

Günümüzde, nakit para bolluğu, en az kıtlığı kadar, ekonomiyi yönetenlerin baş ağrılarından sayılır. Özellikle, piyasadaki para kontrolsüz şekilde arttıkça enflasyon şahlanır ve bu “para sarmalı” birçok ekonomi yönetimini oldukça zorlar. Bu nedenle, banknot ihraç eden ilk bankalar 17. Yüzyıl’ın ikinci yarısında ortaya çıkmaya başladı; ilk örnek 1661 yılında "Stockholm Bankası" ve 1668'de İsveç Devlet Bankası (Riksbank) merkez bankası niteliği ile piyasaya para çıkarmaya başladı.

Küresel ekonomik entegrasyonun hız kazandığı günümüz dünyasında, ulusal para politikalarının küresel etkileri giderek daha belirgin hale gelmektedir. Bu bağlamda, küresel ölçekte finansal istikrarı sağlamaya yönelik bir “Dünya Merkez Bankası” (World Central Bank WCB) kurulması önerisi giderek daha fazla tartışılmaktadır. Böyle bir kurumun kurulmasının gerekliliği, potansiyel yapısı ve sağlayacağı faydalar çoktur.

Birkaç yıl önce, yaşlı bir beyefendi İngiltere'nin en büyük bankalarından birinin lobisine girerek David Cameron'dan aldığı 5 milyon sterlin hakkında biriyle görüşmek istediğini söyledi. Bankanın üst düzey bir yöneticisi beyefendiyi bir danışma odasına aldı ve adamın hükümet tarafından düzenlenen bir piyango kazandığının bildirildiğini ve parayı almak için banka bilgilerini vermesi gerektiğini öğrendi. Hesabına bakan banka müdürü, müşterinin Nijeryalı 419 dolandırıcılarının kurbanı olduğunu ve hesabının boşaltıldığını istemeyerek açıkladı.

Amerika kıtasındaki rekor orman yangınları, Amazon yağmur ormanlarını yok etti ve ekosistemleri tehlikeye attı. Afrika’da dünyanın en kitlesel göçleri yaşandı. Orta Doğu susuzlukla boğuştu. Avrupa’da rekor sıcaklıklar ölümlere yol açtı. Asya ve Pasifik ülkelerinde seller ve hava kirliliği ana konuydu…

Türkiye’de milli gelir içindeki payı son birkaç yıldır inişte olan iki büyük sektörü geçen hafta karamsar tablolar ile öne çıktılar. İstanbul Sanayi Odası (İSO) “500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2024” araştırmasında, sanayide kârlılığın sert bir şekilde düştüğünü, satış kârlılığı oranının 10 yıl ortalamasının altına indiğini açıkladı.

Yine bir enflasyon haftası geldi. 3 Haziran Salı günü, piyasalara ve ücret pazarlıklarına yön verecek Mayıs ayına ait tüketici enflasyon verileri açıklanacak. Yurtdışında ise Cuma günü ABD'de işsizlik verileri, Perşembe günü ise, Avrupa Merkez Bankası'nın), politika faiziyle ilgili kararı önem kazanıyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, 22 Mayıs günü yılın ikinci Enflasyon Raporu’nu açıklarken, “Yıl sonu enflasyon tahmini 2025 ve 2026 yılları için sırasıyla yüzde 24 ve yüzde 12 olarak korunmuştur” dedi. Bir başka deyişle, geçen Şubat ayında yüzde 21’den yüzde 24‘e yükseltilen 2025 enflasyon hedefi değiştirilmedi.

Önümüzdeki hafta oldukça yoğun geçecek. Türkiye’de birinci çeyrek GSYİH ve Nisan ayı işsizlik verilerin ön plana çıkıyor. Birinci çeyrek büyümesinde geçen yılın son çeyreğine oranla düşüş bekleniyor. Aynı şekilde işsizlik oranında da bir miktar artış söz konusu olabilir. Bir başka önemli açıklama da Nisan ayına ait dış ticaret verileri olacak.