02 Mayıs 2025

Müge Okur - Dünyadan Ve Türkiye'den Ekoloji Haberleri

muge-okur-dunyadan-ve-turkiyeden-ekoloji-haberleri

Dünyadan Haberler

Bilim insanları:

Fosil yakıt devlerinin iklim hasarı 28 trilyon doları aştı

Müge Okur

Uzmanlar, bu araştırmanın iklim yasalarını güçlendirmeye ve küresel ısınmadaki rolleri için kirleticilerin bedelini ödemesine yardımcı olabileceğine inanıyor. Yeni bir araştırma, dünyanın en büyük şirketlerinin iklim hasarına 28 trilyon dolar (25 trilyon euro) zarar verdiğini tahmin ediyor.

 

Dartmouth College araştırma ekibi, 111 dev şirketin neden olduğu kirliliği hesapladı ve toplam rakamın yarısından fazlasının 10 fosil yakıt sağlayıcısından geldiğini ortaya koydu: Saudi Aramco, Gazprom, Chevron, ExxonMobil, BP, Shell, National Iranian Oil Co., Pemex, Coal India ve British Coal Corporation.

 

Nature dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre, araştırma ekibi, listenin en başında yer alan Saudi Aramco ve Gazprom’un on yıllar boyunca 2 trilyon dolardan (1,8 trilyon euro) biraz daha fazla ısı hasarına neden olduğunu hesapladı.

 

Araştırmacılar, 1990’dan bu yana atmosfere salınan her yüzde 1’lik sera gazının, sadece ısıdan kaynaklanan 502 milyar dolar (441 milyar euro) zarar verdiğini hesapladı. Bilim insanlarına göre bu rakama, kasırga, kuraklık ve sel gibi diğer aşırı hava olaylarının yol açtığı maliyetler dahil değil.

 

Çalışmanın baş yazarı, Dartmouth’ta bu çalışmayı yapan ancak şu anda Stanford Üniversitesinde yer bilimleri uzmanı olarak görev yapan Christopher Callahan, çalışmanın “bu hesap verebilirlik teorilerinin çoğunun altında yatan nedensel bağlantıları” belirlemeye çalıştığını söyledi.

 

Araştırma şirketi Zero Carbon Analytics, iklim değişikliğinin yol açtığı zararlarla ilgili dünya çapında 68 dava açıldığını ve bunların yarısından fazlasının ABD’de olduğunu belirtiyor.

 

Dartmouth iklim bilimcisi ve çalışmanın ortak yazarı Justin Mankin, “Herkes aynı soruyu soruyor: Bunun sorumlusu kimdir?” diyor ve ekliyor: “Ve bu, iklim tehlikelerini ve/veya bunların zararlarını belirli emisyon kaynaklarına kadar izleyebilir miyiz sorusuna indirgeniyor.”

 

İklim değişikliğinin belirli aşırı hava olaylarını kötüleştirip kötüleştirmediğini ve eğer öyleyse ne kadar kötüleştirdiğini görmek için hızlı atıf çalışmaları yürüten bilim insanlarından oluşan bir grup olan World Weather Attribution’ın Başkanı Imperial College London’dan İklim Bilimci Friederike Otto, “Kullandıkları tüm yöntemler oldukça sağlam,” dedi ve ekledi:

 

“Bu yaklaşımın farklı gruplar tarafından daha fazla benimsenmesi iyi olur. Olay atıflarında olduğu gibi, bunu yapan grup sayısı arttıkça bilim daha da gelişir ve neyin fark yarattığını, neyin yaratmadığını daha iyi anlarız.”

 

Uzmanlar: Plastik geri dönüşüm oranı yüzde 10’un altında kaldı

 

Çin’deki Tsinghua Üniversitesinde yürütülen kapsamlı bir yeni araştırmanın sonuçlarına göre, küresel plastik geri dönüşüm oranları şu anda yüzde 10’un altında kalıyor.

 

Araştırmayı yürüten bilim insanlarının, “Üretiminde patlama yaşanıyor” diye uyardıkları, plastik üretimindeki hızlı artışların aynı zamanda, “acil bir küresel çevre sorunu” ortaya çıkardığına dikkat çekiliyor.

 

Bilim insanlarına göre, plastiklerin büyük çoğunluğunun, fosil yakıt bazlı hammaddelerden üretilen işlenmemiş reçineden yapılıyor ve bu durum “iklim değişikliğini azaltmaya yönelik küresel çabaları tehlikeye atıyor”.

 

Communications Earth & Environment dergisinde yayınlanan bulguları, tedarik zinciri boyunca plastik kirliliğinin kaynaklarına ilişkin nispeten küçük ama giderek büyüyen bir araştırma kümesine katkıda bulunuyor.

 

Bu konuda yapılan yeni bir araştırma, plastik ambalaj kullanan 25’ten fazla büyük markanın, ABD’nin Permian Havzası’ndaki hidrolik kırma yöntemiyle yaptıkları işlemlerin, küresel emisyonlar üzerinde felaket etkisi yaratacağını ortaya koydu.

 

Araştırmacıların, 2022 yılına ait ulusal istatistikler, sektör raporları ve uluslararası veri tabanlarından yararlanarak, küresel plastik sektörüne ilişkin, türünün ilk örneği olarak hazırladıkları analiz de bu durumu ortaya koydu. Araştırma sonuçlarına göre, o yıl üretilen 437 milyon ton yeni plastiğin yalnızca yüzde 9’u geri dönüştürülmüş malzemelerden elde edildi.

 

Araştırmanın yazarları Quanyin Tan, Khaoula Houssini ve Jinhui Li, “Küresel geri dönüşüm oranı önceki yıllara göre çok az bir iyileşme gösterse de, durgun seyretti” diyor.

 

Yazarlar, kişi başına en fazla plastik tüketen ülke olan ABD’nin, sadece yüzde 5’lik geri dönüşüm oranıyla dünyanın en düşük geri dönüşüm oranlarından birine sahip olduğunu belirtiyor. Araştırma sonuçlarına göre bu durum, Çin’in 2018 yılında plastik atık ithalatını yasaklamasıyla daha da kötüleşti.

 

 

Dünya liderleri ABD’nin katılmadığı “iklim toplantısı” yaptı

 

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in de aralarında bulunduğu devlet ve hükümet başkanları, giderek zorlaşan küresel bağlamda iklim eylemlerine yeniden odaklanmak için iki saatlik bir sanal toplantıya katıldı.

 

ABD temsilcileri, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres ve Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva tarafından düzenlenen toplantıya katılmadı.

 

Bu son gelişmeyi değerlendiren uzmanlara göre, Donald Trump yönetimi altında, dünyanın en büyük tarihi sera gazı salıcısı olan ABD, Paris Anlaşması’ndan çekilmeye başladı. Paris’te 2015 yılında imzalanan bu tarihi anlaşma, küresel ısınmayı yavaşlatmak için emisyon kesintilerine rehberlik ediyor. Küresel iklim diplomasisinden çekilmenin yanı sıra, ABD son haftalarda dünya pazarlarını sarsan ithalat vergileriyle jeopolitik gerilimleri daha da artırdı.

 

Xi, toplantıda yaptığı açıklamada, “Uluslararası arenadaki değişikliklere bakılmaksızın, Çin’in iklim değişikliğiyle mücadele çabaları yavaşlamayacak, uluslararası işbirliği için gösterdiği gayret zayıflamayacak ve insanlık için ortak bir gelecek inşa etme taahhüdü sona ermeyecektir” dedi.

 

Xi, resmi Xinhua Haber Ajansı’na göre, “belli bir büyük ülke”nin tek taraflılık ve korumacılığa eğilimli olduğunu ve uluslararası kurallara ve düzene “ciddi zarar” verdiğini de sözlerine ekledi.

 

Toplantı, ülkelerin ticaret savaşlarından Ukrayna ve Gazze’deki gerçek savaşlara kadar her şeyle meşgul olduğu bir dönemde, küresel ısınmayla mücadeleye ivme kazandırmak amacıyla düzenlendi. Trump bu yıl göreve gelmeden önce bile, dünya bu yüzyılın sonuna kadar felaket niteliğindeki ısınmayı önlemek için gerekli olan emisyon kesintileri ve yeşil teknolojilere yatırım konusunda zaten geride kalmıştı.

 

Dünya, geçen yıl ilk kez yıllık bazda 1,5 °C’lik ısınmayı aştı ve ülkeler sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik mevcut planlarını uygularsa, yüzyıl sonuna kadar yaklaşık 2,6 °C ısınacak. Bu, ısınmayı daha uzun vadede 1,5 °C’de tutmak için daha iddialı kesintiler yapılması gerektiği anlamına geliyor. Bu, ülkelerin on yıl önce Paris anlaşmasını imzalarken kararlaştırdıkları hedef.

 

Guterres, toplantının ardından yaptığı konuşmada, “Dünyamız büyük zorluklarla ve çok sayıda krizle karşı karşıya, ancak iklim taahhütlerinin raydan çıkmasına izin veremeyiz. Muhalifler ve fosil yakıt çıkarları buna engel olmaya çalışabilir, ancak bugün duyduğumuz gibi, dünya ilerlemeye devam ediyor” dedi.

 

Yıllık iklim toplantısı COP30 Zirvesi, Kasım ayında Brezilya’nın Amazon kentinde Belem’de yapılacak. Toplantıya katılacak küresel liderler ve iklim diplomatları, 2035 yılına kadar gelişmekte olan ülkeler için yıllık 1,3 trilyon dolarlık iklim finansmanı sağlamak için bir yol haritası geliştirecek.

 

 

Türkiye’den Haberler

 

Muğla’da iptal edilen Bodrum Barajı projesi yeniden gündemde

 

Bodrum ilçesinde Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından ormanlık ve tarım arazilerinin bulunduğu bir bölgeye yapılması planlanan ve daha önce ‘ÇED Olumlu’ kararı iptal edilen Bodrum Barajı için yeniden ‘ÇED olumlu’ kararı verildi. MUÇEP Milas Meclisi gönüllüsü Neşe Tuncer, Bodrum Barajı ÇED raporu bu defa Çevre Bakanlığı’nın genelgesiyle tekrar hortladı” dedi.

 

Devlet Su İşleri (DSİ) 21’inci Bölge Müdürlüğü tarafından Bodrum’a su sağlamak amacıyla Bodrum İçme Suyu Barajı ve Malzeme Ocakları, Kırma-Eleme-Yıkama Tesisi ve Beton Santrali Projesi yapılmak isteniyor. Beçin Dağı ve Kavak Dağı’nın yamaçlarının suyunu toplayarak oluşan ve Milas’ın güney batısında yer alan tarım alanlarını sulayarak, Güllük Körfezi’ne ulaşan Kayaderesi Çayı üzerine yapılması planlanan proje için sunulan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) başvurusunu değerlendiren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, projeye 5 Ocak 2022’de ‘ÇED olumlu’ kararı vermişti.

 

Proje için verilen ÇED dosyasında bölgenin yüzde 78’lik kısmının ormanlık, yüzde 11’inin ise sulu-kuru tarım alanı olduğu belirtilerek, bu alanların olumsuz etkilenmeyeceği iddia edilmiş, baraj çevresinin proje sonunda ağaçlandırılacağı da belirtilmişti.

 

Kararın ardından Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Muğla İl Koordinasyon Kurulu ve Çamlıca Köylüleri; projeyle Bodrum’un yanı sıra Milas ilçesindeki orman ve su kaynaklarını da ciddi etkileyeceği gerekçesiyle, ‘ÇED Olumlu’ kararına karşı 2022 Şubat ayında dava açmıştı.

 

‘ÇED Olumlu’ kararına karşı açılan davada Muğla 1. İdare Mahkemesi 19 Ocak 2023’te, projede eksiklikler olduğu gerekçesiyle dosyanın yeniden hazırlanmasına karar verdi ve ‘ÇED olumlu’ kararını iptal etmişti. Proje ile ilgili daha sonra yeniden süreç başlatıldı ve 22 Kasım 2024’te İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı yapıldı. 29 Nisan 2025 tarihinde ise projeye ‘ÇED Olumlu’ raporu verildi.

 

Kararın ardından açıklamalarda bulunan MUÇEP Milas Meclisi gönüllüsü Neşe Tuncer, "Kasım 2024’te Bodrum Barajı ÇED raporu bu defa Çevre Bakanlığı’nın 2009/7 genelgesiyle tekrar hortladı" dedi.

 

2009/7 sayılı genelge uygulamasından bahseden Tuncer, "ÇED Raporunun hazırlanmasına ilişkin tüm sürecin en baştan tekrarlanmasına gerek görülmüyor, halkın katılımı toplantısı yapılmadan sadece eksik veya yetersiz görülen kısımların yeniden düzenlenerek hazırlanan ÇED Raporu Bakanlığa sunuluyor, Bakanlıkta yapılan İnceleme Değerlendirme Komisyonu toplantısı sonucunda ÇED nihai kabul edildikten sonra ne kadar itiraz gelirse gelsin ÇED olumlu kararı veriliyor. Genelgenin kendisi tek başına yargı kararının yok sayılması ve dolayısıyla hukuk güvenliği ve hukuk devleti ilkesine aykırı. Çünkü çevre hakkının korunması bakımından da halkın katılımı toplantısı atlanarak, çevre hakkının unsurlarından olan bilgi edinme ve karar alma süreçlerine katılma hakkı yok sayılmak suretiyle çevre hukukunun temel ilkeleri olan katılım, önleme ilkeleri yok sayılıyor" ifadelerini kullandı.

 

Proje ile ilgili ileriki süreçte bir açıklama yapılacağını belirten Tuncer, “Bu yıkım projesi ile ilgili detaylı açıklama önümüzdeki günlerde yapılacak. Aynı şekilde hortlayan Deştin Çimento, Karacasöğüt MUÇEV iskelesi ve daha önce Ağaoğlu Turizm Kenti projelerini de yakından takip ediyoruz” dedi.

 

“Plastiksiz Bir Geleceğe Doğru: Plastik Gerçekleri” Kitapçığı Yayınlandı!

 

TÜRÇEV, EKAD ve Antalya Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle yürütülen “Plastiksiz Kıyılar, Plastiksiz Sular” projesi kapsamında Antalya sahillerinde iki yıldır plaj temizliği ve çevre farkındalığı faaliyetleri düzenleniyor.

 

Proje kapsamında hazırlanan “Plastiksiz Bir Geleceğe Doğru: Plastik Gerçekleri” Kitapçığı yayınlandı! Bu çalışmada, plastiğin ekosistemler ve insan sağlığı üzerindeki etkilerini, çözüm önerilerini ve sahada yapılan çalışmalar ele alındı.

 

Proje kapsamında yapılan anketlere göre,

Tek kullanımlık plastiklerdeki artış, küresel plastik kirliliğini tetikliyor!

Plastik atıklar ekosistemleri ve biyolojik çeşitliliği tehdit ediyor.

Mikroplastikler ve toksik katkı maddeleri besin zincirine karışarak sağlık sorunlarına neden oluyor.

Plastik atıkların toplanması ve imhası giderek daha maliyetli hale geliyor.

 

Kaynak: Evrensel, Türçev

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.