

Serbest piyasada yatırım yapmak, sonsuz seçeneğin olduğu bir alanda kendimiz için en doğru olanı seçmeye çalışmaktır. Bu sonsuzluğun içinde rasyonel olanı yapmak yerine, çoğu zaman birçok başka unsurun etkisinde karar veririz. Psikolojik, bilişsel ya da sosyal kaynaklı bu unsurların, yatırımcıların karar almalarındaki etkilerini inceleyen davranışsal finans, politik gündemin piyasa üzerinde bu denli etkili olduğu bir ortamda giderek daha da önem kazanıyor.

ABD ile Çin heyetleri arasında İsviçre’de yapılacak ticaret görüşmeleri önümüzdeki hafta, etkili olacak. Ayrıca, haftanın en önemli verileri ABD’de Nisan ayı enflasyonu olacak. Özellikle, Trump yönetiminin gümrük vergisi artışlarının etkisiyle enflasyonun yüksek çıkması bekleniyor. Nisan’da tüketici enflasyonunun yıllık 2,6'ya çıkması öngörülüyor. Mart'ta yıllık enflasyon yüzde 2,4'tü.

AB üyesi ülkelerin çevre bakanları, İspanya ve Portekiz’de yaşanan felaket niteliğindeki elektrik kesintisinin, endişe verici sahte haberlerin ve manipülasyonların yayılmasına zemin hazırlamasından 24 saat geçmeden, AB’nin iklim ve çevre politikalarını hedef alan dezenformasyon ve propagandayla nasıl mücadele edileceğini tartıştı.

Küresel ekonomiyi ve piyasaları altüst eden gümrük vergileri savaşında geçen hafta önemli bir adım atıldı. Çin ve ABD’li yetkililer tırmanan ticaret savaşı gerilimini çözüme kavuşturmak için ikili müzakerelere başlama kararı aldı. İki ülkenin yetkililerinin İsviçre’de görüşeceği haberi küresel piyasaların da rahat bir nefes almasını sağladı.

Eski Yunan’da (Attika) toplumun büyük bölümünü oluşturan köylüler ve diğer üretici güçler, dönemin bilge kişisi ve ozanı Atinalı Solon’un (MÖ 640-560) kapısını çaldılar; tek istedikleri, artık dayanılamayacak kadar yükselen faizlerin dizginlenmesi ve borçlara karşılık üretim araçları ve toprakların el değiştirmesinin önüne geçecek yeni düzenlemeler yapılmasıydı.

Telefonun ucunda heyecanlı bir ses, “Ağabey, Trump ile Erdoğan görüştü, hemen yayına bağlanır mısın?” diye sordu. “Biraz bekle, Beyaz Saray ve Ankara’dan ilk açıklamalar gelsin!” dedim. Biraz sonra ilk açıklamalar geldi, her iki tarafta birbirlerini teyit edercesine görüşmelerin çok olumlu geçtiğini, Türkiye ile ABD arasında çok iyi bir dönemin eşiğinde olduğumuzu belirtiyordu. Ancak ABD’nin açıklamalarında sürece gölge düşürecek meşhur Rahip Brunson nüansı vardı. Bu nüans üzerine canlı yayına bağlanmaktan vaz geçtim.

Düzenli olarak ele aldığım bir konu var: Ana caddelerin geleceği ne olacak? İngilizler buna High Street diyor, ama dijitalleşme ilerledikçe fiziksel yapılara olan ihtiyacımız azalıyor. Mağazalar, dükkanlar, ofisler veya şirketler olsun, hepimiz dünyanın eskisi gibi olmadığını kabul etmeliyiz. Bazı banka yöneticileri bunu hoş karşılamasa da, giderek daha fazla evden çalışıyoruz ve bunun bir domino etkisi var.