Levent Gürses - Yükselen faiz oranları sanayinin belini büküyor

Yükselen faiz oranları sanayinin belini büküyor
Levent Gürses
Son günlerde reel sektörün yoğun bir biçimde sesini yükselttiğine şahit oluyoruz. Borsa İstanbul’daki büyük sanayi şirketlerinin yılın ilk çeyreğindeki büyük zararlarının yanında Vestel ve Beko gibi sanayi devlerinin işçi çıkarması tablonun epey bozulduğunun işaretleri diyebiliriz.
Tablo zaten düzgün olmamıştı, son zamanlarda… İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan’ın dediği gibi, “son önlemler 1,5 yıldır büyük özveri gösteren sanayi sektörü için dayanması zor, yeni bir süreç yelpazesi açıyor.”
Yani, 1,5 yıldır ekonomik programın başarıya ulaşacağı umuduyla özveri gösteren reel sektör, Bahçıvan’ın deyişiyle, “Son 1,5 aydaki gelişmeler bizi başladığımız noktaya getirmese bile, tüm reel sektörde ekonomik program hedeflerinden uzaklaşılan bir noktaya gelindiği endişesi var.”
Oksijen gazetesi için bir yazı kaleme alan İSO Başkanı Bahçıvan, “Enflasyonla mücadelede en ağır sorumluluğu üstlenmiş olan sanayi sektörünün, sorumlusu olmadığı ve hak etmediği böylesine yüklü bedeli ödemesi noktasındaki takatinin de, kapasitesinin de, sınırının da sonuna geldiğinin her kesim tarafından iyi bilinmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum” sözleriyle uyarısını yaptı.
Sadece İSO Başkanı Bahçıvan değil, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı (TOBB) Rifat Hisarcıklıoğlu da, enflasyon yükselince rekabet gücünü kaybettiklerine, maliyetleri yönetemediklerine, bütçeyi yapamadıklarına dikkat çekti.
Hisarcıklıoğlu, “Şu anda tüm iş dünyamızın en çok sıkıntı yaşadığı konu finansmana erişim. Piyasa adeta kilitlenmiş durumda. İlave kredi bir yana mevcut kredi limitlerini dahi kullanamıyoruz. Kredilerdeki daralma ve yüksek faiz oranları, özellikle KOBİ’lerimizin ayağına pranga oluyor. KOBİ’lere pozitif ayrımcılık yapmalıyız. Onları kredi sınırlaması dışına almalıyız” dedi.
Ticari kredilerin faizi 9 puan birden arttı
Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının gözaltına alındığı 19 Mart operasyonları sonrasında, enflasyonist baskının artmasına önlem olarak Merkez Bankası faiz oranlarını artırırken, politika faizini de yüzde 46’ya yükseltince, sanayinin finansmana erişim maliyeti daha da arttı. Kredi faizlerinin artması ve finansal koşulların sıkılaşması sanayiciyi bir kez daha zorlamaya başladı. Merkez Bankası’nın Aralık 2024’te başlattığı faiz indirim sürecini durdurup, yeniden artırım yapmasıyla 14 Mart’ta yüzde 55,2 olan ticari kredilerin yıllık faiz oranı 9 Mayıs’ta yüzde 64,13’e çıktı.
19 Mart sonrası dövizin tırmanışı, enflasyonun ivmelenmesi, çözüm olarak faiz silahına dönülmesi iflaslar, işsizlik, karlılıkta azalma ve ekonomide durgunluk olarak, daha önceden başlayan süreci hızlandıracağa benziyor.
Hepimizin malumu, ekonomik program başlangıcından beri, sanayide kan kaybına neden oldu. Sözcü gazetesinin haberine göre, sanayide ücretli çalışan sayısı Mart itibarıyla son sekiz aydır art arda düşüyor. Sanayide ücretli çalışan sayısı son bir yılda toplam 132 bin azalarak Mart itibarıyla 4,8 milyona indi. Mart itibarıyla yıllık yüzde 2,6 düşüş oldu.
Büyük şirketlerden beklenmedik zarar açıklamaları
Şirketler dünyasında esen fırtına, Borsa İstanbul’da açıklanan birinci çeyrek bilançolarından da anlaşılıyor. Oksijen gazetesinde Mete Yüksel’in araştırmasına göre, BİST’te yılın ilk çeyreğinde, banka ve sigorta şirketleri dışındaki şirketlerin net karında yüzde 66 azalma oldu. Geçen yılın aynı dönemine göre net karı en çok düşen sektör yüzde 379 ile dayanıklı tüketim, yüzde 202 ile ulaştırma ve yüzde 120 ile demir çelik oldu.
Yılın ilk çeyreğinde en çok zarar açıklayan şirketlerin başında; 5 milyar 77 milyon lira ile Vestel geliyor. Onu 3,5 milyar lira ile Investco Hoding, 3,3 milyar lira ile Zorlu Enerji, 2,9 milyar lira Sabancı Holding, 2,6 milyar lira ile Pegasus ve Petkim, 2,3 milyar lira ile Alarko Holding ve Mogan Enerji, 1,8 milyar lira ile THY ve 1,7 milyar lira ile TAV Havalimanları izliyor.
İlk çeyreğin zarar rekortmeni Vestel ise artan faiz yükünün ve düşen karlılığın faturasını çalışanlarına kesti. Yılın ilk üç ayında 614 çalışanını işten çıkaran şirket, önümüzdeki aylarda 2 bin çalışana denk gelen toplam işgücünün yüzde 10’u ile vedalaşacak.
4,9 milyar dolarlık borç yükünü hafifletmek isteyen Vestel, işten çıkarmalara gerekçe olarak, "şirketin stratejik hedefleri doğrultusunda operasyonel verimliliği artırmayı" gösterdi.
Maliye Bakanı Şimşek: Enflasyon düşecek, inanıyoruz
Bu arada, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonun düşüşte olduğunu ve 2025’te de düşmeye devam edeceğini söyledi. "En büyük önceliğimiz hayat pahalılığıyla mücadele etmek" diyen Şimşek, gözlemlerin tuttuğunu ve programın işe yaradığını savundu.
Diğer yandan Türkiye'nin dünyadaki 000 ülke arasında enflasyon sıralamasında altıncı olduğunu hatırlatalım.
En yüksek enflasyon oranı; yüzde 172 ile Venezüella'da iken, onu yüzde 113 ile Güney Sudan, yüzde 86 ile Zimbabwe, yüzde 47 ile Arjantin, yüzde 41 ile Burundi izliyor. Türkiye, Nisan itibarıyla 37,86 ile altıncı..
Haftanın diğer önemli gelişmeleri şöyle:
AB Komisyonundan önemli rapor; büyüme tahminini yüzde 2,8'e çekti
Avrupa Komisyonu'nun Türkiye'ye ilişkin son raporuna göre 2025 yılı için büyüme beklentisi düştü. 2024 yılında 3,2 olan büyümenin 2025 yılında yüzde 2,8'e gerileyeceği tahminine yer verildi. Toparlama için ise 2026'ya işaret etti ve 2026'da yüzde 3,5 büyüme öngördü. Raporda ayrıca 2025 yılında işsizliğin artacağı beklentisine de yer verildi.
Komisyon, "2025 İlkbahar Ekonomik Tahmini: Küresel Ekonomik Belirsizlik Ortamında Ilımlı Büyüme" başlıklı raporunda, Türkiye'de ekonomi yönetiminin finansal istikrarı sürdürme çabalarının, iç siyasi çalkantılarla zora girdiğine işaret edildi.
Raporda yüksek faiz ortamının özel yatırımları kısıtlandığına dikkat çekilirken, ihracat büyümesinin düşük kalacağı vurgulandı. Türkiye'nin işgücü piyasasının geçtiğimiz sene şaşırtıcı biçimde güçlü kaldığına dikkat çekilen açıklamada 2025'te işsizliğin artacağı tahminine yer verildi ve "2025'te iş büyümesinin zayıflaması ve işsizliğin daha yüksek bir seviyede sabitlenmeden önce artması bekleniyor. Bu nedenle, işgücü yetersizliğinin yüksek seviyeleri işgücü piyasasının önemli bir özelliği olmaya devam edecek ve maliyet baskılarını sınırlayacaktır" ifadesine yer verildi.
Raporda; son birkaç yıldır çok yüksek jeopolitik ve iç risklerin söz konusu olduğu; risk ortamının 2025'in başlarında kötüleştiği ifade edildi.
İkinci enflasyon raporu: Riskler arttı, enflasyon tahmini değişmedi
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 24 olduğunu açıkladı. Karahan, yılın ikinci enflasyon raporu bilgilendirme toplantısında bankanın değerlendirme ve tahminlerini paylaştı. Bankanın yıl sonu enflasyon tahmininin yüzde 24 olduğunu bildiren Karahan, 2026 sonu için yüzde 12 olan tahminlerini de koruduklarını kaydetti.
Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alındığı 19 Mart'ta yaşanan gelişmelere ilişkin soruyu yanıtlayan Karahan, "Son 15 yıldaki en yüksek işlem hacminin birkaç katı döviz işlemi gerçekleşti" dedi. Öte yandan raporda zirai don hadisesinin işlenmemiş gıda fiyatları üzerinde yukarı yönlü riskleri artırdığı vurgulandı. Bu gelişmenin önümüzdeki dönemde gıda enflasyonunda baskıları artırabileceği kaydedildi. Banka, enflasyonun 2027 yılında yüzde 8'e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 seviyesinde istikrar kazanmasını hedefliyor.
Karatepe: Programın yeni bir patikaya girmesi gerekiyor
Türkiye’nin bugün yaşadığı krizin yalnızca ekonomik değil, "otoriter rejim krizi" olduğunu söyleyen CHP Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, "Ne dış temaslar ne de afili sunumlar bu gerçeği örtebilir. Türkiye'nin ihtiyacı yeni bir yön, yeni bir düzen ve halkın sözünün geçtiği gerçek bir demokrasidir. Biz o düzeni kurmaya hazırız" dedi. Karatepe, ekonomi programının yeni bir patikaya girmesi gerektiğini söyledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Karatepe, yaptığı yazılı açıklamada, "Bakan Mehmet Şimşek ne KOBİ’lerle görüşmede ne dondan zarar gören çiftçilerle toplantıda görülüyor. Peki nerede görülüyor? New York, Londra, şimdi de Doha’da; yatırımcılarla yaptığı toplantılarda. "yatırımcı" dedikleri de yüksek faiz peşinde koşanlar. Siz içeride adaleti bir baskı aracına dönüştürüp dışarıda ‘Yatırımcı dostuyuz’ derseniz, bu çelişkiyi kimse satın almaz. Türkiye’nin yaşadığı kriz yalnızca mali değil, aynı zamanda meşruiyet krizidir. Ve meşruiyetin olmadığı yerde, hiçbir ekonomik göstergenin sürdürülebilirliği yoktur" dedi.
ABD'de zor zamanlar; üç rating kuruluşu da not düşürdü
Moody’s, ABD’nin kredi notunu yüksek borç seviyesi ve genişleyen bütçe açığı gerekçesiyle düşürdü. Daha önce S&P ve Fitch’in de not indirdiği ABD, böylece üç büyük derecelendirme kuruluşundan da en yüksek notu kaybetti. Moody’s, ABD'nin notunu "Aaa"dan "Aa1"e indirirken, görünümünü "negatif"ten "durağan"a çevirdi. Moody's'in de uzun vadeli kredi notunu "Aaa"dan "Aa1"e indirmesiyle, ülke üç büyük kredi derecelendirme kuruluşundan da en yüksek notu kaybetmiş oldu. Dünyanın en büyük ekonomisinin kredi notu artık Avusturya ve Finlandiya gibi küçük ekonomilerle aynı seviyede bulunuyor.
Kredi derecelendirme kuruluşunun açıklamasında, not indiriminin, ABD'de 10 yıldan uzun süredir kamu borcu ve faiz ödeme oranlarının benzer derecelendirmeye sahip ülkelere kıyasla önemli ölçüde yüksek seviyelere çıkmış olmasını yansıttığı aktarıldı.
Açıklamada, yönetim ve Kongre'nin, büyük yıllık mali açıklar ve artan faiz maliyetleri eğilimini tersine çevirecek önlemler üzerinde anlaşmaya varamadığı, gelecek on yıl boyunca, hükümet gelirlerinin genel olarak sabit kalmasının ve daha büyük açıkların beklendiği ifade edildi.
Vergilendirme ve harcamalarda ayarlamalar yapılmaması halinde, ABD'de 2024'te toplam harcamaların yaklaşık yüzde 73'ünü oluşturan zorunlu harcamaların faiz giderleri de dahil olmak üzere 2035'e kadar yaklaşık yüzde 78'e yükseleceği öngörüldü.
Tahvil faizi yükseldi, dolar ve borsalar düştü, altın yeniden yukarı
Moody's'in not düşürmesi piyasalarda etkili oldu. ABD tahvil piyasasında faizler yükselirken, dolar değer yitirdi ve borsalar haftayı yüzde 2'ye ulaşan düşüşlerle kapadı. Moody's'in not kararı tahvil piyasasında kendini olumsuz hissettirdi. ABD Hazine tahvil piyasası ticaret savaşı kaygısı, sürekli yüksek enflasyon beklentisi nedeniyle zaten baskı altında bulunuyordu.
ABD 10 yıllık tahvil getirisi 22 Nisan Perşembe itibarıyla yüzde 4,53 seviyesinde ve bu seviye 2008 küresel finansal krizinden beri görülen en yüksek seviye konumunda. ABD 10 yıllık tahvil getirilerinde yüzde 5, piyasalarda kritik bir eşik olarak kabul ediliyor.
3 yıllıkların faizi de yüzde 4,34 seviyesinde...
Kaygı yaratan not düşürme ABD Doları'nı etkiledi. Haftaya 100.66 ile başlayan Dolar endeksi (DXY), Çarşamba günü 100 seviyesinin altına indi ve 99,25'e kadar düştü. Perşembe gününü de 99,70'ten tamamladı.
Wall Street'te endeksler de Moody's'in not düşürmesi ve borçlanma uyarıları üzerine geriledi. 22 Mayıs Perşembe kapanış itibarıyla haftalık bazda Dow Jones yüzde 1,87, S&P 500 yüzde 1,95 ve Nasdaq yüzde 1,49 geriledi.
Buna karşılık Avrupa ve Çin borsaları yükseldi. Almanya'nın DAX endeksi haftayı yüzde 0,98 artı ile kapatırken, Çin'de Hang Seng endeksi yüzde 1,49 ve Shenzen endeksi 0,9 yükseldi.
ABD ekonomisinde kaygılı haberler ve doların değer yitirmesiyle altın fiyatları haftayı yükselişle bitirdi. Altının onsu 22 Mayıs Perşembe kapanış itibarıyla haftalık bazda yüzde 3,93 yükselerek
Gümüş yüzde 3,04 yükselirken, platin fiyatları yüzde 10.63'lük dikkat çekici yükselişle haftayı tamamladı.
Araç muayene istasyonları 20 yıllığına özelleştirildi
Araç muayene istasyonlarının yapım, bakım ve işletme hizmetleri, yapılan ihale sonucu 20 yıl süreyle MOI Ortak Girişim Grubu'na devredildi. Yapılan ihale sonucu; 1. Bölge Araç Muayene İstasyonları 830 milyon ABD doları, 2. Bölge Araç Muayene İstasyonları ise 890 milyon ABD doları karşılığında MOI Ortak Girişim Grubu'na devredildi.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı İhale Komisyonunca, özelleştirme kapsam ve programında bulunan 1. Bölge Araç Muayene İstasyonları ve 2. Bölge Araç Muayene İstasyonlarının yapım, bakım ve işletme hizmetleri, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde "işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflar" yöntemi kapsamında imtiyaz hakkı verilmesi suretiyle 20 yıl süreyle özelleştirildi.
Zirveye çıkan atıl işgücündeki artış işsizlikteki düşüşten fazla
İşsizlik oranı düşüyor. Ancak atıl işgücü oranı, raporlandığı dönem olan 2014 sonrasının en yüksek seviyesine çıktı; mevsimsellikten arındırılmış veriye göre yüzde 28,5, arındırılmamış veriye göre yüzde 29,4 oldu. Bu oran, Covid dönemi seviyelerinin bile üzerinde.
Birgün gazetesinde yazan Greenwich Üniversitesi'nden Doç. Dr. Cem Oyvat'a göre; ilk çeyrek yıllar itibarıyla bakıldığında, "2019 ve sonrasında atıl işgücü oranı hızla arttı ve 2025’te zirveye ulaşmış. Evet, işsizlik düşüyor. Ama halihazırda çalışmayan potansiyel işgücündeki artış işsizlikteki düşüşten fazla."
Doç. Dr. Cem Oyvat'a göre; atıl işgücündeki artışın üç nedeni var:
- Potansiyel işgücündeki (iş bulma ümidi olmayanlar veya diğer nedenlerle iş aramayan ancak çalışmak isteyenler) artış.
- Yarı zamanlı istihdamın yaygınlaşması.
- Yarı zamanlıların daha büyük bölümünün, bu durumdan memnun olmamaları ve tam zamanlı iş istiyor olmaları.
Borçlu sayısı arttı, vatandaşın borcu 6,4 trilyon liraya çıktı
3 ayda 399 bin 628 kişi bireysel kredi, 487 bin 808 kişi de kredi kartı borcunu ödeyemediği için icra takibine alındı. İcra dosyalarının kabardığına dikkat çeken CHP Milletvekili Gürer, borçlu sayısının her geçen arttığına vurgu yaparak "Geniş kesimler yoksullaşmaya devam ediyor. Mutlu azınlığın yaşamı ise vergiden, faizden etkilenmediği için rahat bir şekilde devam ediyor" dedi.
Gürer, yurttaşların bankalara, finans kuruluşlarına, TOKİ’ye ve varlık yönetim şirketlerine olan borçlarının toplamda 4 trilyon 645 milyar liraya ulaştığını söyledi. 2-9 Mayıs 2025 tarihleri arasındaki haftada bireysel kredi ve kredi kartı borçları 1,6 milyar lira artış göstererek 4 trilyon 513 milyar liraya yükseldi.
Gürer, bankalar ve finans kuruluşları tarafından tahsil edilemeyip icra takibine alınan bireysel kredi ve kredi kartı alacakları 3,2 milyar lira artarak 168 milyar liraya çıktığını belirterek, "Yılbaşından bu yana bu kalemdeki artış 56,2 milyar liraya ulaştı" diye konuştu.
Ortalama kart ve kredi borcu ilk kez 100 bin liranın üzerinde
Tüketici artık geliriyle değil, borçla hayatını sürdürüyor. Bireysel kredi kullanıcısı sayısı hızla artıyor. Mart ayı itibarıyla 42 milyon 159 bin kişinin bir veya birden fazla bireysel kredi borcu bulunuyor. Kredi kartları, kredili mevduat hesapları, konut, taşıt ve ihtiyaç kredilerinden oluşan bireysel kredilerde kişi başına düşen ortalama borç ise ilk kez 100 bin liranın üzerine çıktı.
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin verilerine göre, Mart ayında bireysel kredi kartı borçları 2 trilyon 36 milyar lira oldu. 2024 yılı Mart ayında 37,2 milyon olan kredi kartı kullanıcısı sayısı Mart 2025 itibarıyla 39,1 milyona ulaştı. Kart borçları içerisinde tasfiye olunacak borçların oranında ise dikkati çeken artış yaşandı. Geçen yıl yüzde 1,6 olan tasfiye oranı, bu yıl yüzde 3,9’a yükseldi.
Konut fiyatları yıllık yüzde 32,9 arttı
Konut Fiyat Endeksi (KFE) Nisan'da aylık yüzde 1,5, yıllık yüzde 32,9 arttı. Merkez Bankası, Nisan ayına ilişkin KFE verilerini açıkladı. Buna göre, Türkiye'deki konutların kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan KFE (2023=100) Nisan'da bir önceki aya göre yüzde 1,5 artarak 176,4'e çıktı. KFE, Nisan'da yıllık yüzde 32,9 artış gösterirken, bu dönemde reel azalış yüzde 3,6 oldu. Üç büyük il için KFE değişimine bakıldığında, Nisan'da bir önceki aya göre İstanbul'da yüzde 2,7, Ankara'da 2,8 ve İzmir'de yüzde 0,2 artış görüldü. Endeks değerleri geçen yılın aynı ayına göre İstanbul'da yüzde 34,4, Ankara'da yüzde 41,9 ve İzmir'de yüzde 30,9 yükseldi.
Tarımsal girdi maliyetlerinde yıllık artış yüzde 30
Tarımsal girdi fiyat endeksi (Tarım-GFE) yıllık yüzde 29,73 arttı, aylık yüzde 1,80 arttı. Dönemler itibarıyla Tarım-GFE'de (2020=100), 2025 yılı Mart ayında değişimler şöyle: Bir önceki aya göre artış; yüzde 1,80 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre artış; yüzde 10,32, bir önceki yılın aynı ayına göre artış; yüzde 29,73 ve on iki aylık ortalamalara göre artış; yüzde 36,16.Mart 2025 verilerine göre, Tarım-Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) alt kalemlerinin yıllık değişim oranları şu şekilde oldu:
Veteriner harcamaları: Yüzde 55,87, Diğer mal ve hizmetler: Yüzde 43,54, Tohum ve dikim materyali: Yüzde 41,55, Malzemeler: Yüzde 35,23, Hayvan yemi: Yüzde 29,05, Gübre ve toprak geliştiriciler: Yüzde 28,53, Bina bakım masrafları: Yüzde 27,92, Makine bakım masrafları: Yüzde 25,07, Binalar: Yüzde 22,65, Tarımsal ilaçlar: Yüzde 19,52, Enerji ve yağlayıcılar: Yüzde 16,46.
Borsa İstanbul'da manipülasyon soruşturması: 7 kişiye gözaltı
Borsa İstanbul'da bazı işlemlerde piyasa dolandırıcılığı yapıldığı iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada, Ankara, Şanlıurfa ve İzmir’de 7 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Şüphelilerin, suç örgütü kurmak ve piyasayı manipüle etmekle suçlandığı belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, BIST Pay Piyasası'nda işlem gören bazı sermaye piyasası araçları paylarında manipülatif hareketler yapıldığı iddiaları üzerine soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında Ankara, Şanlıurfa ve İzmir'de tespit edilen 7 şüpheli hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "piyasa dolandırıcılığı" suçlarından gözaltı kararı verildi. Bunun üzerine harekete geçen İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin şüphelileri yakalamaya yönelik çalışmaları sürüyor.
Kısa vadeli dış borç martta 172,7 milyar dolar oldu
Türkiye’nin kısa vadeli dış borç stoku Mart'ta, bir önceki aya göre yüzde 0,2 azalarak 172,7 milyar dolar oldu. Bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku, bir önceki aya göre yüzde 0,5 oranında artışla 77,8 milyar, Merkez Bankası kaynaklı yükümlülükler yüzde 4,2 oranında azalışla 30,2 milyar ABD Doları olarak gerçekleşti.
Merkez Bankası, Mart 2025 dönemine ilişkin kısa vadeli dış borç istatistiklerini açıkladı. Vadesine 1 yıl veya daha az kalmış borçları gösteren kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku ise 224,8 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.
İngiltere ve AB arasında yeni işbirliği anlaşması
İngiltere ile Avrupa Birliği (AB), Brexit sonrası ilişkileri yeniden tanımlayan kapsamlı bir işbirliği anlaşmasına vardı. Altı ay süren müzekerelerin ardından imzalanan anlaşma, ticaretin kolaylaştırılmasından savunma işbirliğine kadar birçok alanda önemli düzenlemeler içeriyor. Anlaşma kapsamında ithalat ve ihracatı kolaylaştıracak yeni bir sağlık ve bitki sağlığı düzenlemesi yürürlüğe girecek. Rutin kontrollerin kaldırılmasıyla bürokrasinin azaltılması ve ticarette hız kazanılması hedefleniyor. Anlaşmaya göre, Avrupa Birliği’nin İngiltere karasularında balıkçılık faaliyetlerine Haziran 2038’e kadar erişim hakkı olacak.
Geçmişteki siyasi tartışmaları geride bırakıp, ülke için faydalı ve sağduyulu çözümler üretme zamanı olduğunu vurgulayan İngiltere Başbakanı Keir Starmer, işbirliğine açık olduklarının da altını çizdi.
Euro Bölgesi'nde enflasyon yüzde 2,2'de sabit kaldı
Euro Bölgesi'nde yıllık enflasyon Nisan ayında yıllık yüzde 2,2 seviyesinde sabit kaldı. Enflasyona en büyük katkıyı hizmet grubu sağlarken, enerji fiyatları ise enflasyonu sınırladı. Mart ayında da aynı oranda gerçekleşen enflasyon, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) yüzde 2’lik hedefinin bir miktar üzerinde kalmayı sürdürdü.
TÜFE, Nisan'da aylık bazda yüzde 0,6 oranında artış gösterdi. Aynı dönemde çekirdek enflasyon ise yıllık bazda yüzde 2,7, aylık bazda yüzde 1 seviyesinde ölçüldü. AB genelinde yıllık enflasyon Mart'ta yüzde 2,5 iken, Nisan'da yüzde 2,4’e geriledi. AB’de TÜFE, Nisan'da aylık bazda yüzde 0,5 oranında artış gösterdi. Nisan'da yıllık enflasyonun en yüksek olduğu ülkeler yüzde 4,9 ile Romanya, yüzde 4,4 ile Estonya oldu, en düşük ülke ise, yüzde 0,9 ile Fransa oldu.
ECB: Enflasyonla mücadelede sona doğru gelindi
Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB), Nisan ayı para politikası toplantısına ait tutanaklar, enflasyonla mücadelede önemli bir dönüm noktasına gelindiğini ortaya koydu. 16-17 Nisan 2025 tarihlerinde Frankfurt'ta yapılan toplantının ardından yayımlanan tutanaklarda, ECB Yönetim Konseyi üyelerinin Euro Bölgesi'nde enflasyonun neredeyse kontrol altına alındığını değerlendirdikleri görüldü.
Üyeler kısa vadede enflasyondaki düşüşü destekleyen unsurların öne çıktığını vurgularken, “Enflasyonun orta vadede bankanın yüzde 2’lik hedefine yaklaşacağına ve enflasyon şokunun büyük oranda geride kaldığına dair güven artıyor” ifadelerine yer verildi.
Ekonomik yavaşlamaya karşı güvercin politikalarını sürdüren ECB, 17 Nisan toplantısında politika faizini beklentilere paralel 25 baz puan indirdi. Haziran 2024’ten bu yana toplamda yedi kez faiz indirimi yaparak, faizi yüzde 2,50’den yüzde 2,25’e çekti.
ECB’nin 5 Haziran’da yapılacak bir sonraki toplantısında da 25 baz puanlık yeni bir faiz indirimi bekleniyor.
Alman ekonomisinde büyüme beklentisi sıfıra düştü
Alman ekonomisinde bu yıl büyüme beklentisi sıfıra düştü. Alman hükümetine danışmanlık yapan Ekonomi Bilirkişi Kurulu (SVR), ülke ekonomisine ilişkin 2025 büyüme tahminini yüzde 0,4'ten yüzde sıfıra düşürdü. Ekonomi profesörlerinden oluşan SVR, Almanya ekonomisine ilişkin geçen yıl kasım ayında paylaştığı, 2025-2026'yı kapsayan büyüme tahminlerinde ilkbahar döneminde güncelleme yaptı.
Beş üyeli kurul, 2025 için GSYH büyüme tahminini yüzde 0,4’ten yüzde 0’a düşürürken, 2026 büyüme beklentisini ise yeni 500 milyar avroluk mali paketle sağlanan fonların inşaat ve ekipman yatırımlarının yanı sıra kamu harcamaları için de olumlu itici güç oluşturacağı beklentisiyle yüzde 1 olarak belirledi.
İngiltere'de enflasyon 14 ayın zirvesinde
İngiltere'de Nisan ayında yüzde 3,5 ile beklentilerin üzerinde gelen yıllık enflasyon Şubat 2024'ten bu yana en yüksek seviyesine çıktı. Beklenti, enflasyonun yüzde 3,3 olacağı yönündeydi. Enflasyon Mart'ta yıllık bazda yüzde 2,6 olmuştu.
Böylece yıllık enflasyon Şubat 2024'ten beri görülen en yüksek seviyeye çıktı. Ülkede aylık enflasyon ise yüzde 1,2 ile yine beklentilerin üzerinde kaydedildi. Aylık enflasyonda beklenti yüzde 1 seviyesindeydi. Enflasyon aylık bazda Mart'ta ise yüzde 0,3 olmuştu. Enflasyonda en büyük yukarı yönlü faktör, konut ve hane halkı hizmetleri ve ulaşım fiyatlarındaki artış oldu.
Enerji ve gıda fiyatları hariç tutulan çekirdek enflasyon da yüzde 3,6 olan beklentileri aşarak yüzde 3,8 seviyesinde gerçekleşti. Çekirdek enflasyon martta yıllık bazda yüzde 3,4 ölçülmüştü.
AB, Rusya'ya yeni yaptırımları onayladı
Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler, Rusya'nın petrol taşıdığı gölge filosunda yer alan 200'e yakın tankeri hedef alan 17'inci yaptırım paketine onay verdi.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kallas, "AB, Rusya'ya yönelik 17. yaptırım paketini onayladı. Paket kapsamında gölge filoya ait yaklaşık 200 gemi hedef alınıyor. Yeni önlemler hibrit tehditler ve insan haklarını da içeriyor. Rusya'ya yönelik yeni yaptırımlar üzerinde çalışılıyor. Rusya, savaşını ne kadar uzun süre sürdürürse bizim cevabımız o kadar sert olacaktır" dedi.