14 Kasım 2025

Osman Şenkul - “Yapay” saldırıya karşı duruş Enternasyonal’e dayanmalı

osman-senkul-yapay-saldiriya-karsi-durus-enternasyonale-dayanmali

“Yapay” saldırıya karşı duruş Enternasyonal’e dayanmalı

Osman Şenkul

Yapay zekanın mesleklere göre oluşturduğu işsizlik riskini inceleyen, Pittsburgh Üniversitesi Bilgisayar ve Bilgi Bilimleri Fakültesi, Bilişim ve Ağ Sistemleri Bölümü'nde Yardımcı Doçent Morgan Frank, ChatGPT'nin Kasım 2022'de piyasaya sürülmesinden etkilenen tek işçilerin ofis ve idari destek sektöründe çalıştığını ortaya koydu. Frank, bu işçilerin işsizlik maaşı alma olasılığının 2023'ün başlarında, OpenAI tarafından geliştirilen sohbet robotunun piyasaya sürülmesinden sonra arttığını belirtti. Ancak bilgisayar ve matematik meslekleri için “ChatGPT'nin piyasaya sürülmesiyle ilgili eğilimde belirgin bir değişiklik yok” dedi.

Frank, “Hem teknoloji çalışanları hem de idari çalışanlar, birkaç yıl öncesine göre daha zorlu bir iş piyasasında bulunuyorlar” dedi. “Ancak tüm bunların nedeninin AI olduğunu düşünmüyorum” diye ekledi. Frank’ın belirlemelerine göre, Amazon ve teknoloji sektöründeki birçok rakibi, koronavirüs pandemisi öncesindeki yıllarda ve pandeminin ilk aylarında, Federal Rezerv'in ABD faiz oranlarını sıfıra yakın bir seviyeye indirdiği dönemde hızlı bir şekilde işe alımlar gerçekleştirdi.

Uzmanlar, söz konusu işe alımların bu şirketleri nihai olarak işgücü azaltımlarına hazırladığını söyledi - bu dinamik, son üç yıldaki üretken AI patlamasından ayrı bir durum. Fed, ChatGPT'nin piyasaya sürüldüğü dönemde faiz oranlarını artırmaya başladı. Yale Üniversitesi araştırma merkezi Budget Lab İcra Direktörü Martha Gimbel, “Yapay Zekanın İşgücü Piyasası Üzerindeki Etkisinin Değerlendirilmesi: Mevcut Durum (Evaluating the Impact of AI on the Labour Market: Current State of Affairs)” başlıklı çalışmada, “Bu konudaki tartışmaların çoğu, AI kelimesinin geçmesi nedeniyle insanlara çok farklı geliyor” dedi ve ekledi: “Ancak şu ana kadar gördüğüm kadarıyla, özellikle ekonomik döngünün bu aşamasında, şirketlerin işe alım ve işten çıkarma uygulamalarında tipik kalıplardan farklı bir durum yok.” Gimbel, ekonominin yeniden sağlam bir büyüme dönemine girdiğinde işe alım kalıplarının nasıl olacağı sorusunun büyük bir soru olduğuna da dikkat çekti.

Uzun vadede, döngüsel iş kayıpları ile yapay zeka kaynaklı iş kayıplarını ayırmanın çok önemli olacağını vurgulayan Gimbel’e göre, ABD ekonomisi resesyona girerse, insan kaynakları ve pazarlama işleri beklenen kayıplar olacak; ancak, bu işler de yapay zekaya maruz kalıyor, bu da işten çıkarmaların makroekonomik koşulların mı, teknolojinin benimsenmesinin mi yoksa her ikisinin birden mi sonucu olduğunu belirlemeyi zorlaştırıyor.

Yine de, pandeminin ardından yaşanan güçlü istihdam artışının ardından gelen düzeltmenin de şirketlerin son işten çıkarmalarına neden olmuş olabileceğini kabul etti.

Massachusetts Institute of Technology (MIT) Sloan School of Management'ta Finans Profesörü olan Lawrence Schmidt, bu dönemde en büyük işten çıkarmalara imza atan Amazon'un büyüklüğü nedeniyle rakiplerinin çoğundan daha hızlı bir şekilde işleri otomatikleştirebileceğine dikkat çekti ve ekledi:

“Amazon'un, hızlı bir şekilde otomatikleştirilebilecek belirli türdeki rolleri ortadan kaldırmak veya belirli türdeki rollere ek personel almaktan kaçınmak isteyebileceğini düşünmek hiç de çılgınca değil. Genel olarak iş sayısında ne olacağına bakılmaksızın, yeniden tahsisat yapılmasını bekleyebilirsiniz.”

Ancak bazıları yapay zekanın suçlu olup olmadığını sorguluyor ve son zamanlarda çok ses getiren işten çıkarmaların teknolojinin istihdam üzerindeki etkisinin açık bir işareti olduğuna kuşkuyla yaklaşıyor.

Amerika'nın en büyük şirketlerinden bazıları, yapay zeka ile verimlilik artışı vaatlerini gerekçe göstererek, çalışan sayılarını sınırlamaya veya azaltmaya başladı. Ancak şu ana kadar, yapay zekanın vaat ettiği maliyet tasarruflarının, şirketlerin bu alana yaptığı yatırımlara gerçekten değip değmediğine dair kanıtlar tutarsız.

Bu durum, bazı uzmanların, yapay zekanın, finansal performans düşüklüğü veya küresel ekonomik belirsizlik gibi eski moda nedenlerle çalışanlarını işten çıkaran şirketler için bir bahane olarak kullanılıp kullanılmadığını sorgulamasına neden oluyor.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde Okul Etkinliği ve Eşitsizlik Girişimi Eş Direktörü, Ekonomi Profesörü David Autor, yaşanan bu gelişmeleri, “Bir şirketin ‘yapay zeka ile ilgili verimlilik artışları elde ettiğimiz için çalışanları işten çıkarıyoruz’ demesi, ‘Kârlılığımız düşük, şişkin bir yapıya sahibiz, ekonomik yavaşlama ile karşı karşıyayız vb. nedenlerle çalışanları işten çıkarıyoruz’ demesinden çok daha kolaydır” diye açıklıyor.

“Yapay zeka neden olsun ya da olmasın, övgüyü/suçu yapay zekaya atfetmek akıllıca olacaktır” diye anlatan Autor, yapay zekanın çalışanlar üzerindeki etkisine ilişkin çalışmalar yapan bir uzman olarak biliniyor. Başka şirketler gibi, dünyanın en büyük şirketlerinden Amazon da, 14.000 pozisyonun ortadan kaldırılmasıyla sonuçlanacak bir yeniden yapılanma başlattığını duyurdu ve bunun başlıca nedeninin yapay zeka olduğunu söyledi.

Amazon Kıdemli Başkan Yardımcısı Beth Galetti geçen haftalarda, “Dünya hızla değişiyor” diye yazdı. “Bu nesil yapay zeka, internetten bu yana gördüğümüz en dönüştürücü teknoloji ve şirketlerin her zamankinden çok daha hızlı inovasyon yapmasını sağlıyor.”

Ancak birkaç saat sonra, adının açıklanmasını istemeyen başka bir Amazon temsilcisi, işten çıkarma kararlarında yapay zekanın rolünü küçümsemeye çalıştı: “İşten çıkarmaların büyük çoğunluğunun arkasında yapay zeka yok. Geçen yıl, diğer önlemlerin yanı sıra, hiyerarşi katmanlarını azaltarak kültürümüzü ve ekiplerimizi güçlendirmeye karar verdik. Bugün paylaştığımız işten çıkarmalar, bu çalışmanın bir devamıdır.”

Temsilci, yapay zeka ile ilgili bu ikinci açıklama ile Amazon'un önceki yorumları arasındaki bariz uyumsuzluk hakkında yorum yapmayı reddetti. Ancak Amazon gibi büyük ve disiplinli bir şirketten gelen bu açıklamalar, şirketlerin yapay zeka ve personel kararlarındaki rolü hakkında söylediklerinin genel doğrulamasının ne kadar zor olabileceğini ortaya koyuyor.

Konuyla ilgili olarak art arda birçok haber ajansı ve sitesinde yer alan bilgilere göre Amazon, son zamanlarda yapay zekayı gerekçe göstererek yapılan toplu işten çıkarmaları öne çıkaran birçok şirkete katıldı. ABD merkezli perakende satış mağazaları zinciri Walmart da, büyük ölçüde yapay zeka gerekçeli olarak, önümüzdeki birkaç yıl boyunca personel sayısını sabit tutmayı planladığını açıklarken, ABD merkezli çok uluslu yatırım bankası Goldman Sachs da, bu ay yeni bir işten çıkarma dalgası duyurarak, yapay zekanın potansiyel olarak yerine getirebileceği insan rollerini azaltmayı planladığını açıkladı.

ABD San Francisco merkezli bulut tabanlı yazılım şirketi Salesforce da, yapay zekanın “yararları ve verimliliği”ni gerekçe göstererek, kısa süre önce işgücünü 4.000 kişi azalttı.

Nitekim, yapay zeka araştırma şirketi AlphaSense'in verilerine göre, yapay zekanın yatırım getirisine odaklandığını bildiren şirketlerin sayısı son aylarda önemli ölçüde arttı. Peki, tüm bu faydalar tam olarak nerede? İşte burada işler biraz karmaşıklaşıyor. Son zamanlarda yapılan araştırmalar, en azından şu anki haliyle AI'nın üretkenliğinde önemli sınırlamalar olduğunu ortaya koydu. Boston Consulting Group'un Eylül ayında yayınladığı bir rapor için ankete katılan 1.250 şirketin yüzde 60'ı, yapay zekaya “önemli yatırımlara rağmen gelir ve maliyet açısından çok az kazanç elde ettiklerini” belirtti. Benzer bir Deloitte anketine katılan kuruluşların sadece yüzde 10'u, “ajan yapay zeka” veya basitçe komutları takip etmenin ötesinde kararlar alabilen sistemlerden “önemli bir yatırım getirisi elde ettiklerini” söyledi.

Bununla birlikte, UPenn'in Wharton School ve GBK Collective'in yeni raporuna göre, her zamankinden daha fazla büyük Amerikan şirketi, üretken yapay zekayı kullanıyor, ona yatırım yapıyor ve iş üzerindeki etkisini ölçüyor. Ancak diğer anketler gibi, Wharton raporu da karışık sonuçlar gösteriyor. Wharton'da İnsan-yapay Zeka Araştırmaları biriminden Stefano Puntoni, “Bir e-postayı 20 dakika veya bir raporu yarım saat daha kısa sürede okuyabilmek harika. Ancak bu, hiçbir şeyi atlatmanıza yardımcı olmaz” dedi.

Yale Üniversitesi Bütçe Laboratuvarı'nın yönetici direktörü Martha Gimbel, işten çıkarmalar sırasında yöneticilerin açıklamalarından çıkarımda bulunmanın yapay zekanın işler üzerindeki etkilerini belirlemenin “muhtemelen en kötü yolu” olduğunu söyledi. Gimbel, şirketlere özgü dinamiklerin genellikle etkili olduğunu söyledi. Gimbel, “Herkes yapay zekanın işgücü piyasası üzerinde ileride yaratabileceği olası etkiden çok korktuğu için, şirketlerin bireysel açıklamalarına aşırı tepki gösterme eğilimi var” dedi.

New York merkezli 50 Park Investments yöneticisi Adam Sarhan, “Yatırımcılar şu soruyu soruyor: Bu ne anlama geliyor? Genel tabloyu göremediğimiz için işten çıkarmalar bize ipucu veriyor,” dedi: “Amazon gibi şirketlerde toplu işten çıkarma olması, ekonominin güçlendiği değil yavaşladığı anlamına gelir. Güçlü bir ekonomide kitlesel işten çıkarma olmaz.”

Büyük teknoloji şirketleri yapay zekadaki gelişmeleri gerekçe göstererek personel çıkarıyor. Uzmanlar ise gerçeğin daha karmaşık olduğunu söylüyor. Bir teknoloji sektörü CEO'sundan gelen tipik 2025 toplu işten çıkarma bildirimini okursanız, yapay zekanın çalışanların işlerine mal olduğunu düşünebilirsiniz. Gerçek ise daha karmaşık; şirketler yapay zekanın getirdiği daha geniş çaplı değişikliklere hazırlanırken kendilerini daha verimli hale getirdiklerinin sinyalini vermeye çalışıyor. İş ilan sitesi Indeed'in yeni bir raporuna göre, teknoloji alanındaki iş ilanları 2020 yılına kıyasla yüzde 36 azaldı. Ancak bunun tek nedeni şirketlerin çalışanları yapay zeka ile değiştirmek istemesi değil. Yeni rapor, Temmuz ayında teknoloji alanındaki iş ilanlarının 2020 başındaki seviyelerine kıyasla yüzde 36 azaldığını ve yapay zekanın toparlanmayı durduran faktörlerden yalnızca biri olduğunu söylüyor.

Uzmanlara göre, yapay zekanın çalışanların yerini almasından daha yaygın bir faktör var: Şirketlerde yapay zekayı uygulamak için daha fazla paraya ihtiyaç duyuluyor. Veri merkezleri, çipler ve yapay zeka sistemleri kurmak için gereken enerji, büyük miktarlarda harcamayı beraberinde getiriyor ve teknoloji şirketleri bu durumu haklı çıkarmaya çalışıyor.

Zacks Investment Research'ten Stratejist Bryan Hayes, yapay zeka çağında yeniden yapılanmanın "iki ucu keskin bir kılıç" olduğunu söyledi. Şirketler "uygun personel sayısını korumakla yapay zekanın ön plana çıkmasına izin vermek arasında doğru dengeyi bulmaya" çalışıyor. Hayes, daha geniş çaplı işten çıkarmaların kar marjlarını iyileştirmeye yardımcı olduğunu söyledi, ancak bunun söz konusu çalışanların istihdam beklentileri için ne anlama geldiğini söylemek zor.

Sonuç olarak, giderek artan sayıda büyük küresel şirket, kaynaklarını yapay zeka (AI) girişimlerine yönlendirilmesi ve Trump'ın gümrük vergisi politikalarındaki değişikliklerin etkisini gerekçe göstererek büyük çaplı işten çıkarmalar yapacağını duyurdu.

Yoğun işten çıkarma açıklayan bu dev şirketlerin önemli bir bölümünün merkezi ABD olsa da, faaliyetleri ve dolayısıyla çalışanlarının dağılımı da küresel düzeyde yayılmış durumda. Bu şirketler, çeyrek ve yıllık bilançolarını merkezi düzeyde hazırlayıp açıklasalar da, faaliyette oldukları ülkelerdeki yerel şirketlerinin ya da ortaklıklarının bilançolarını açıklarlar ve küresel ve bölgesel yatırım planlarını da bu veriler kapsamında hazırlayıp ilan ederler. Bu planlamalar elbette, işten çıkarma-işe alma dahil, tüm personel hareketlerini de içerir.

Bir başka deyişle, dalga, dalga küresel düzeye yayılan toplu işten çıkarmaların temelinde, iki yüzyıl önce de olduğu gibi, “kârları maksimize etme” reflekslerinin olduğunu daha açık bir şekilde görebiliyoruz. O zamanlarda ilk adımda makina parçalamalarla ortaya çıkan örgütlü hareketler, giderek küresel düzeye ulaştı ve “1 Mayıs”ı doğuran kitlesel başkaldırılar ile Enternasyonal’in yolunu açmıştı.

Böyle baktığımızda, günümüz Ludizm hareketinin hedefinde yapay zeka makinaları değil, yukarıda üzerinde durduğumuz gibi, kârlılıkların artırmak için, bunları öne sürüp, emeği ucuzlatmanın ardına düşen sermayenin kendisi olmalı; işte bu nedenle de, geçen haftaki “İki yüzyıl öncesinin Ludizm’i, bu yılların Enternasyonalizm’i olabilir mi?” başlıklı yazıda da belirttiğimiz gibi, bugünkü küresel işten çıkarma saldırılarına karşı da Enternasyonal başkaldırının yolu açılmaya başlamış görünüyor. Çünkü, yapay zeka temelli gerekçelerle, milyonlarca kişinin işini elinden alan bu küresel saldırıya karşı çıkışın tek yolu da “Enternasyonal karşı duruş” olmalıdır.

 

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.