

İklim krizi, küresel ısınma ile birlikte uzun dönemde gözlenen yağış ve rüzgâr değişimlerini de içeren geniş kapsamlı bir kavramdır ve hem kapitalizmin hem de kalkınmanın çağdaş dinamikleri ile iç içedir. İklim krizi ve sağlık etkisine ilişkin tartışmaların, insan eliyle yaşanan iklim değişikliğine yol açan temel etmenin kapitalist üretim ilişkileri olduğu gerçeği göz ardı edilmeden yapılması gerekir.

Çiftçilerin eline geçen ürün fiyatları çok yetersizken, tüketiciler de çok pahalı gıdaları alamıyorlar. İklim krizi tarımsal üretime çok ciddi sorunlar getiriyor. Bir çıkış arayışı olarak agroekoloji ve gıda egemenliği çok ümit var görünüyor. Agroekolojik tarımın küresel iklim değişikliğini geriletmede çok önemli bir paya sahip olması bu dönüşümün ne kadar gerekli olduğunu gösteriyor. Bu yazıda bu konulara değineceğiz.

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (International Energy Agency - IEA) yeni açıklanan "Nükleer Enerji için Yeni Bir Döneme Giden Yol" başlıklı raporunda, nükleer enerjinin arkasındaki yenilenen ivme olan elektrik talebinin "dünya çapında güçlü bir şekilde" arttığı vurgulandı ve bu gelişmenin "güvenli ve temiz enerji kaynağı için yeni bir çağ açma potansiyeline sahip" olduğu vurgulandı.

Tüm dünyayı sarsan, belirlenebilen 700 milyona yakın (685.273.221) kişiden, yaklaşık 7,0 milyon (6.839.960) kişinin yaşamını yitirdiği COVID19 pandemisi sonrası, yeni salgınlar gündeme geliyor. Ancak, Trump 2.0 olarak tanımlanan, ABD’de Donald Trump’ın ikinci dönemi, birçok konuda olduğu gibi, küresel sağlık konusundada oldukça ciddi kaygılara yol açan gelişmelerle başladı. ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'daki daha ilk gününde ABD'yi Dünya Sağlık Örgütü'nden (DSÖ) çekme sürecini başlattı.

Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO), 2025 Uluslararası Eğitim Günü nedeniyle hazırladığı, “Yapay Zeka ve Eğitim” temalı çalışmasında, “Okullar yapay zeka çağına hazır mı, yoksa geride mi kalıyorlar?” sorusu temelinde, Yapay Zeka'nın sunduğu fırsat ve zorluklara odaklanılıyor.

Birinci Sanayi Devrimi’nin (1733 - 1913) beşiği olarak bilinen İngiltere’den 17. yüzyıldan itibaren yükselen, giderek tüm Avrupa ülkelerine ve ABD’ye uzanan sanayi devriminin yarattığı ağır çalışma koşullarına karşı, zaman zaman büyük tepkiler gelişiyordu. İngiltere'de 1811 ve 1813 yılları arasında, Luddites adı verilen bir grup işçi, makinelerin geçim kaynaklarına yönelik tehdidini protesto etmek için ekipmanları parçalıyordu.

78 canımız “nasıl olsa bir şey olmaz!” mantığı ile, küçük ihmaller sonucu korkunç şekilde hayatlarından oldular. İnanın uzun süredir ne görüntülere bakabildim ne de televizyonu açıp haberleri izleyebildim. İzleyebildiğim kadarı ile kim suçlu tartışması yapılıyor. İktidar kanadı suçun faturasını konuyla hiç ilgisi olmayan Bolu belediyesine çıkartmaya çalışıyor, muhalefet kanadı da haklı olarak bütün denetim yetkilerini elinde toplamış olan iktidarı ve özellikle de Turizm ve Kültür Bakanlığını suçluyor.

Dünya ansiklopedi tarihinin öncüleri arasında kabul edilen Britannica Ansiklopedisi (Encyclopaedia Britannica) Birleşik Krallık Edinburgh'da 1768 yılında kuruldu. "Tarihte Bu Hafta" bölümümüz, Britannica Ansiklopedisi'nin "Tarihte Bugün" başlığıyla her gün yayınladığı veriler arasında, ağırlıklı olarak "Öne Çıkan Etkinlik" olarak sunulan verilerden derleniyor.