YATIRIM BANKACILIĞI FAALİYET ALANLARI

Yatırım bankaları genel anlamda sermaye piyasalarında menkul kıymet ihraç ederek uzun vadeli kaynak sağlamak amacında olan işletmelerle, tasarruflarını menkul kıymetlerde değerlendirmek isteyen fon sahipleri arasında aracılık yapan finansal kuruluşlardır.

Aracılık yüklenimi, kurumsal finansman, fon yönetimi, risk sermayesi, yurtdışı borsalara kotasyon, piyasa yapıcılık, sermaye artırımı hizmetleri, blok satışlar bu kapsamdadır.

İkinci temel faaliyet alanı ise şirketlere borsa dışından öz kaynak finansmanı sağlamak için danışmanlık hizmeti verilmesidir. Şirket Birleşme ve Devralma başlığı altında yürütülen danışmanlık faaliyetleridir.

1987- 1991 yılları arasında Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından açılan danışmanlık ihaleleri önemli faaliyet alanlarından birisiydi. Yabancı yatırım bankalarının liderliği altında konsorsiyum oluşturulup teklif verilirdi.

Danışmanlık hizmetlerine varlık alım satımları, satın alma finansmanı, proje finansmanı, borç yapılandırma, emanetçilik (escrow agency) hizmetlerini eklemek mümkündür.

Şirket değerleme ve analizi halka arza aracılık ve borsa dışı hisse senedi alım satımlarında müşteri adına mutlaka yapılması gerekli olan bir hizmettir.

Büyük ve karmaşık finansal işlemlerde yatırım bankalarının görüşlerine başvurulur.

Yatırım bankaları, yatırımcı ile yatırıma ihtiyaç duyanların buluştuğu yerlerdir. Klasik banka ve para piyasası ürünlerine yönelme yerine, varlıklara likidite kazandırma ve menkul kıymetleştirmede önemli görevleri vardır. Kredilerden doğan alacakların menkul kıymetleştirilmesi, ipotek borçlarının menkul kıymet haline getirilerek satılması ve ikincil piyasalarının oluşturulmasını sağlarlar. Başka bir deyişle banka yerine sermaye piyasasına yönlendirme yaparlar.

Ülkemizde faaliyet gösteren yatırım bankalarının sermaye piyasalarının yeterince gelişmemiş olmasından dolayı burada özetlediğimiz faaliyetlerin çoğunu yerine getiremediklerine şahit oluyoruz. Piyasaya dayalı finansal aracılık işlemleri, ancak piyasada yeterli arz ve talebin oluşması ile mümkün olabilir.

Sinan Arslaner'in Scala Yayıncılık'tan çıkan Bilgi ve Deneyim Aynı Değildir Kitabından alıntıdır.