Venızelos G. Gavrılakıs - Kültürel mirasın korunmasında sanat eserleri konservatörü ve restoratörünün rolü

Kültürel mirasın korunmasında sanat eserleri konservatörü ve restoratörünün rolü
Venizelos G. Gavrilakis
Sanat eserlerinin konservasyonu ve restorasyonu, öncelikle “konservasyon ve restorasyon” teriminin tam anlamını ve amacını tam olarak ve net bir şekilde anlamanın gerekli olduğu bilimsel bir alandır. Bu anlayış, konservasyon ve restorasyonun gerekliliğini ve kültürel, sosyal, sanatsal ve tarihi alanlara katkısını anlamamıza yardımcı olur. Ayrıca, her eserin konservasyonu ve restorasyonunun zorunlu olduğunu vurgular.
“Koruma ve Restorasyon” kavramını doğru bir şekilde açıklamak ve kavramak için, öncelikle bir eserin korunma ihtiyacını belirleyen amacı ve belirli koşulları, korunma durumu vb. hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmak çok önemlidir.
Her kültürel eserin zamanla veya doğal nedenlerle maruz kaldığı doğal bozulma, tarihsel olarak kültürel mirasımızı korumak ve muhafaza etmek, onu mümkün olduğunca özgün ve dayanıklı bir şekilde geleceğe aktarmak amacıyla bir 'sanat'ın gelişmesini gerektirmiştir. Tarih boyunca, koruma alanındaki çeşitli spontan ve çoğu zaman yanlış yönlendirilmiş insan müdahaleleri, resmi bir 'koruma kuralları'na olan acil ihtiyacı vurgulamıştır.
Özellikle 17. yüzyıldan itibaren özel sanat koleksiyonlarının yaygınlaşması, bu gerekliliği daha da vurgulamıştır. Yüzyıllar boyunca, bu kurallar, koruma sanatçılarının hakim algıları, ideolojileri ve uygulamalarına göre oluşturulmuş, uyarlanmış ve geliştirilmiş, 18. yüzyılda koruma ve restoratörlük mesleğinin resmileşmesiyle sonuçlanmıştır.
Koruma ve restorasyon alanındaki bu değişiklik ve gelişmelerin birleşmesiyle, artık bir bilime dönüşen bu “sanat”, 21. yüzyılda her türlü hasarlı veya değiştirilmiş eseri orijinal haline geri döndürmek, tarih içinde korunmasını sağlamak ve aynı zamanda eserin doğasına bağlı olarak işlevsel veya faydacı ihtiyaçları da karşılamakla görevlendirilmiştir.
Bu nedenle, “Koruma ve Restorasyon” terimi, bilimsel araştırma ve inceleme, özel görev ve yöntemlerin uygulanması ve sanat eserinin orijinal formuna, dayanıklılığına kavuşturulması ve zaman içinde korunmasının sağlanması için kapsamlı bakımını içermektedir. Sanat Doktoru olarak Konservatör ve Restoratör, öncelikle zaman, doğa, saklama koşulları ve insan müdahalesi gibi faktörlerden kaynaklanan hasar, değişiklik ve bozulmaları gidermek için “tedavi” uygulamakla görevlidir. Ayrıca, konservatör-restoratör, gelecekteki bozulmaları önlemek veya en azından azaltmak için sürekli bakım sağlar.
Bu müdahaleler, tamamen sanat eserinin konservasyonu ile ilgili olanlar ve yalnızca estetik restorasyonu ile ilgili olanlar olarak ayrılır. İlki, yukarıda açıklanan eserlerin kurtarılması ve korunmasını içerirken, ikincisi yalnızca eserin nihai estetik iyileştirilmesini amaçlar. Her durumda, eserin orijinal haline geri getirilme derecesi, eserin tasvir ettiği veya temsil ettiği nesnenin “okunabilirliği”ne göre de değerlendirilmelidir. Örneğin, bir tablo veya dini ikonada, zaman ve iklim koşulları nedeniyle oksitlenen vernik veya diğer birikintiler, resmedilen nesneyi bulanık ve belirsiz hale getirmiş olabilir ve bu durumda, resmedilen yüzeyin temizlenmesi, netliğini ve “okunabilirliğini” geri kazanması için gerekli olabilir.
Bu müdahaleler, tamamen sanat eserinin korunmasına yönelik olanlar ve yalnızca estetik restorasyonuyla ilgili olanlar olarak ikiye ayrılır. İlki, yukarıda açıklanan eserlerin kurtarılması ve korunmasıyla ilgilidir, ikincisi ise yalnızca estetik açıdan son halinin iyileştirilmesini amaçlar.
Her durumda, eserin orijinal haline geri getirilme derecesi, eserin tasvir ettiği veya temsil ettiği nesnenin “okunabilirliğine” göre de değerlendirilmelidir. Örneğin, bir tablo veya ikonada, zaman ve iklim koşulları nedeniyle oksitlenen vernik veya diğer birikintiler, resmedilen nesneyi bulanık ve belirsiz hale getirmiş olabilir. Bu nedenle, resmedilen yüzeyin netliğini ve “okunabilirliğini” geri kazanmak için temizlenmesi gerekir.
Koruma ve restorasyon çalışmaları, her zaman bilimsel olarak organize edilmiş koruma ve restorasyon stüdyolarında, mekanik ve kimyasal yöntemlerin yanı sıra mikroskop ve büyüteçler kullanılarak, özel olarak eğitilmiş, deneyimli ve profesyonel kişiler tarafından gerçekleştirilir. Her işlem, sanat eserinin estetik, kültürel, tarihi ve dini değeri ve önemi ile mutlak saygı içinde gerçekleştirilir ve eserlerin özgünlüğü ile potansiyel işlevsel ve faydacı değeri korunur.
Bir sanat eserinin konservasyon ve restorasyona ihtiyaç duyup duymadığını belirlemek için, uzman bir konservatör ve restoratör tarafından dikkatli bir araştırma ve inceleme yapılması gerekir. Ancak genel olarak, herkes eserin “kararmış” veya bulanık görünümü, çiçeklenme, “çıkıntılar” veya eserden kopmuş parçalar gibi bazı belirgin işaretleri tespit edebilir. Bu gibi durumlarda, acil düzeltici konservasyon müdahaleleri gereklidir; aksi takdirde, ihmal edilirse zamanla eserin tamamen tahrip olmasına yol açabilir.
Bunu önlemek için konservatör-restoratörün müdahalesi gereklidir. Onların hizmetleri, sanat alanına tartışılmaz bir katkı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda tarih, kültür ve insanlığın korunması için çalıştıkları bir işlev de görür. Bir sanat eserinin geleceğe aktarılması, onun yaratılma sanatı ile konservasyon ve restorasyon bilimi ve sanatı arasındaki benzersiz bağı yansıtır.
Koruma ve restorasyon işlemleri aracılığıyla, konservatör-restoratör, sanat eserinin yaratıcısı olan asıl sanatçı ile gizli sanatsal kodlar aracılığıyla iletişim kurar. Birlikte, sanat eserinin korunmasıyla tarihe ve zamana geçerler. Her sanat eserinin tarih ve zaman içinde sürekliliğini ve tanınırlığını sağlamak için korunması ve restore edilmesi gerekir. Cesare Brandi'nin “Restorasyon Teorisi” adlı kitabında belirttiği gibi:
“Gerçekte, onun (sanat eseri) tanınması her seferinde bireysel bilinçte gerçekleşse de, sanat eseri aynı zamanda kolektif bilince aittir. Bu ani açığa çıkışı deneyimleyen birey, etik bir ihtiyaç kadar zorunlu olan koruma ihtiyacını hisseder. Koruma, basit saygıdan başlayıp fresklerin sökülmesi veya resimlerin ahşap veya tuval üzerine aktarılması gibi en radikal müdahalelerle son bulan sonsuz bir ölçekte uzanır.”