10 Ekim 2025

Osman Şenkul - Gıda enflasyonunda Portekiz başarısından dersler: Önlem al ve uygula

osman-senkul-gida-enflasyonunda-portekiz-basarisindan-dersler-onlem-al-ve-uygula

Gıda enflasyonunda Portekiz başarısından dersler: Önlem al ve uygula

 Osman Şenkul

Stockholm Üniversitesi Uluslararası Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü’nün, 17 Haziran’da (2025) yayınlanan, “KDV'yi Düşürmek, Fiyatları Düşürmek: Geçici bir vergi politikası Portekizli tüketicilere nasıl gerçek bir rahatlama sağladı?” başlıklı çalışmasında şöyle deniliyor:

“Hükümet temel gıda maddelerindeki vergileri düşürdüğünde ne olur? Fiyatlar gerçekten düşer mi yoksa perakendeciler aradaki farkı cebine mi atar? 2023 yılında Portekiz bu soruyu test etti. Gıda enflasyonunun etkisini hafifletmek amacıyla Portekiz hükümeti, 46 temel gıda ürününün (ekmek ve makarnadan sebze ve süte kadar) katma değer vergisini (KDV) geçici olarak yüzde 6'dan yüzde 0'a düşürdü. Bu politika Nisan ayında başladı ve 2024 yılının Ocak ayı başına kadar devam etti. Araştırma, KDV indiriminin tam olarak amaçlandığı gibi işe yaradığını gösteriyor. Fiyatlar hemen düştü, aylarca düşük seviyede kaldı ve vergi yeniden yürürlüğe girdiğinde eski seviyelerine geri döndü. Başka bir deyişle: KDV indirimi tamamen tüketicilere yansıtıldı, bu durum devam etti ve net bir şekilde tersine döndü.”

Araştırmacılar, dört büyük süpermarket zincirinin günlük çevrimiçi fiyatlarından oluşan benzersiz bir veri setini kullanarak, 43.000'den fazla gıda ürününün fiyatlarını takip etti ve bunların 10.000'den fazlası KDV indiriminin doğrudan etkisinde kaldı.

Araştırmacılar, “önemli bulguları” şöyle sıraladı:

 

“Anlık etki: KDV'den muaf ürünlerin fiyatları, indirim yürürlüğe girer girmez verginin tam tutarı kadar (yaklaşık yüzde 5,66) düştü.

 

“Kalıcı etki: Fiyatlar, politikanın uygulandığı dokuz ay boyunca düşük seviyede kaldı.

 

“Simetri: KDV'nin 2024 Ocak ayında yeniden uygulanmaya başlanmasıyla fiyatlar yaklaşık yüzde 6,00 oranında yükselerek indirim öncesi seviyelere geri döndü. Bu, politikanın tüketici fiyatlarına tam, kalıcı ve simetrik bir geçiş sağladığı anlamına geliyordu.”

 

Araştırmacılar, başarılı olan söz konusu vergi indirimi hamlesinin neden bu kadar iyi sonuç verdiğini, “iki temel faktörle” açıklanabileceğine inanıyor:

 

-        Yüksek görünürlük (veya “öne çıkma”): KDV indirimi geniş çapta duyuruldu. Süpermarketler etkilenen ürünleri açıkça etiketledi, medya kuruluşları bu konuyu yoğun bir şekilde haber yaptı ve tüketici grupları fiyatları yakından takip etti. Yüksek enflasyon ortamında, alışverişçiler zaten gıda maliyetlerine çok dikkat ediyorlardı, bu da herhangi bir fiyat değişikliğini daha belirgin hale getirdi. Bu kamuoyu baskısı, perakendecileri tasarrufları tüketicilere yansıtmaya zorladı.

 

-        Düşen toptan fiyatlar: Aynı dönemde, üretici fiyatları (süpermarketlerin tedarikçilerine ödediği fiyatlar) düşüyordu. Bu, perakendecilere kar marjlarını etkilemeden fiyatları düşürmek için daha fazla hareket alanı sağladı.

 

Portekiz'in geçici KDV indirimi sadece bireysel alışverişçilere yardımcı olmakla kalmadı, aynı zamanda ulusal ekonomiyi de etkiledi. Bu politika, enflasyon oranını 0,68 puan düşürdü.

Araştırmacılar bu gelişmeyi, “yaşam maliyetini düşürmeye çalışan bir ülke için, anlamlı bir sonuç” olarak tanımladı ve ekledi:

“Ancak bu politikanın bir bedeli vardı: Hükümet 500 milyon Euro'dan fazla vergi gelirinden vazgeçti. Bu, aynı dönemde ailelere yapılan doğrudan nakit transferlerine harcanan miktarla karşılaştırılabilir. Eleştirenler, doğrudan yardımın daha iyi hedeflenebileceğini savunabilir, ancak KDV indiriminin şeffaflığı ve etkinliği göz ardı edilemez.”

Araştırmacıların değerlendirmesinde, “Portekiz bu eğilimi nasıl tersine çevirdi?” sorusunun yanıtı da şöyle özetlendi:

“Portekiz'in KDV deneyi, başka ülkelerdeki benzer çabaların genellikle hayal kırıklığı yaratması nedeniyle dikkat çekicidir. Birçok ülkede, KDV indirimleri fiyatları sadece kısmen düşürür ve vergi geri döndüğünde fiyatlar olması gerekenden daha fazla artar. Portekiz örneği, doğru koşullar altında (açık iletişim, yüksek kamu bilinci ve işbirliğine açık perakende pazarları) vergi indirimlerinin doğrudan tüketici tasarruflarına dönüşebileceğini gösteriyor. Dünya çapında ülkeler enflasyonla mücadele ederken, Portekiz'in yaklaşımı önemli bir ders sunuyor: Artan fiyatlarla mücadele söz konusu olduğunda, tasarım ve uygulama, politika kadar önemlidir. Portekiz'de geçici KDV indirimi, gıda fiyatlarına tam olarak yansıtıldı, aylarca yürürlükte kaldı ve temiz bir şekilde geri alındı – bu, ekonomi politikası için alışılmadık ama cesaret verici bir başarı öyküsüdür.”

Öncelikle, bu “cesaret verici başarı öyküsü”ne erişebilmemin yolunu açan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e teşekkür ediyorum. Eğer kendisi, 3 Ekim’de Eylül ayı enflasyon verilerinin açıklanmasının ardından bu açıklamayı yapma gereğini duymasaydı, sanırım ben de bu önemli çalışmaya erişmeyecektim; çünkü, Şimşek’in bu açıklamasının hemen ardından, araştırma gereğini duydum:

 

Mehmet Şimşek:

“Eylülde yüksek gerçekleşen aylık enflasyonda gıda fiyatları belirleyici oldu.

Zirai don ve kuraklık kaynaklı gıda enflasyonu uzun dönem eylül ayı ortalamasının 3 puan üzerinde gerçekleşti ve aylık enflasyona 1,1 puan katkı yaptı.

Okulların başladığı eylül ayında eğitim grubu ve ilgili diğer kalemler aylık enflasyona yaklaşık 0,7 puan katkıda bulundu.

Enflasyonun ana eğilimi dezenflasyonun süreceğine işaret ediyor.

Dönemsel etkilerin azalması ve uyguladığımız arz yönlü politikalarla program önceliğimiz olan dezenflasyonun devamını sağlayacağız.”

(https://x.com/memetsimsek/status/1974030731924885711?s=63)

 

Evet, yukarıda da belirttiğim gibi, Şimşek’in bu açıklamasını okur okumaz, “Madem ki, hükümet kanadı enflasyondaki bu başkaldırının nedenini biliyordu, neden önlem almadı?” sorusu geldi aklıma. Ayrıca, daha da önemlisi, bu gidişin kapısı “zirai don”un yaşandığı bahar aylarında aralanmış, bunaltıcı yaz aylarındaki “kuraklık” döneminde de ardına kadar açılmıştı. Üstelik, bu sözleri söyleyen, vergi toplamakla görevli Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın başındaki, yılların deneyimli Bakanı Mehmet Şimşek’ti. Daha da önemlisi, diyelim ki, kendilerinin aklına böyle bir çözüm gelmemişti; çevrelerine de hiç mi bakmıyorlardı? Dünyada olup bitenleri izlemiş olsalardı, Portekiz’in bu önemli çözümünü çoktan öğrenmiş olurlar ve hemen zirai don sonrası önlem alırlar ve enflasyonu düşürme yolunda attıklarını düşündükleri adımlara yenisini eklemiş olurlardı.

Tüm bunların ardından akla şu da gelmiyor değil; belki de, şöyle bir diyalog da yaşanmış olabilir:

“Sayın Bakanım, zirai don bitkisel üretimi çok ağır vurdu, yaz aylarının da kurak geçeceğine ilişkin meteorolojik veriler de yayınlanıyor. Portekiz’in önceki yıl yaptığı, gıda ürünlerinden KDV’yi kaldırma işini, biz de yapsak mı?”

“Portekiz, küçücük nüfusuyla 500 milyon eurodan vaz geçti. Ya biz?”

“Ama efendim, Portekiz’de gıda ürünlerinde genel KDV yüzde 6, bizde ise KDV gıda maddelerinde yüzde 1,0 ve yemek hizmeti sunan yerlerde yüzde 10, diyeceğim o ki, kaybımız çok büyük olmaz.”

“Çok büyük olmayacaksa, neden vergiyi sıfırlayalım ki?”

“Arz düşüklüğü nedeniyle de fiyatlar artıyor ya, biraz olsun destek olabilelim diye…”

“Vergisiz satışa alıştırmayalım milleti; doğru olmaz.”

“O zaman hiç olmazsa, arz düşüklüğünün etkisini azaltabilmek için, en çok satılan gıda ürünlerinin ithalatından alınan vergiyi kaldıralım…!”

 

“......”

 

Hep birlikte gördüğümüz gibi, son açıklanan veriler, Türkiye’de enflasyonun bu yıl yüzde 30’un altına indirilmesine ilişkin hedefin tutturulmasının olanaksızlaştığını ortaya koydu; tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 33,29 arttı, aylık yüzde 3,23 arttı. ENAG’a göre, enflasyon aylık bazda yüzde 3,79, yıllık bazda 63,23 olarak gerçekleşti. ENAG ile TÜİK arasında enflasyon farkının yıllıkta iki katına yaklaşması dikkat çekti.

Ekonomistler, enflasyonun aylık bazda yüzde 2,47 artacağını tahmin ediyordu. Eylül enflasyonu yüzde 3,23 ile fazlasıyla yüksek çıktı: Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu’nun deyimiyle “2025 sonu yüzde 30’un altı enflasyon hedefi de suya düştü. Kısaca dezenflasyon programında işler yolunda gitmiyor.” Ekonomist Mustafa Sönmez’in de dediği gibi; “Eylül enflasyonunda baş rol eğitimin yüzde 18, yıllığı yüzde 66. Eylül’de gıdada artış yüzde 4.6 ve yıllığı yüzde 36’yı geçti.”

Kısacası, birçok alanda olduğu gibi, enflasyon ile mücadelede de, "önemli olan hedeflemek değil, önlemi alıp uygulamaktır."

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.