OECD: İklim politikalarının etkinliğine ilişkin çığır açan değerlendirme

OECD:
İklim politikalarının etkinliğine ilişkin çığır açan değerlendirme
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) OECD Çevre Direktörlüğü
Laura Menicacci / Araştırma ve Veri Sorumlusu
Daniel Nachtigall / Ekonomist
Paris Anlaşması tarafından belirlenen kritik bir eşik olan sanayi öncesi seviyelerin 1,5°C üzerine çıkan ilk yıl olan 2024, kayıtlara en sıcak yıl olarak geçti. Bu endişe verici dönüm noktası, hızlanan buzul erimesi ve yükselen deniz seviyelerinden yoğunlaşan okyanus ısısına kadar artan sıcaklıkların basamaklı etkilerinin altını çiziyor. Dünyanın dört bir yanındaki etkiler yıkıcı oldu: Bunaltıcı sıcak hava dalgaları Asya'yı sardı, feci seller Brezilya, Kenya ve İspanya'yı harap etti ve şiddetli orman yangınları Kanada'yı yakıp kavurdu; kurak Birleşik Arap Emirlikleri bile rekor düzeyde yağış aldı.
Küresel ısınmayı engellemek ve Paris Anlaşması'nın hedeflerine ulaşmak için emisyonların önemli ölçüde azaltılması zorunludur. Dünya çapında hükümetler öncülük etmeli; ancak, hangi politikaların sonuç verdiğine ilişkin net bilgilere ihtiyaç duyuyorlar. Ne yazık ki, iklim politikalarının etkinliğine ilişkin kanıtlar en iyi ihtimalle düzensizler. Öne çıkan birkaç politika kapsamlı bir şekilde incelenmiş olsa da, diğerleri yeterince değerlendirilmemiş veya göz ardı edildiler. Potsdam İklim Etkileri Araştırma Enstitüsü (Potsdam Institute for Climate Impact Research - PIK) öncülüğünde Oxford Üniversitesi, Victoria Üniversitesi ve OECD'den araştırmacıların işbirliğiyle Science dergisinde yayınlanan öncü bir çalışma (https://www.science.org/doi/10.1126/science.adl6547), yeni bilgiler sunuyor. İklim politikası önlemlerinin ilk kapsamlı küresel değerlendirmesi olan bu çalışma, altı kıtadaki 41 ülkede 1998-2022 yılları arasında dört sektörde 1.500'den fazla politika müdahalesini analiz ediyor.
Çalışmada, OECD'nin Uluslararası İklim Eylem Programı (IPAC) kapsamında geliştirilen ve farklı politika araçlarından oluşan geniş bir yelpazeyi kapsayan iklim azaltım politikası veri tabanı olan İklim Eylemleri ve Politikaları Ölçüm Çerçevesi'nden (Climate Actions and Policies Measurement Framework / CAPMF) elde edilen iklim politikası verileri kullanıldı. Politika verilerini sofistike bir makine öğrenimi yöntemiyle birleştiren çalışma, önemli emisyon azaltımlarına yol açan 63 başarılı iklim politikasını belirledi. Bu bilgiler, emisyon eğrisini bükmeye çalışan politika yapıcılar için paha biçilmez bir rehberlik sunuyor.
Çalışmanın temel bulgularından biri, emisyonların azaltılması için evrensel bir reçete olmadığıdır. Başarılı iklim politikaları ve politika kombinasyonları sektörler arasında ve gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında büyük farklılıklar gösteriyor. Bu tutarsızlık, emisyon profillerinin ve başlangıç koşullarının sektörler ve ülkeler arasında önemli ölçüde farklılık gösterdiği gerçeğini yansıtıyor.
Örneğin, karbon fiyatlandırmasının özellikle elektrik ve sanayi sektörlerinde etkili olduğu kanıtlanmıştır; bu sektörlerin her ikisi de kar maksimizasyonu yapan firmaların emisyonlardan çoğunlukla sorumlu olduğu sektörlerdir. Hanehalklarının merkezi bir rol oynadığı binalar ve ulaştırma sektörleri için, genellikle düzenlemeler ve bilgilendirme araçları gibi piyasa temelli olmayan araçları da içeren daha karmaşık bir politika karışımı kritik görünüyor.
Karbon fiyatlandırması, düzenleme ve sübvansiyonlar gelişmiş ülkelerde iyi sonuç verme eğilimindeyken, gelişmekte olan ülkelerde her zaman başarılı olamadı. Örneğin, karbon fiyatlandırması, kısmen fiyat düzeylerinin çok düşük olması nedeniyle, gelişmekte olan ülkelerde elektrik sektöründe kalıcı bir emisyon azaltımına yol açmadı.
Çalışmanın bir diğer önemli sonucu da, politika karışımlarının tek başına alınan önlemlerden daha iyi performans göstermesidir. Başarılı müdahalelerin yüzde 70'i iki veya daha fazla politikanın birlikte çalışmasını içeriyor. Çarpıcı bir örnek, 2010'ların ortalarında emisyonların düştüğünü gören Birleşik Krallık'ın elektrik sektörüdür. AB Emisyon Ticareti Sistemi’nde elektrik üreticileri için asgari bir karbon fiyatı belirleyen karbon fiyat tabanı (carbon price floor / CPF), başlangıçta bu başarı ile ilişkilendirildi. Ancak bu çalışma, CPF'nin yenilenebilir portföy standartları, daha sıkı hava kirliliği kontrolleri, tarife garantisi ve ihaleler gibi çeşitli araçları içeren daha geniş bir politika karışımının parçası olduğunu ortaya koyuyor. Bu önlemler, dönüşümsel değişimi yönlendiren ve emisyonları etkili bir şekilde azaltan sağlam bir politika karışımı oluşturuyor.
Bu çalışma, kapsamlı iklim politikası değerlendirmesine yönelik kritik bir ilk adımı işaret ediyor; ancak, daha fazla çalışma yapılması elzemdir. OECD, iki önemli girişimi ilerleterek bu çabanın ön saflarında yer alıyor. İlk olarak, CAPMF'nin politika ve coğrafi kapsamını, ülkelerin çeşitliliğini ve politika yaklaşımlarını daha iyi yakalamak için genişletiyor. İkinci olarak, Karbon Azaltım Yaklaşımlarına İlişkin Kapsayıcı Forum kapsamında OECD, hükümetlere iklim politikası çabalarının etkinliğine ilişkin içgörü sağlamak için ekonomik modelleme kullanıyor. Her iki girişim de, daha iyi yaşamlar için daha iyi iklim politikaları sağlamak üzere kanıta dayalı tavsiyeler sunmayı vaat ediyor.
Çalışma aynı zamanda, Paris Anlaşması'nın iklim hedeflerine ulaşılması, hangi iklim politikalarının emisyonları gerekli ölçekte azaltmada işe yaradığı konusunda daha iyi bilgi sahibi olmayı gerektirdiğini ortaya koyuyar. Altı kıtadan 41 ülkede 1998 ve 2022 yılları arasında uygulanan 1500 iklim politikasından büyük emisyon azaltımlarına yol açan politika kombinasyonlarını belirlemek için küresel, sistematik bir ex post değerlendirme sunuyor. Çalışmadaki yaklaşım, kapsamlı bir iklim politikası veri tabanını, yaygın farklar içinde fark yaklaşımının makine öğrenimi tabanlı bir uzantısı ile bütünleştiriyor. Toplam emisyon azaltımı 0,6 milyar ile 1,8 milyar metrik ton CO2 arasında olan 63 başarılı politika müdahalesi belirlendi. Etkili, ancak nadiren incelenen politika kombinasyonlarına ilişkin içgörüler, iyi tasarlanmış politika karışımlarında fiyata dayalı araçların önemli rolünü ve emisyon açığını kapatmak için gerekli politika çabalarını vurguluyor.