Levent Gürses - Cılız büyüme ve %30’da direnen enflasyona sevinenlerin ekonomisi
Cılız büyüme ve %30’da direnen enflasyona sevinenlerin ekonomisi
Levent Gürses
Önemli iki veri açıklandı. Biri üçüncü çeyrek büyüme rakamı; yıllık yüzde 3,7... Diğeri de Kasım ayı enflasyonu; TÜİK'e göre tüketici fiyatları aylık yüzde 0,87 artarken, yıllık yüzde 31,07 artış gerçekleşti. ENAG’a göre ise kasım enflasyonu yüzde 2,13, yıllık enflasyon yüzde 56,82 oldu.
Büyüme verisinin sağlıksız olmasını bir kenara bırakalım, Türkiye gibi yüzde 30 seviyesinde enflasyon ile mücadele eden ve yüksek nüfuslu gelişmekte olan bir ülke için düşük bir oran. Ekonomistler arasında yapılan beklenti anketinde çıkan yüzde 3,97 tahmininin de altında kalındı.
Son yıllardaki üçüncü çeyrek büyüme oranlarına baktığımızda tablo şöyle: 2021 yüzde 8,2, 2022 yüzde 4,1, 2023 yüzde 6,5, 2024 yüzde 2,8, 2025 yüzde 3,7.
G20'de gelişmekte olanların en düşük büyüme oranı...
G20 üyeleri içindeki gelişmekte olan ülkeler arasında en düşük üçüncü çeyrek oranı Türkiye'nin ki... 2025'in üçüncü çeyreğinde Hindistan yıllık yüzde 8,2, Endonezya ve Suudi Arabistan yüzde 5, Çin yüzde 4,8, Singapur yüzde 4,2 büyüdü.
Diğer gelişmekte olanlardan Vietnam ve Tayvan yüzde 8,2, Kazakistan yüzde 6,3, Moğolistan yüzde 5.9, Mısır yüzde 5,3 büyüdü. Bunlar tam karşılaştırma olsun diye üçüncü çeyrek oranları, birçok gelişmekte olanın ikinci çeyrek büyümesi de Türkiye'nin bir hayli üzerinde...
Enflasyonda ilk beşte ve hâlâ yüzde 30'un üzerindeyiz
Enflasyona gelince; biraz düşüş sayesinde Arjantin'in Ekim enflasyonunun altında kalarak, dünyanın en yüksek altıncı enflasyonuna sahip olduk. Arjantin'de Kasım'da düşmeye devam ederse yine beşinciyiz. Durum şöyle; Venezüella yüzde 172 (Nisan), Sudan yüzde 113 (Ekim 2024), İran yüzde 45 (Eylül), Haiti yüzde 32 (Eylül), Arjantin yüzde 31,3 (Ekim), Türkiye yüzde 31,07 (Kasım).
Bu dünya ile kısa bir karşılaştırma; şimdi önce büyüme verisinin ayrıntısına bakalım. Evet, üçüncü çeyrekte GSYİH yıllıkta yüzde 3,7, bir önceki çeyreğe göre ise yüzde 1,1 büyüdü.
İnşaat %13,9 büyüdü, tarım %12,7 küçüldü
Ancak sektörel olarak baktığımızda, çok çarpıcı bir durum var. Üçüncü çeyrekte bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak en fazla artış yüzde 13,9 ile inşaat sektöründe gerçekleşirken, tarım sektöründe ise yüzde 12,7 azalma yaşandı.
Tarım sektöründeki yaşanan bu olumsuz gidişatın maliyeti giderek katlanıyor. Mazot, gübre, tohum, yem, ilaç, sulama ve enerji başta olmak üzere tüm girdilerdeki sert fiyat artışları, çiftçinin maliyet hesabını altüst ederken sıklaşan zirai don, düzensiz yağışlar ve uzun süreli kuraklıklar tarım sektöründe yaşanan daralmayı hızlandırıyor.
Tarım hariç bütün sektörlerde büyüme kaydedildi. Sanayi yüzde 6,5, ticaret, ulaştırma, konaklama, yiyecek hizmetleri yüzde 6,3, finans ve sigorta yüzde 10,1, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 10,8 büyüdü.
Sanayi sektöründe özellikle ihracata dayalı imalat sanayisinde yaşanan daralma ve üretimin yavaşlamasına karşın gelen büyüme dikkat çekti. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 1,8 daralan, ikinci çeyrekte yüzde 6,1 büyüyen sanayi sektöründe son çeyrekte yüzde 6,5’lik büyüme kaydedildi.
Yerleşik hane halklarının nihai tüketim harcamaları bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 4,8 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 0,8, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 11,7 arttı.
Emek gelirlerinde yıl içinde zam yapılmamasına karşın halk krediyle, borçla tüketimi sürdürdü. Hanehalklarının tüketim harcamaları ise 2025 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 4,8 arttı.
Kişi başı gelir 17.900 dolar ama hangi kesime...
Üretim yöntemiyle GSYİH ise, üçüncü çeyrekte cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre 41,6 artarak 17 trilyon 424 milyar 718 milyon TL oldu.
Ayrıca ücretlilerin geliri azalırken sermaye gelirleri arttı. Üçüncü çeyrekte GSYİH içinde işgücü gelirleri bir önceki 3 aya göre 3.4 puan birden gerileyerek yüde 35'e düştü. Kar, faiz, rant gelirlerinden oluşan işletme artığı ise 5,4 puan birden artarak yüzde 46.7'ye çıktı.
GSYİH cari fiyatlarla ABD doları cinsinden 432 milyar 880 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu, TL cinsinden 17 trilyon 424 milyar TL'ye karşılık geliyor.
TÜİK'e göre kişi başı milli gelir ise 17,9 bin dolar ile rekor seviyeye çıktı. 2024'te 15,3 bin dolardı. Ancak, ekonomist İris Cibre'nin belirttiği gibi şöyle bir durum var; "Hanehalkının yüzde 10'u kullanılabilir gelirin yüzde 32'sini alıyor, ortalama geliri yıllık 1.23 milyon lira. En alt yüzde 10 ise yüzde 2.3'ünü alıyor, ortalama 87 bin TL. Uçuruma bak... Mevduatta ise, toplamın yüzde 82'sine, yüzde 1.35 mevduat hesabı sahip. Yani, lafın özü; o para, mutlu bir azınlığın cebinde..."
"Ekmek yoksa beton yiyelim” ekonomisi...
Uzmanlar, GSYİH'daki son durumu "ekmek yoksa beton yiyelim ekonomisi" olarak yorumluyor. Prof.Dr. Veysel Ulusoy, "Tarlayı betona çeviren ekonomi yüzde 3,7 büyümüş. İnşaat yüzde 13 büyürken, tarım yüzde 12 küçülmüş. Fakirleştiren büyüme bu" derken, ekonomist İnan Mutlu, "Rant ekonomisinin fotoğrafı. Bir ülkede gayrimenkul faaliyetlerinin milli gelir içindeki payı tarım sektörünün payını geçiyorsa, ucuz gıda tüketemezsiniz" yorumunu yapıyor.
Evrensel gazetesi, büyüme verisini manşetine taşıyarak, "2.5 yıldır uygulanan örtülü IMF programı halkı ekmeğinden etti. Tarım rekor oranda daraldı, ücretli emeğin milli gelirden aldığı pay azaldı, sanayi üretiminin ekonomideki payı 2009 krizi seviyesine kadar düştü. Tüketim ayrıcalıklı bir kesim için sürerken emekçiler için borç ve açlık arttı. İnşaat ve finans sermayesi adeta coştu" dedi.
Faiz ödemelerinin milli gelire oranı artmaya devam edecek
Rant ve faiz ekonomisiyle ilgili bir durumu da ekonomist İnan Mutlu tespit etti. Bu yıl ve 2026'da gerçekleşen ve beklenen faiz düşüşüne rağmen, faiz ödemelerinin GSYİH içindeki payı artmaya devam ediyor. 2023'teki yüzde 2,6, 2024'teki yüzde 3 gerçekleşmelerin ardından bu oranın bu yıl yüzde 3,5 ve 2026'da yüzde 3,7 olması bekleniyor. İnan Mutlu, "Bir ülkenin bütçesi nasıl ipotek edilir? Tek adam rejiminin Türkiye'ye faturalarından biri... Faizler düşecek ama devletin faiz ödemelerin milli gelire oranı her yıl artacak. Bütçe kaynaklarını emekliden, yoksuldan, eğitimden, sağlıktan kesip faize ödeyecekler" diyor.
"İşi gücü bırakıp tarımla uğraşmamız lazım"
Hazine eski Müsteşarı, ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez ise, tarımda yüzde 12,7 daralmaya dikkat çekerek, "Bu gidişatın maliyeti ağırlaşıyor, ileride daha da ağır olacak. Tarımdaki çok ciddi bir küçülme. Bizim işi gücü bırakıp tarımla uğraşmamız lazım." dedi. Eğilmez, inşaat ve sanayi verilerinin sahadaki şikâyetlerle örtüşmediğini, tüketimdeki yükselişin ise dezenflasyon programına güven eksikliği olduğunu vurguladı.
"Tarımda son sekiz yılın en kötü verisi"
Greenwich Üniversitesi Öğretim Üyesi Cem Oyvat, Birgün gazetesine büyüme rakamlarını değerlendirdi. Oyvat, tarım sektöründe yaşanan daralma ve sanayi sektöründeki gelişmelere değinerek şöyle konuştu:
“Büyüme sayılarında özellikle tarımdaki yüzde 12,7’lik daralma öne çıkıyor. Üçüncü çeyrekler karşılaştırıldığında tarımdaki üretim son sekiz yılın en düşük seviyesine gerilemiş durumda. Diğer yandan sanayi sektöründe yüzde 6,5’lik bir büyüme gözüküyor ama bu durumda baz etkisi rol oynuyor. Yani 2024’ün üçüncü çeyreğindeki daralmanın üzerine gelen bir büyüme bu. Nitekim sanayinin üçüncü çeyrek performansına bakıldığında, son iki yıldaki ortalama büyüme yüzde 1,8. Türkiye için düşük bir sayı. Ücretlilerin milli gelirden aldığı pay ise 2024’ün son çeyreğinden itibaren düşmeye devam ediyor. Mevsimsellikten arındırılmış verilere göre 2024’ün son çeyreğinde yüzde 33,7 olan işgücü ödemelerinin GSYH’deki payı 2025’in ikinci çeyreğinde yüzde 33,0’e, 2025’in üçüncü çeyreğinde ise yüzde 32,6’ya inmiş. Asgari ücret zammının 2025 başında düşük tutulmasının ve ara zam verilmemesinin etkilerini görüyoruz. Finans sektöründe de yüzde 10,8’lik bir büyüme oldu. Bu büyümede kredi faizlerinin enflasyonun hayli üzerinde kalmasının ve kamunun faiz ödemelerinin artmasının etkisi olabilir. Kamunun tüketim harcamalarındaki artış da oldukça sınırlı. Mesela 2025’in ilk üç çeyreğinde kamunun tüketim harcamaları geçen yıla göre reel olarak yüzde 0,8 artmışken, GSYH yüzde 3,7 büyümüş. Üç yıllık döneme bakıldığında da Mehmet Şimşek döneminde kamunun tüketim harcamalarının düzenli olarak büyümenin altında kaldığını görüyoruz. Yani kamu harcamaları yüksek olduğu için enflasyon düşüyor eleştirileri doğru değil.”
Prof. Dr. Ensar Ylmaz ise, tüm bu durumun özetini şöyle yaptı:
"Şaşırtmıyor:
i. küçülen bir büyüme
ii. inşaat, finans ve hizmet ağırlıklı bir büyüme
iii. gelir dağılımını bozan bir büyüme
iv. dış ticaret açığını büyüten bir büyüme
v. devleti küçülten bir büyüme..."
Enflasyonda şaşırtıcı Kasım düşüşü...
Kasım'da enflasyon TÜİK’e göre, yıllık yüzde 31,07, aylık yüzde 0,87 arttı. TÜFE’deki değişim on iki aylık ortalamalara göre ise yüzde 35,91 olarak gerçekleşti. TÜİK’e göre Kasım 2025’te enflasyon oranı bir önceki yılın aralık ayına göre ise yüzde 29,74 olarak gerçekleşti.
Kasım 2025 itibarıyla yıllık enflasyonun en yüksek görüldüğü harcama grubu yüzde 66,17 ile eğitim oldu. Aylık en yüksek artışın görüldüğü harcama grubu ise yüzde 3,33 ile eğlence ve kültürde gerçekleşti. En yüksek artışın görüldüğü ikinci grup ise yüzde 2,42 ile alkollü içecekler ve tütünde oldu.
Ekonomist Mahfi Eğilmez, "Enflasyonu yüzde 2'nin altı bekliyorduk. Ama yüzde 0,87 şaşırtıcı, inandırıcı da gelmedi. TÜİK 31,07 çıktı yıllık olarak. İTO yüzde 38,28 oldu. ENAG 56,82. Faizde yüzde 39,50'deyiz” dedi.
Ekonomistler son veriyi, "Hedef enflasyonu Aralık’ta da düşük tutup, çalışana, emekliye düşük zam vermek" diye yorumladı. Toplumun büyük kesiminde, "İnandırıcı bir şey değil. Maaşlarımız enflasyona göre artacak, hedef küçük gösterip maaşı düşük vermek" görüşü hakim.
Prof. Dr. Şenol Babuşçu, “ENAG ile TÜİK arasında enflasyon hesaplamalarında fark yıllıkta 25,75 puan. Birçok ülkede fark kadar bile enflasyon yok” yorumunu yaparken, Dr. Burcu Aydın, "Ulaştırma ve konut grubundaki artışlar da eğilimin oldukça altında… Öte yandan indirim sezonuna rağmen, giyim ve ayakkabı grubunda aylık enflasyon arttı. Kasım enflasyonu şaşırtıcı sonuçlar içeriyor” dedi.
Zam oranlarında Aralık enflasyonu bekleniyor
TÜİK’in Kasım ayı enflasyonunu açıklamasının ardından memur ve emekli maaşlarına yansıyacak zam oranları netleşti. Buna göre Haziran-Kasım döneminde toplam enflasyon yüzde 11,20 olarak gerçekleşti, bu tutar ve 2026 yılı toplu sözleşme zammı göz önüne alınarak yapılan hesaplamaya göre; SGK ve Bağ-Kur emeklileri beş aylık dönemde yüzde 11,20 zam alırken memur ve memur emeklilerinin aylıkları toplu sözleşme zammıyla birlikte yüzde 17,55 zamlanacak.
İşçi emeklileri altı aylık enflasyon verilerine göre zam alıyor ve Temmuz ayında aylıklara yüzde 16,67 oranında zam yapılmıştı.
SGK ve Bağ-Kur emeklileri 2026 Ocak ayında yüzde 11,20 zam alacak ve bu oranla en düşük emekli maaşı 18 bin 772 liraya yükselecek.
Aralık ayı enflasyon rakamları açıklandığında altı aylık dönem tamamlanacak ve emekli aylıklarına yapılacak kesin zam oranı netleşecek. Uzmanlar aralık ayı verilerinin de eklenmesiyle en düşük emekli aylığının 19 bin lirayı geçeceğini öngörüyor.
OECD raporu: Tek hane başka bahara
OECD, Ekonomik Görünüm raporunu yayımladı. Türkiye'de enflasyon tahmini 2025 için de 2026 için de yükseltildi. Ekonomi yönetiminin tek hane hedeflediği 2027 için ise enflasyon tahmini yüzde 11,7 oldu.
OECD, enflasyonun ise bu yıl için yüzde 34,5 ve 2026'da yüzde 20,8 seviyesine gerileyeceğini öngörüyor.
Raporda yer alan Türkiye ekonomisine yönelik tahminlere göre, 2024'te yüzde 3,3 büyüyen Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,6, 2026'da yüzde 3,4 ve 2027'de yüzde 4 büyüyeceği öngörülüyor.
Böylece OECD, 2025 ve 2026 için büyüme öngörüsünü Eylül'deki tahminlerine göre yukarı yönlü revize etti. Kurumun Eylül öngörüsü, bu yıl ve 2026'da yüzde 3,2 büyüme yönündeydi.
Fitch: 2025 büyümesi %3,8 olacak
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, küresel ekonomiye ilişkin büyüme beklentisini bu yıl için yüzde 2,4'ten yüzde 2,5'e, gelecek yıl için yüzde 2,3'den yüzde 2,4'e çıkardı.
Türkiye ekonomisine dair değerlendirmelerin de yer aldığı raporda, ülke ekonomisinin büyüme beklentisinin bu yıl için yüzde 3,5'ten yüzde 3,8'e çıkarıldığı belirtildi.
Aralık toplantısında %2'ye varan faiz indirim beklentisi...
Kasım ayı enflasyonun beklentilerin altında kalmasıyla gözler TCMB’nin 11 Aralık’ta toplantısına çevrildi. Politika faizini indiriminde yüzde 2 seviyesine kadar uzayan tahminler var.
Mahfi Eğilmez, “Yüzde 31 enflasyona yüzde 39,50 faiz yüksek. Bu ay faiz düşürülmeli. 2 değil de 1-1,5 puan düşüş olabilir” dedi.
ING Global ise, enflasyon verilerinin ardından TCMB'den yılın son ayında 100 baz puan faiz indirimi beklentisini koruduğunu açıklarken; "Daha büyük bir faiz indirimi ihtimalini de yok saymıyoruz" şeklinde tahmin yaptı.
Kasım enflasyonu ekonomi yönetimi ve iktidar cephesinde memnuniyet yarattı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kasım ayı enflasyonumuz yüzde 0,87 olarak geldi. Temel mal enflasyonu yüzde 18’ler seviyesine indi. Hizmet enflasyonundaki düşüş ise sürüyor. Deprem konutları ve sosyal konut projelerimizle birlikte kira enflasyonunda da hızlı bir gerileme bekliyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise, 2024 yılı Haziran ayından bugüne enflasyon oranındaki düşüşün 44 puanı aştığını ifade ederek "Sosyal konut ve gıda başta olmak üzere arz yönlü politikalarla da enflasyonla mücadelemizi bütüncül bir çerçevede kararlılıkla sürdüreceğiz" dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, "Kasımda aylık enflasyon son 2,5 yılın, yıllık enflasyon son 4 yılın en düşük seviyesine geriledi. Mayıs 2024'e göre iyileşme 44 puanı aştı" dedi.
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan da, fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceğini ve bu yaklaşımın dezenflasyon sürecini talep, kur ve beklenti kanalları üzerinden güçlendireceğini ifade etti.
Gıdada 17 ayda %122 artış, enflasyon Şimşek’in öngörüsünün iki katı...
CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi ise, enflasyonda Yemen, Zimbabve ve Myanmar bile bizden daha iyi durumda olduğunu belirterek, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bir yıl önce, 2025 sonunda enflasyonun yüzde 20’nin altına düşeceğini, hatta yüzde 17 olacağını iddia ettiğini, bugün bakanın tahmininin iki katı resmi enflasyon yaşandığını söyledi. İlgezdi, temel gıda fiyatlarının 17 ayda yüzde 122 arttığını vurguladı.
Adaletsizliğin daniskası; kamuda "ayrımcı" zam teklifi
AKP tarafından Meclis'e sunulan ve Plan Bütçe Komisyonu'ndan geçen düzenlemeyle; yaklaşık 30 bin kişiyi kapsayan genel müdür, daire başkanı ve müfettiş, il müdürü, uzman gibi "kariyer meslek" gruplarına 30 bin TL seyyanen zam yapılması öngörülüyor.
Birgün gazetesinin haberine göre, Genel Kurul'dan geçmesi beklenen düzenlemeyle maaşı katlanacak olan şanslı azınlık şu unvanlardan oluşuyor:
TBMM Genel Sekreteri, SGK, AFAD ve TÜİK Başkanları. Büyükelçiler, Diyanet İşleri Başkanı, Valiler ve Kaymakamlar.
Bakanlık Genel Müdürleri, Daire Başkanları ve Müşavirler.cMerkez teşkilatındaki Başmüfettiş, Müfettiş, Denetçi ve Uzmanlar. Cumhurbaşkanlığı ve TBMM'deki üst düzey koruma ve makam personeli. Ancak kamunun yükünü sırtlayan öğretmen, polis, hemşire, doktor, mimar ve mühendisler bu zammın dışında tutuldu.
Düzenlemenin en çok eleştirilen yönü ise "merkez-taşra" ayrımı oldu. Aynı işi yapan ancak taşra kadrosunda bulunan gelir uzmanları, SGK denetmenleri ve il müdürlüklerindeki uzmanlar bu haktan yararlanamayacak.
11 ayda asgari ücretin enflasyon karşısındaki kaybı 6 bin 574 TL
DİSK-AR'ın enflasyon raporuna göre, yılın 11'inci ayında asgari ücretin enflasyon karşısındaki kaybı 6 bin 574 TL oldu. Ancak raporda, gelir düzeyi ve harcama kalıplarının farklı olması nedeniyle toplumsal sınıf ve kesimlerin enflasyon sonucu ortaya çıkan pahalılığı çok farklı hissettiği vurgulandı. En düşük yüzde 20'lik gelir grubu toplam gelirin yüzde 6,3'ünü alırken, bu grubun harcamaları içinde gıdanın payı yüzde 30,4 iken en yüksek yüzde 20'lik gelir grubu toplam gelirin yüzde 48,1'ini elde ederken harcamaları içindeki gıdanın payı yüzde 12,8’de kalıyor. Raporda "Dar gelirli grupların gıda dışı harcamalar için geliri daha sınırlı kalırken yüksek gelir gruplarında bu miktar oldukça fazladır. Bu durum pahalılığın farklı toplumsal kesimlerde farklı hissedilmesine yol açmaktadır. Dar gelirlilerin harcanabilir gelirlerinin sınırlı olması nedeniyle daha yoğun bir geçim sıkıntısı çekmektedir" denildi.
Asgari ücret için 12 Aralık’ta toplantı daveti...
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 2026 yılında geçerli olacak asgari ücret rakamının belirlenmesi için işçi ve işveren tarafını 12 Aralık'ta toplantıya davet etti.
İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yeni asgari ücret rakamını belirleme çalışmalarında süreç başladı.
Gözler TÜRK-İŞ'in kararında...
TÜRK-İŞ'in geçen yıl asgari ücretin yüzde 30 artışla 2025 yılı için net 22 bin 104 lira olarak belirlenmesine tepki göstermiş, "sözümüz dinlenmiyor, taleplerimiz karşılanmıyor" diyerek masadan çekilmişti.
Bunun üzerine bakanlık, mevcutta işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden 5'er olmak üzere 15 kişiden oluşan Komisyonun yapısıyla ilgili çalışma başlatmış, hükümetin temsilcisi sayısının 1'e düşürülmesini içeren formülü TÜRK-İŞ'e sunmuştu.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda hükümet temsilcisi sayısının azaltılarak yeniden yapılandırılması yönündeki çalışmaları değerlendiren TÜRK-İŞ Başkanı Atalay, "Hiçbir şeyin değişeceğini zannetmiyorum" dedi.
Özgür Özel: Asgari ücrette 39 bin lira yetmez, nefes aldırır
"Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin 73'üncüsü Güngören'de gerçekleştiren ana muhalefet partisi CHP'nin lideri Özgür Özel, partisinin asgari ücret önerisini açıkladı. Özel, "39 bin lira yetmez, nefes aldırır" diyerek şöyle devam etti:
“Birileri ben bu parayla geçinemem, diğeri ben bunu verirsem iflas ederim diyorsa araya devlet girecek. Hak edilen maaş en az 39, biz bunun altında yokuz. Asgari ücret temel ücret oldu. Asgari ücret bütün dünya ilk bir yıl alınan ücretken burada herkesin maaşına yön veriyor. Sendikalar asgari ücret mücadelesine omuz vermelidirler. Asgari ücrete insanca zam hakkımızdır, söke söke almak için tüm Türkiye’yi, tüm emekçileri, tüm işçileri mücadeleye davet ediyoruz. Yanlarında olacağız, arkalarında olacağız."
DİSK: Dört kişinin çalıştığı ailede yoksulluk sınırı aşılamıyor
Asgari ücret zammı için görüşme takvimi bugün başladı. DİSK, konfederasyonun araştırma merkezi DİSK-AR’ın 2026 Asgari Ücret Raporu ile asgari ücret taleplerini açıkladı. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Bugün ülkemizde hayat pahalı, emek ucuz” dedi.
Çerkezoğlu, 2026 asgari ücret sürecine girilirken mevcut ücretlerin reel olarak dibe vurduğunu belirterek, “Açlık sınırı 30 bin liraya dayandı, yoksulluk sınırı 90 bini aştı. Bir ailede dört kişi çalışsa bile yoksulluk sınırının üzerine çıkamıyor” dedi. Açıklamada, AKP iktidarının yıl boyunca asgari ücreti artırmamasının milyonların kaybını büyüttüğü vurgulandı.
Altın yeniden tırmanışa geçti, gümüş tarihi rekor kırdı
Altın fiyatları ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz indirimi kararı almasına yönelik beklentiler ile yükseliş seyrine geçti. Gümüş fiyatları ise tarihi zirveye çıktı.
Londra Borsası'nda spot altının onsu 1 Aralık Pazartesi günü 4.257 doları aştıktan sonra, Salı günü 4.163 dolara kadar gevşedi. 3 Aralık günü de 4.241 dolara kadar çıkan altının onsu günü 4.201 dolardan kapattı. Altın 3 Aralık itibarıyla son bir ayda yüzde 5, üç ayda yüzde 18, son bir yılda ise yüzde 59 değer kazandı. Fed'in Aralık ayındaki toplantısında faiz indirimi kararı almasına yönelik beklentiler altının yeniden değer kazanmasını sağlıyor.
Gümüşün onsu ise Çarşamba günü 58,91 dolar ile tarihi zirveyi gördü. Gümüş son bir ayda yüzde 21 ve son bir yılda yüzde 88 kazandırdı.
Altın iç piyasada da yükselişte; 1 Aralık Pazartesi günü 5.781 TL'ye ulaşan gram altın 3 Aralık Çarşamba günü 5.750 TL ile kapattı. Gram altın 20 Ekim'de 5.865 TL ile tarihi rekora ulaşmıştı. 1 Aralık 'ta 9.577 TL olan çeyrek altın ise 3 Aralık Çarşamba günü 9.521 TL'den kapandı.
OECD: Küresel ekonomide uyuşuk büyüme
OECD'nin küresel ekonomiye yönelik son raporunda, büyüme tahminlerinde değişikliğe gitmedi. Kurum, önceki raporunda olduğu gibi, küresel ekonominin bu yıl yüzde 3,2 ve 2026'da yüzde 2,9 büyüyeceğini öngörüyor.
Küresel ekonominin 2027'de ise hafif toparlanma göstererek yüzde 3,1 büyümesi bekleniyor.
Rapora göre, dünya ekonomisi bu yıl beklenenden daha dayanıklı bir performans sergiledi ancak altta yatan kırılganlıklar varlığını sürdürüyor.
ABD ekonomisinin bu yıl ve 2026'da sırasıyla yüzde 2 ve yüzde 1,7 büyüyeceği tahmin edilirken, büyümenin 2027'de yüzde 1,9'a yükselmesi bekleniyor. Euro Bölgesi'nde büyümenin bu yıl yüzde 2,1'den 2026'da yüzde 1,9'a düşeceği, 2027'de ise yüzde 2 olacağı tahmin ediliyor.
"Böyle giderse Türkiye'de satacak gıda ürünü bulamayacağız"
Migros İcra Kurulu Başkanı Ömer Özgür Tort, üreticilerin para kazanamadığı için üretmek istemediğini belirterek “Bu tempoda gidersek Türkiye’de satacak ürün bulamayabiliriz” dedi.
Ekonomim gazetesinin haberine göre, Türk İş Dünyası Konfederasyonu’nun Antalya’da düzenlenen 26. İş Dünyası Zirvesi’nde konuşan Özgür Tort, gıdaya erişim ve üretim alanında Türkiye’nin ciddi bir risk döneminden geçtiğini söyledi.
Üreticilerin para kazanamadığı için üretmek istemediğini belirten Tort, bunun hem sektör hem de ülke için büyük bir tehdit haline geldiğini vurguladı.
Tort, fiyat oluşumunda nakliye ve toplu üretimin de önemine dikkat çekti. Ürünlerin Antalya ile İstanbul arasındaki fiyat farkına değinen Tort, “Ürün Antalya’da 5 lira, İstanbul’da 35 lira. Bunun çok basit bir matematiği var. Randımanlı üretim yoksa sıfır maliyetli bir ürünün İstanbul’da satmanın maliyeti 21 lira. Üretici 5 liraya üretmez. Tedarik maliyetini ve ortak üretim maliyetini düşürmemiz şart” dedi. Toplu üretimde girdi maliyetlerinin üçte birine, raylı sistem taşımacılığında nakliye maliyetlerinin yine üçte birine düştüğünü kaydeden Tort, tarımda teknoloji kullanımının zorunluluk haline geldiğini belirtti.
Koton CEO’su: Mısırlı bakanlardan davet aldık, direniyoruz
Tekstil sektöründe sermaye, emeğin ucuz olması nedeniyle Mısır'a yönelmeye başladı. Mısırlı bakanlardan üretimi orada yapmaları için davet aldıklarını söyleyen Koton CEO'su Bülent Sabuncu, “Koton olarak üretimin yüzde 81’ini Türkiye’den alıyoruz, bunun için direniyoruz” diye konuştu. 26. İş Dünyası Zirvesi’nde konuşan Sabuncu, hazır giyim ihracatının üç yıl önceki 21 milyar dolardan bu yıl 16-16,5 milyar dolara gerileyeceğini belirterek sektörde ciddi bir kırılma yaşandığını, Koton olarak son 2 ayda iki ayrı Mısır devlet bakanından davet aldıklarını ve görüştüklerini belirterek, “Kırılma her yerde ve herkes çalışıyor. Dünyada ilk 3’te iken şu an daha da alta indik” dedi.
Kredi risk primi 7,5 yılın en düşüğüne indi
Türkiye'nin kredi risk primi 233 baz puana düşerek, son 7,5 yılın en düşük seviyesine indi. Söz konusu veri, Mayıs 2018'den bu yana en düşük seviye olarak kaydedildi.
Ahlatçı Holding, dört milyar dolarlık altın madeni buldu
Ahlatcı Holding, Yozgat Sarıkaya’da yürüttüğü aramalarda 927 bin ons altın rezervine sahip maden buldu. Altının piyasa değeri yaklaşık 4 milyar dolar olarak hesaplandı. Şirket, sondaj çalışmaları tamamlandığında rezervin 1,5 milyon ons seviyesine ulaşmasını bekliyor.
Ahlatcı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ahlatcı, ilk altının 2027 başında çıkarılmasının planlandığını ve sahada bin kişinin çalışacağını açıkladı.
Otomotivde Kasım rekoru
Otomobil ve hafif ticari araç pazarı Ocak-Kasım döneminde yüzde 10,16 büyüdü. Otomobil satışları, 11 aylık dönemde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,96 artarak 938 bin 177 adet oldu. Aynı dönemde hafif ticari araç satışları ise yüzde 7,13 yükselerek 238 bin 603'e çıktı.
Dünya Bankası: Küresel finansman açığı 50 yılın zirvesinde
Dünya Bankası, gelişmekte olan ülkelerde dış borçların anapara ve faiz ödemeleri ile alınan yeni finansman arasındaki farkın 2022-2024 döneminde 741 milyar dolara çıkarak 50 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını bildirdi. Dünya Bankası'nın yayımladığı Uluslararası Borç Raporuna göre, gelişmekte olan ülkeler 2024'te 90 milyar dolarlık dış borcu yeniden yapılandırdı ve bu 2010'dan bu yana en yüksek rakam oldu.
Silah şirketleri rekordan rekora koşuyor
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) verilerine göre, 2024 yılında dünyanın en büyük 100 silah ve askeri hizmet şirketinin toplam geliri, yüzde 5,9 artışla 679 milyar dolara ulaştı. Dünyadaki savaşlar ve gerilimler, silah şirketlerinin kârlarını artırmasına yaradı. Türkiye’de de Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE), ilk kez dünyanın en büyük 100 silah üreticisi arasına girdi. 2024’te beş Türk şirketinin toplam geliri 10,1 milyar dolara ulaştı. SIPRI araştırmacıları, “Geçen yıl küresel silah gelirleri, yüksek talep sayesinde tarihin en yüksek seviyesine ulaştı” değerlendirmesinde bulundu.
Starbucks'ta grev: Mamdani ve Sanders'tan destek
ABD’de Starbucks kahve zincirinin 65 mağazasındaki binden fazla sendikalı ve toplamda 12 bin civarında çalışan, toplu sözleşme çıkmazı nedeniyle ülke genelinde greve gitti. "Kırmızı Kupa İsyanı" olarak adlandırılan eyleme New York'un sosyalist belediye başkanı Zohran Mamdani ve bağımsız Senatör Bernie Sanders de destek ziyareti yaptı. Grev sırasında Starbucks milyonlarca dolarlık tazminat ve ceza ödemeyi kabul etti. Starbucks, New York’ta 15 bini aşkın çalışana sabit çalışma saatleri vermediği ve gerekçesiz şekilde vardiyalarını azalttığı iddiaları üzerine yaklaşık 35 milyon dolar tazminat ödemeyi kabul etti. Şirket ayrıca 3,4 milyon dolar da idari para cezası ödeyecek ve kentin “Adil Çalışma Haftası” yasasına uymayı taahhüt edecek.
AB, Rusya'dan gaz almaya 2027 son sonbaharında son verecek
Avrupa Birliği kurumları, Rusya'dan doğal gaz ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatının 2027 sonbaharına kadar aşamalı biçimde sonlandırılmasında anlaştı. AB Konseyi, AB üyesi ülkeler ile Avrupa Parlamentosu (AP) temsilcileri arasında, Rusya'dan doğal gaz ithalatının bitirilmesine yönelik plana ilişkin yürütülen müzakerelerde uzlaşı sağlandığını açıkladı.
Açıklamada, Rus enerjisine olan bağımlılığı sona erdirmek için hazırlanan yol haritası çerçevesinde hareket edildiği belirtilerek, Rusya'dan LNG ithalatının 2026 sonunda, boru hattı gazı ithalatının da 2027 sonbaharında olmak üzere kademeli ve yasal olarak bağlayıcı biçimde yasaklanacağı ifade edildi.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "Bu, Birliğimiz için tarihi bir gün. Yeni bir sayfa açıyoruz." diye konuştu.
AB'nin Rusya'dan LNG ve boru hattı ile doğal gaz ithalatının yüzde 45 seviyesinden yüzde 13'e indiğini dile getiren von der Leyen, kömür ithalatının yüzde 51'den sıfıra, ham petrol ithalatının da yüzde 26'dan yüzde 2'ye gerilediğini söyledi.
