeki 61,7 milyon kişinin her birine ortalama 2,2 adet kredi kartı düşüyor.

Birgün gazetesinin özel haberine göre, kişi başına ortalama borç tutarı da 61 bin 791 TL’ye kadar ulaşıyor. Temmuz ayında 214 bin kişi ilk defa kredi kartı kullandı. Kredi kartı kullanıcılarının yüzde 20’sinin kart limiti ise 250 bin-500 bin lira arasında yer alıyor. Borçları ödeyememe krizi ise bireysel kredi kartlarında takibe giren alacak oranını artıyor. Geçen yılın Temmuz ayında yüzde 2,5 olan bireysel kredi kartlarında takibe düşme oranı bir yılda yüzde 4,2’e ulaştı.

Bireysel kredi kartlarıyla yapılan harcamalarda, gündelik ihtiyaçlara yönelik taksitsiz harcamalar dikkati çekici biçimde arttı. BDDK verilerine göre, kredi kartlarıyla yapılan taksitsiz harcamalar, taksitli harcamaların iki katına ulaştı. Son haftalık verilere göre 2 trilyon 506 milyar 839 milyon liralık bireysel kredi kartı harcamasının 1 trilyon 611 milyar 388 milyon lirasını taksitsiz harcamalar oluşturuyor.

Vatandaş her geçen gün daha fazla borca batıyor

Alım gücü her geçen gün erirken, bireyler her seferinde daha fazla borca batıyor. Merkez Bankası'nın haftalık para ve banka istatistiklerine göre 12 Eylül ile biten haftada,tüketici kredileri önceki haftaya göre yüzde 1,6 artarak 5 trilyon 49 milyar 826 milyon 564 bin lira oldu.

Krediye erişimde güçlük yaşayanlar kredi kartına yüklendi. Bireysel kredi kartı borçları 2 trilyon 506 milyar 393 milyon 428 bin liraya fırladı. Tüketici kredilerinde ilk sırada 1 trilyon 876 milyar 71 milyon 322 bin lira ile ihtiyaç kredileri geldi. Bireysel borçların 615 milyar 399 milyon 227 bin lirası konut, 51 milyar 962 milyon 587 bin lirası taşıt kredilerinden oluştu.

Borçlarla beraber bankaların takibe aldığı alacak miktarı da yükseldi. Takipteki alacaklar, 12 Eylül itibarıyla önceki haftaya göre 4 milyar 409 milyon lira artışla 481 milyar 12 milyon liraya çıktı. Takipteki alacakların 355 milyar 258 milyon lirasına özel karşılık ayrıldı.

Küresel Emeklilik Raporu’nda Türkiye 33’üncü sırada

Global Intelligence Unit’in hazırladığı Küresel Emeklilik Raporu’nda Türkiye, 44 ülke arasında 33’üncü sırada yer aldı. 'Güvenlik ve Entegrasyon Endeksi'nde son sıraya düşen Türkiye, 'Hayat Kalitesi Endeksi'nde de Namibya’nın gerisinde kaldı. Görece iyi olduğu alan 'Ekonomi Endeksi' oldu.

İşsiz üniversite mezunlarının 4 bin TL gelirleri var

Youthall isimli araştırma şirketinin yayımladığı 2025 Gençlerin Beklenti ve Yönelimleri Araştırması'na göre ailesiyle yaşayan öğrenci oranı yüzde 44,2'ye, mezun oranı ise yüzde 76,7'ye çıktı. Mezunlar 4 bin TL ve altında bir gelirle yaşamaya çalıştıklarını söyledi.

Araştırmaya göre, ailesiyle yaşayan öğrenci oranı 2024’te yüzde 40,5 iken bu yıl yüzde 44,2’ye yükseldi. Mezunlarda ise tablo çok daha çarpıcı. Geçen yıl yüzde 69,7 ailesiyle yaşarken bu oran, 2025’te yüzde 76,7’ye çıktı.

Öğrencilerin yüzde 66’sı ailesinden düzenli maddi destek aldığını belirtirken, 5 öğrenciden 1’i haftalık bin TL ve altında bir gelirle geçimini sağlamak zorunda. Genel olarak öğrenciler çoğunlukla aylık 4 ila 8 bin TL arasında bir bütçeye sahipler. İş arayan mezunların yüzde 50,8’i ayda 4 bin TL ve altında bir gelirle yaşamaya çalışıyor. Kirada kalabilenlerin oranı ise öğrencilerde yüzde 11,1, mezunlarda ise yüzde 11,8’de kaldı.

Güven endeksi bir sektörde azaldı, iki sektörde yükseldi

Güven endeksi, Eylül'de geçen aya kıyasla hizmet sektöründe yüzde 0,1 azalırken perakende ticaret sektöründe yüzde 0,4, inşaat sektöründe yüzde 3,6 artış gösterdi. TÜİK, Eylül ayına ilişkin hizmet, perakende ticaret ve inşaat güven endekslerini açıkladı.

Buna göre, mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi eylülde aylık bazda hizmet sektöründe yüzde 0,1 azalarak 111, perakende ticaret sektöründe yüzde 0,4 artışla 109,2 ve inşaat sektöründe yüzde 3,6 yükselişle 88,3 değerini aldı.

Devlet, elinde ne var ne yok satıyor

Devletin elinde kalan son varlıklar da birer birer satılıyor. Fabrikaların kapatılmasıyla başlayan özelleştirme furyası artık arsa ve arazilerle sürüyor. İktidar, yılın ilk sekiz ayında taşınmaz satışlarında bütçe hedefine ulaştı, kamuya ait değerli alanlar hızla özel şirketlere devrediliyor.

Birgün gazetesinin özel haberine göre, yılın Ocak-Ağustos döneminde 11 milyar 207 milyon 262 bin lira tutarında taşınmaz satışı yapıldı. Geçen yılın aynı döneminde 8 milyar 141 milyon 131 bin lira tutarında olan taşınmaz satışları yüzde 37,7 oranında arttı.

Taşınmaz satışlarının 4 milyar 361 milyon liralık bölümünü arsa ve arazi satışları oluşturdu. Ayrıca orman niteliğini kaybettiği gerekçesiyle "orman sınırları dışına çıkarılan" binlerce hektar alan da satış yöntemiyle el değiştirdi. Sadece Ocak-Ağustos 2025 döneminde 3 milyar 483 milyon liralık taşınmaz satışı 2/B satışları kapsamında yapıldı. Bütçe hedefi ise 2 milyar 669 milyon liraydı. Böylece yılın ilk sekiz ayında hedefin de üzerinde satış yapıldı.

Altın rekorlarla ilerliyor, 2026'da onsu 4 bin dolara çıkabilir

Jeopolitik riskler, küresel ekonomiye dair endişeler, merkez bankalarının altın talebi ve ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz indirim sürecine ilişkin beklentiler, altın fiyatlarını destekliyor. Bu gelişmelere Fed'in bağımsızlığına dair endişelerin de eklenmesi yatırımcıların altına yönelim hızını artırdı.

Ons başına 3 bin 791 dolara çıkarak tarihi rekor kıran altın yılbaşından bu yana yüzde 43 değer kazandı. Ons altın 1979'dan bu yana en yüksek yıllık artışa doğru ilerliyor. Altının onsu 1979 yılında yatırımcısına yüzde 126,5 kazandırmıştı.

Capital Economics Emtia Ekonomisti Hamad Hussain, "Fed'e ilişkin faiz indirimi beklentilerinin artması, bankanın bağımsızlığına ilişkin endişeler ve borç sürdürülebilirliği endişeleri, altın fiyatlarının rekor seviyelere çıkmasını destekliyor" dedi.

Büyük merkez bankalarının alımları ve Çin'deki güçlü yatırımcı talebi gibi bazı destekleyici unsurların yükseliş trendi için temel itici güç olmayı sürdürdüğünü belirten Hussain, yükseliş trendinin süreceğini, altının ons fiyatının gelecek yıl 4 bin dolara ulaşabileceğini ifade etti.

Bankalar mevduat toplayıp, faiz yükseltiyor

Gerçek kişi TL mevduat oranı yüzde 60’ın altında kalan bankalar, ceza ödememek için yoğun şekilde mevduat toplamaya çalışıyor. Bunun için de Merkez Bankası’nın belirlediği politika faizinin üzerinde faiz oranları veriyorlar.

Politika faizinin yüzde 40,5 seviyesinde olmasına rağmen bankalar, TL mevduatta yüzde 60 oranını yakalayabilmek için yüzde 46’ya varan faiz teklif ediyor.

Ekonomim yazarı Şebnem Turhan’ın yazısına göre, Merkez Bankası’nın temmuz ve eylülde yaptığı faiz indirimlerine karşın bankalar yüksek mevduat faizi vermeye devam ediyor. Bunun nedeni ise makroihtiyati tedbirler kapsamında bankalara uygulanan TL mevduat hedefleri. Gerçek kişi TL mevduat oranı yüzde 60’ın altında kalan bankalar, ceza ödememek için yoğun bir şekilde mevduat toplamaya çalışıyor.

Kurulan şirket sayısı azaldı, kapanan şirket sayısı arttı

Türkiye'de kurulan şirket sayısı Ağustos'ta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,7 azalırken, kapanan şirket sayısı da yüzde 5,2 artış gösterdi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Ağustos ayına ilişkin kurulan-kapanan şirket istatistiklerini açıkladı.

Buna göre, Ağustos'ta kurulan şirket sayısı, Temmuz ayına kıyasla yüzde 5,9 azalışla 9 bin 788'den 9 bin 210'a geriledi. Aynı dönemde kapanan şirket sayısı da yüzde 34,6 azalarak 1900 olarak belirlendi. Temmuz'da 2 bin 905 şirket kapanmıştı. Ağustos'ta kurulan şirket sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,7 azalırken, kapanan şirket sayısı da yüzde 5,2 artış gösterdi.

Otomobil ithalatına yeni ek vergi

Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı'na göre, Dünya Ticaret Örgütü kuralları ve uluslararası yükümlülüklere uygun olarak, Avrupa Birliği ve Serbest Ticaret Anlaşması bulunan ülkeler dışındaki ülkelerden yapılacak binek otomobil ithalatında; konvansiyonel ve hibrit (plug-in hariç) otomobiller için yüzde 25 veya minimum 6 bin ABD Doları/adedin yüksek olanı, plug-in (haricen şarj edilebilir) otomobiller için yüzde 30 veya minimum 7 bin ABD Doları/adedin yüksek olanı, elektrikli otomobiller için yüzde 30 veya minimum 8.500 ABD Doları/adedin yüksek olanı ek vergi olarak uygulanacak.

Türkiye'nin en hızlı büyüyen 100 şirketi belli oldu

Türkiye'de 2021-2023 yıllarında başvuranlar arasında en hızlı satış geliri artışı sağlayan 100 şirket belli oldu. Türkiye'nin en hızlı büyüyen 100 şirketinin ortalama ciro büyümesinin yüzde 1644 olduğu kaydedildi. Cirosunu 2021-2023 döneminde yüzde 19 bin 153 artıran Ankara merkezli Deeptech Universe Savunma ve Bilişim Teknolojileri AŞ, ilk sırada yer aldı.

Oscar Holding iflas etti

1976’dan bu yana faaliyet gösteren köklü enerji şirketi Oskar Holding, 2 milyar lirayı aşan borç yükü nedeniyle iflas etti. Mahkeme kararıyla Akkuyu NGS ve TEİAŞ projelerinde de görev almış grubun bağlı şirketleri tasfiye sürecine alındı.

Fransa'nın kredi notu bir haftada ikinci kez düşürüldü

Fransa’nın kredi notu siyasi kriz ortasında bir haftada ikinci defa düşürüldü. Fitch Ratings'in ülkenin kredi notunu AA−'dan A+'ya indirmesinin ardından Morningstar DBRS de benzer bir aşağı yönlü revizyon yaptı. Morningstar DBRS, 19 Eylül'de Fransa'nın uzun vadeli kredi notunu "AA (high)" seviyesinden "AA"ya düşürerek görünümü "negatif"den "durağan"a çevirdi.

Morningstar DBRS'den yapılan açıklamada, hükümetin mali durumunu yapısal olarak iyileştirmesi ve borç oranını sürdürülebilir bir şekilde düşürmesi halinde ülkenin kredi notlarının yükseltilebileceği belirtildi.Açıklamada, kredi notunu düşürme kararının gerekçeleri arasında siyasi istikrarsızlık başı çekerken artan kamu açığı ve borç oranında büyüyen sorunlar diğer gerekçeler olarak gösterildi.

Çin sera gazı emisyonlarını ilk kez azaltma sözü verdi

Çin, 2035 yılına kadar sera gazı emisyonlarını ilk kez azaltma sözü verdi. Devlet Başkanı Şi Cinping, Birleşmiş Milletler’de ABD Başkanı Donald Trump’ın “iklim değişikliği aldatmacadır” sözlerine göndermede bulunarak, “Yeşil dönüşüm çağımızın eğilimidir. Uluslararası toplum doğru yolda kalmalı” dedi.

Fitch, İtalya'nın kredi notunu yükseltti

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, İtalya'nın kredi notunu "BBB"den "BBB+"ya yükseltti, not görünümünü "durağan" olarak belirledi.

Fitch'ten yapılan açıklamada, not artışının "İtalya'nın mali gidişatına duyulan güvenin artmasından kaynaklandığı" belirtilerek, "istikrarlı siyasi ortam, devam eden reform ivmesi ve azalan dış dengesizliklerin İtalya'nın kredi göstergelerini daha da güçlendirdiği" vurgulandı.

"2025-2027 döneminde yapısal gelir artışları ve sıkı harcama kontrolü sayesinde bütçe açığında kademeli bir azalma beklendiği" kaydedildi.

Avrupa’da zengine vergi tartışması: Servet mi, miras vergisi mi?

Avrupa’da artan eşitsizlikler, zenginlerden daha fazla vergi alma tartışmasını yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar, doğrudan servet vergilerinin düşük gelir sağladığını; sermaye ve miras vergilerinin ise daha adil ve etkili olduğunu vurguluyor. Haberde Türkiye de örneklenen ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye’nin sermaye gelirlerini düşük vergilendiren ülkeler arasında olduğu belirtiliyor.

TikTok'u Murdoch ailesi ve Dell e Oracle satın alabilir

ABD Başkanı Donald Trump, TikTok’un ABD’deki operasyonlarını sürdürmesini sağlayacak anlaşmaya Rupert Murdoch, oğlu Lachlan Murdoch, Michael Dell ve Oracle’ın kurucusu Larry Ellison’un dahil olabileceğini açıkladı.

Anlaşmaya göre TikTok’un yönetimi ByteDance’ten çıkacak, veriler Oracle’da saklanacak ve yönetim kurulunda çoğunluk Amerikalılarda olacak. Ancak detaylar hâlâ netleşmedi; Trump, sürecin Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yaptığı görüşmede ele alındığını ve 16 Aralık’a kadar tamamlanması gerektiğini söyledi.

Warren Buffett'tan BYD kararı hisseleri sert düşürdü

Efsane yatırımcı Warren Buffett’ın son dönemdeki ani hamleleri sıklıkla manşetlere taşınıyor, hisseleri değiştiriyor. Buffett'ın şirketi bu kez de 17 yıl önce yatırım yapmaya başladığı Çinli elektrikli araç üreticisi BYD’deki tüm hisselerini sattı, kararın ardından 17 yılın sonunda yüzde 4 bin 500’den fazla değer kazanan BYD hisseleri sert düşüş  yaşadı.

Pfizer, 7,3 milyar dolarlık satın almayla zayıflama yarışına giriyor

Sağlık sektörünün yeni trendi zayıflama pazarı. Bu trende dahil olmak isteyenler de her geçen gün artıyor. İlaç devi Pfizer, kendi ürettiği ilacın klinik denemelerde başarısız olmasının ardından obezite ilacı üreticisi Metsera'yı 7,3 milyar dolar karşılığında bünyesine katmak üzere. Financial Times'a göre anlaşma kısa süre içinde duyurulacak.

 

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.