Levent Gürses - Ticaret anlaşması havayı olumluya çevirdi

Ticaret anlaşması havayı olumluya çevirdi
Levent Gürses
Türkiye ve dünya ekonomisinde hareketli bir hafta geride kaldı.
Öncelikli olarak hem Borsa İstanbul’da hem de dünya piyasalarındaki olumlu hava yatırımcısını sevindirdi. ABD ile Çin’in dünya ekonomisini yavaşlatacak, küresel ticareti duraklatacak ticaret savaşında frene basmaları, anlaşma yoluna gitmeleri herkese nefes aldırdı.
Türkiye’de ise rezervlerde artış gibi kimi olumlu ekonomik veriler ve PKK’nın Olağanüstü 12’inci Kongresi sonrasında yapılan açıklamada, örgütün kendini feshetme kararı aldığını ve silahlı faaliyetlerine son verdiğini açıklaması Borsa İstanbul’da alım getirdi.
15 Mayıs Perşembe günü itibarıyla BIST 100 endeksi haftalık yüzde 1,6 yükseliş yaşadı. Özellikle 12 Mayıs günü BİST 100 endeksi gelen alımlarla yüzde 3,8 yükseldi, Endeks 9.767 puana kadar çıktı ancak kar satışlarıyla Perşembe kapanış 9.541 puandan oldu.
Küresel borsalarda da pozitif bir hava yaşandı. Ticaret savaşlarındaki duraklamanın etkisiyle, özellikle Wall Street haftayı kayda değer yükselişle kapadı. 15 Mayıs Perşembe günü itibarıyla haftalık olarak Nasdaq endeksi yüzde 6,6, S&P 500 yüzde 4,5 ve Dow Jones da yüzde 2,6 yükseldi. Avrupa borsalarında da hava pozitifti, kıtanın genel görünümünü yansıtan Euro Stoxx endeksi haftayı yüzde 1,8 yükselişle kapadı.
Haftanın önemli gelişmeleri şöyle:
ABD ve Çin’den ticarette 90 günlük ateşkes kararı; %30’a dönüş
ABD ve Çin’in hafta sonunda yürüttükleri ticaret müzakerelerinde ek gümrük vergilerinin büyük kısmını askıya almak üzere anlaşmaya vardı. ABD Çin mallarına uyguladığı gümrük vergilerini 90 gün için yüzde 145’ten yüzde 30’a, Çin, ABD mallarına uyguladığı gümrük vergilerini 90 gün için yüzde 125’ten yüzde 10 düşürecek. Çin ve ABD arasında ticaret ve ekonomik ilişkiler konularında müzakerelerinin sürdürülmesi için mekanizma kurulacak.
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, iki ülkenin de mütekabiliyet esaslı olarak niteledikleri ek gümrük vergilerini 90 gün süreyle askıya almak için anlaştığını ve mütekabiliyet esaslı gümrük vergilerini yüzde 115 oranında düşeceğini söyledi.
Trump, 2 Nisan’da aralarında Çin’in de olduğu ticaret ortaklarına ek gümrük vergileri açıklamıştı. Çin’in karşılık vermesiyle iki ülke arasında başlayan tarife restleşmesi sonunda ABD, Çin’e uyguladığı gümrük tarifesini yüzde 145’e kadar çıkartmış, Çin de ABD’ye yüzde 125 gümrük tarifesi getirmişti.
Cenevre’deki görüşmeler sonrası gümrük vergilerini de geçici olarak düşürme kararı alan ABD ile Çin uygulamayı hayata geçirmeye başladı. Çin, ise yaptırım uyguladığı 45 Amerikan şirketine yönelik kararları 90 günlüğüne durdurdu.
Trump ziyarete değil ticarete gitti, trilyon dolarlık anlaşmalar
ABD Başkanı Donald Trump’ın ziyaretten daha çık ticaret amaçlı dört günlük Körfez turu yüz milyarlarca dolarlık anlaşmalarla sona erdi. ABD’nin en zengin ve tanınmış CEO’larıyla birlikte petrol zengini Suudi Arabistan ve Katar’ı ziyaret eden Trump, Araplarla şimdiye dek görülmemiş büyüklükte anlaşmalar imzaladı. Ziyaret, Amerikan şirketleri için Ortadoğu’da yüksek hacimli anlaşmalar yapma ve bölgeyle siyasi bağları güçlendirme fırsatı sağladı.
Turunun ilk ayağında Suudi Arabistan’a giden Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ile değeri yaklaşık 142 milyar dolar olan “tarihteki en büyük silah satış anlaşması” imzaladı.
Ayrıca Suudi Arabistan’ın Lockheed marka F-35 savaş uçakları satın alabilmesi konusunda da görüşmeler yapılıyor. Suudi Arabistan’ın kamu varlık fonu, uçak kiralama şirketi AviLease için 30 adet Boeing 737 MAX siparişi vermeye hazırlanıyor.
Trump, savunma anlaşmasıyla beraber ülkede 600 milyar dolarlık yatırım taahhüdü aldı. Enerji, madencilik ve savunma alanlarında ortaklık yatırım anlaşmaları imzalandı.
Dev şirketlerin patron ve CEO’ları Trump ile birlikteydi
Trump’ın Ortadoğu turuna Tesla’nın patronu Elon Musk, Meta’nın patronu Mark Zuckerberg, Boing CEO’su Kelly Ortberg, Nvidia CEO’su Jansen Huang gibi işadamları eşlik etti.
Huang, Suudi Arabistan’ın yapay zekâ şirketi Humain ile yeni bir ortaklık yapacaklarını, 940 milyar dolarlık kamu yatırım fonuna ait yapay zekâ şirketi Humain’in, 5 yıl içinde 500 megavat kapasitede yapay zeka fabrikaları kurmak üzere Suudi Arabistan’a yatırım yapacağını bildirdi. Riyad’ın; Nvidia’dan bir devlet şirketi tarafından verilen en büyük yapay zekâ çip siparişi olan 18 bin adet gelişmiş çip siparişi verdiğini söyledi.
ABD Başkanı Trump, Orta Doğu turuna Katar ile devam etti, burada Katar Havayolları ve Amerikan uçak imalat şirketi Boeing arasında 200 milyar dolarlık anlaşma imzalandı. Trump, Katar’ın Boeing’ten 160 uçak alımı için 200 milyar dolar değerinde bir anlaşma imzaladığını “bunun Boeing tarihinin en büyük anlaşması olduğunu” söyledi.
Altın düşüyor; ons 3.123 dolara kadar geriledi
Küresel piyasalarda yaşanan sakinleşme ve jeopolitik risklerin azalması, altın fiyatlarını aşağı çekiyor. Altıın onsu Perşembe günü 3,123 dolara kadar geriledi. 15 Mayıs itibarıyla spot altının onsu haftalık yüzde 3,2 ve Haziran vadeli altın ise yüzde 3,7 değer kaybetti.
Aancak, ünlü hedge fon yöneticisi, Greenlight Capital’ın başkanı David Einhorn, altının gelecekte tekrar değer kazanabileceğini belirtti. Einhorn’un, altının uzun vadede hala cazip bir yatırım aracı olabileceğine belirterek, uzun vadeli değer artışını sürdürmesi beklentisini yineledi.
Einhorn, “Altın, maliye politikasına ve para politikasına duyulan güvenle ilgilidir. Ve 2008’de altın aldığımızdan beri, ABD’nin maliye ve para politikalarının hem çok agresif olduğu hem de risk yarattığı benim için çok açıktı” dedi.
ING: 2025 sonunda dolar 43 TL ve enflasyon %30’un altında olacak
Hollanda merkezli dev banka ING, Uluslararası finans kuruluşu ING, Türkiye ekonomisinde 2025 yılının geri kalan bölümüne ait beklentilerini gözden geçirdi. Banka, yeni bir kur şoku yaşanmadığı, ücretlerde ani artışlar görülmediği, yönetilen fiyatlarda beklenmedik yükselişler ya da emtia fiyatlarında sert sıçramalar olmadığı sürece Türkiye’de enflasyonun yüzde 30’un altında kalmaya devam edeceği görüşünde.
ING’nin dolar/TL tahmini şöyle: Haziran sonu: 39,44 TL, 2025 yıl sonu: 43,00 TL.
Türkiye’deki yüksek politika faizi nedeniyle TL’nin yatırımcılar açısından hâlâ cazip bir carry trade fırsatı sunduğunu belirten ING, Merkez Bankası’nın “şahin” söylemiyle faiz indirimlerinde temkinli davranacağını öngördü. Banka, faiz indirimi yapılsa bile TL’ye olan ilginin büyük ölçüde korunacağını vurguladı.
Şimşek’ten Londra’da kritik PKK mesajı
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Londra’da katıldığı EBRD toplantılarında Türkiye ekonomisine ve bölgesel gelişmelere olumlu mesajlar verdi. Şimşek, PKK’nın silah bırakmasının Türkiye’nin kredi notuna olumlu yansıyabileceğini vurgularken, mali disiplinden taviz verilmeyeceğini ifade etti.
“Jeopolitik gelişmeler önümüzdeki dönemde Türkiye’yi destekleyebilir” diyen Şimşek, uygulanan ekonomik programın genel olarak iyi bir sürece işaret ettiğini vurguladı. Şimşek, Türkiye’nin büyümesinin beklentilerin biraz altında kalabileceğini ancak bunun yönetilebilir bir durum olduğunu ifade etti. Mali disiplinin süreceğini belirten Şimşek, “Mali tarafta konsolidasyon devam edecek, yüzde 2’lik bir bütçe açığı öngörüyoruz. Açığın bu seviyenin de altına inmesi mümkün” şeklinde konuştu.
Cari açık beklentinin üzerinde, Mart’ta 4,09 milyar dolar açık
Merkez Bankası, 2025 yılı Mart ayı ödemeler dengesi verilerini açıkladı. Mart ayında cari işlemler hesabı 4 milyar 87 milyon dolar açık verdi. Cari açık beklentisi 3 milyar 936 milyon dolardı. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 1 milyar 471 milyon dolar fazla gerçekleşti. Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 4 milyar 840 milyon dolar oldu.
Yıllıklandırılmış verilere göre ise cari açık 12,6 milyar dolara ulaştı. Aynı dönemde hizmetler dengesi 61,8 milyar dolar, ikincil gelir dengesi ise 398 milyon dolar fazla verirken, birincil gelir dengesi 16,7 milyar dolar açık verdi.
Mart ayında hizmetler dengesi kaynaklı net girişler 2 milyar 672 milyon dolar olurken, bu kalem altında taşımacılık hizmetlerinden 1 milyar 343 milyon dolar, seyahat kaleminden ise 2 milyar 177 milyon dolar net gelir elde edildi.
Martta doğrudan yatırımlar kaynaklı net giriş 338 milyon dolar olarak kaydedildi. Yurt dışı yerleşiklerin Türkiye’ye doğrudan yatırımları 1 milyar 26 milyon dolar artarken, yurt içi yerleşiklerin yurt dışındaki doğrudan yatırımları 688 milyon dolar arttı.
Bütçede kriz tablosu: Dört ayda açık 885 milyar TL’ye ulaştı
Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2025 yılı Nisan ayına ait merkezi yönetim bütçe gerçekleşmelerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, gelirler giderleri karşılamadı ve bütçede önemli bir açık oluştu.
Merkezi yönetim bütçesi Nisan ayında 957,4 milyar TL gelir elde ederken, harcamalar 1 trilyon 132,1 milyar TL seviyesinde gerçekleşti. Bu rakamlarla birlikte bütçe, Nisan ayında 174,7 milyar TL açık verdi. Faiz giderleri hariç tutulduğunda ise bütçe giderleri 871,5 milyar TL olurken, faiz dışı açık 85,9 milyar TL olarak kaydedildi.
Yılın ilk dört aylık dönemine bakıldığında, Ocak-Nisan arası toplam bütçe giderleri 4 trilyon 249,7 milyar TL, bütçe gelirleri ise 3 trilyon 364,2 milyar TL oldu. Böylece dört aylık dönemde oluşan toplam bütçe açığı 885,5 milyar TL olarak kayıtlara geçti. Faiz dışı giderler ise aynı dönemde 3 trilyon 525,1 milyar TL olurken, faiz dışı açık 160,9 milyar TL olarak gerçekleşti.
Nisan ayında faiz giderleri, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 128,6 artışla 260,7 milyar TL’ye yükseldi ve tüm zamanların aylık rekorunu kırdı.
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, TBMM Genel Kurulu’nda 2025’in ilk dört ayında vatandaşın ödediği vergiye dikkat çekti. İlk dört ayda vatandaşın ödediği vergi ile kamunun yaptığı harcamayı kıyaslayan Akay, “Yılın ilk dört ayında; vatandaşlarımız saniyede 271 bin, günde 23 milyar, ayda 1 trilyon lira vergi ödedi. Kamu ise saniyede 409 bin 887 lira, günde 35 milyar lira, ayda da 1 trilyon 62 milyar lira harcama yapıyor” dedi.
Merkez Bankası rezervlerindeki 7 haftalık düşüş sona erdi
Merkez Bankası rezervlerindeki 7 haftalık düşüş sona erdi. Merkez Bankası haftalık verilerine göre, 9 Mayıs ile sona eren haftada döviz rezervleri 3 milyar 645 milyon dolar artarak 57 milyar 577 milyon dolardan 61 milyar 222 milyon dolara yükseldi. Döviz rezervleri böylece 25 Mayıs 2023 haftasında görülen 56 milyar 518 milyon doların ardından en düşük seviyesine geldi.
Altın rezervleri 80 milyar 955 milyon dolardan 83 milyar 121 milyon dolara çıktı ve rekor kırdı. Böylece toplam rezervler 138 milyar 532 milyon dolar olan seviyesinden, 144 milyar 343 milyon dolara geldi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası rezervlerinde 7 haftanın ardından yaşanan artışa dikkat çekerek, finansal piyasalarda görünümün iyileştiğini belirtti. Şimşek, “Merkez Bankası brüt rezervleri haftalık 5,8 milyar dolar arttı. Azalan küresel belirsizlikler, iyileşen finansal göstergeler ve ılımlı yurt içi talep dezenflasyon sürecine katkı sağlayacaktır” dedi.
Fitch’ten Türk bankalarına kritik uyarı: Politik riskler artıyor
Fitch Ratings yayınladığı “Türk Bankaları Gözlem” raporunda, Türk bankalarının net faiz marjlarının (NIM) menkul kıymet getirilerindeki artışla, 2024 dördüncü çeyrekte hafifçe toparlandığını bildirdi. Fitch, raporunda siyasi belirsizlik ve yüksek TL faiz oranlarının refinansman risklerini artırabileceğini vurguladı. Kredi büyümesinde yavaşlama sürecek, bankacılık sektörü temkinli bir döneme giriyor.
Bankaların ortalama faaliyet kârı/risk ağırlıklı varlıklar oranının, net faiz marjlarındaki iyileşmenin etkisiyle yüzde 4,7’ye yükseldiğini belirten Fitch, “Bankaların net faiz marjlarındaki iyileşme 2025 ilk çeyrekte de devam etti, ancak daha uzun süre yüksek seyredecek TL faiz oranları ve son politika faizi artışının ardından bu iyileşmenin yavaşlamasını bekliyoruz” dedi.
Euro Bölgesi beklentilerin altında büyüdü; %0,3
Euro Bölgesi ekonomisi, 2025 yılının ilk çeyreğinde sanayi üretimindeki güçlü artışa rağmen beklentilerin altında büyüdü. ABD’li ithalatçıların stok hamlesi üretimi artırsa da, bölge genelinde ekonomik büyüme yüzde 0,3 ile sınırlı kaldı.
AB istatistik kurumu Eurostat tarafından açıklanan rakamlara göre, gayri safi yurtiçi hasıla Mart ayına kadar olan üç aylık dönemde Euro Bölgesi’nin 20 üyesinde yüzde 0,3 arttı. Bir önceki tahminde GSYH’nın yüzde 0.4 büyüdüğü hesaplanmıştı. Büyüme, sanayi üretiminde çeyrek boyunca devam eden artışla desteklendi.
Eurostat, Mart ayında üretimin aylık bazda yüzde 2.6 arttığını söyledi. Ekonomistler tarafından beklenen yüzde 1,1’lik artıştan çok daha keskin bir artışı temsil ediyor ve üretimin arttığı üçüncü aya işaret ediyor.
Erdoğan: Zirai don nedeniyle sıkıntı yaşanacak
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde çiftçi temsilcileriyle bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaşanan zirai don felaketiyle ilgili olarak, “Özellikle belli ürün gruplarında bu sene sıkıntı yaşayacağımız anlaşılıyor. Şimdiye kadarki tespitlerimiz kayısı, üzüm, elma, şeftali, nektarin gibi bazı meyve gruplarında farklı derecelerde hasar meydana geldiğini gösteriyor” dedi.
Erdoğan, “Don, kuraklık, tüm bunlara karşı Bakanlığımızla müşterek çalışmalarımızı yapıp, her türlü desteği vererek bu badireyi süratle, en az zayiatla atlatacağız” diye ekledi.
Dünya Çiftçiler Günü’nde acı tablo: Borçlanarak üretiyoruz
Dünya Çiftçiler Günü’nde çiftçilerin ne kadar acı bir tablo ile karşı karşıya olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Türkiye’deki tarımsal üretimin içinde bulunduğu krizi ortaya koyan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) açıklamasında, çiftçilerin iklim krizi, tarımsal üretimdeki dalgalanmalar, borç yükü ve genç nüfus kaybı gibi pek çok sorunla boğuştuğu, verilen destekler yetersiz kalırken alım fiyatlarının da çiftçiyi enflasyonun altında ezdiği belirtildi.
Tarımın stratejik önemine dikkat çeken TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, “Dünya genelinde iklim krizinin etkileri giderek derinleşiyor. Kuraklık, ani hava olayları ve hem üreticiyi hem de tüketiciyi zorluyor. Küresel fiyat dalgalanmaları ve jeopolitik gelişmeler, gıda tedarik zincirlerini tehdit ediyor” dedi.
Yüksek girdi maliyetlerine de değinen Bayraktar, çiftçilerin üretimi büyük oranda borçlanarak gerçekleştirdiğini söyledi. Bayraktar, “Gübre, mazot, yem, ilaç, elektrik, tohum, sulama ve işçilik maliyetleri sürekli artıyor. Çiftçilerimizin bankalara olan borcu 2025 yılı Mart ayında bir önceki yıla göre yüzde 50 artarak 996 milyar lirayı aştı” dedi. Bayraktar, kırsalda genç nüfusun giderek azaldığını ve yaş ortalamasının 59’a yükseldiğini belirtti. “Tarımda kayıtlı genç çiftçi oranı yüzde 5’in altına düştü. SGK’ya kayıtlı çiftçi sayısı 2021’de 1 milyon iken, 2024 sonunda 419 bine düştü. 1,1 milyon çiftçi sistemin dışına çıktı” diyen Bayraktar, özellikle genç ve kadın çiftçilere sosyal güvenlik destekleri verilmesi gerektiğini söyledi.
Bayraktar, 2025 yılına sadece beş ay girilmişken yaşanan afetlerin tarım sektörünü derinden sarstığını belirtti. Şubat ayında Mersin, Adana ve Hatay başta olmak üzere birçok ilde yaşanan zirai don olayının ardından, Nisan ayında 65 ilde zirai don olaylarının tarıma ciddi zarar verdiğini söyledi.
Çiftçinin borcu 208 kat artışla 940 milyar liraya fırladı
CHP Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, kan ağlayan üreticilerin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde kutlama yapacak halde olmadığına vurgu yaparak tarımın ve çiftçilerin sorunlarına acil çözüm bulunmasını istedi. Tarımda yaşanan ve yürekleri dağlayan acı tabloya değinen Barut, “2003 yılında 2.8 milyon olan çiftçi sayısı, bugün 2 milyon indi. 2002 yılında çiftçilerimizin 4.5 milyar lira olan borcu, 208 kat artışla 940 milyar liraya fırladı. Tarımda ülkemizi net ithalatçı hale getirdiler. Tarım dış ticaretinde açık 49 milyar doları geçti. Bunlar tarımı ve çiftçiyi bitirdi, kutlama yapacak üretici kalmadı” dedi.
Türkiye’de tarımla ilgili acı gerçekleri verilerle ortaya koyan Ayhan Barut, Cumhuriyet tarihinde ilk defa ekim alanlarının 20 milyon hektarın altına düştüğünü belirterek, şunları kaydetti:
“2003 yılında 2.8 milyon olan çiftçi sayısı, bugün 2 milyon indi. 2002 yılında çiftçilerimizin 4.5 milyar lira olan borcu, 208 kat artışla 940 milyar liraya fırladı. Tarımda ülkemizi net ithalatçı hale getirdiler. Tarım dış ticaretinde açık 49 milyar doları geçti. Tarım Kanunu’nun 21’nci maddesine göre milli gelirin en az yüzde 1’i destek olarak çiftçiye verilmek zorunda. AKP bunun yarısını bile üreticiye vermiyor. Kanuna göre 2007’den bu yana çiftçinin alacağı olan 1 trilyon 374 milyar liranın sadece 493 milyarı verildi. Çiftçinin alacağı 881 milyar liranın üstüne yattılar. 2003 yılında 2 lira olan mazotun 48 liraya dayanmasına, 1.5 lira seviyesindeki Doların 39 lirayı aşmasına itiraz ediyoruz. Üretenden yana, üreteni destekleyerek, planlı, sürdürülebilir, ulusal bir tarım politikası belirleyip harekete geçilmesini istiyoruz.”
Çözüm çiftçiye doğrudan destek ve kooperatifçilik
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’e ise, yalnızca son bir ayda tarım sektörüne ait borçlar 936 milyardan TL’den 970 milyon TL’ye yükseldi. Tarım Kredi Kooperatifleri’nden alınan kredilerle birlikte toplam borç 1 trilyon lirayı aşıyor. Borç sarmalından çıkamayan üretici tarlayı bırakıyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu’na kayıtlı çiftçi sayısı 2021-2024 arasında yaklaşık 600 bin kişi azalarak, 411 bine geriledi. Yanlış politikalar gençleri de topraktan uzaklaştırdı. Türkiye’de çiftçilerin ortalama yaşı 59’a yükselirken, bu rakamın 2025 sonunda 60’ı aşması bekleniyor. 18-32 yaş arası çiftçilerin oranı ise sadece yüzde 5.
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, kâr etmeyen sektörlerde yatırımcıların alandan çekilirken çiftçilerin ekonomik güçlüklere, iklimin olumsuz etkilerine rağmen üretimi devam ettirmeye çalıştığını kaydetti. Mazot, gübre, yem, tohum gibi temel girdilerde dışa bağımlılığın arttığını, kur dalgalanmalarının etkisiyle maliyetlerin yükseldiğini anlatan Suiçmez, çiftçinin maliyetinin altında fiyatlarla ürün satmak zorunda bırakıldığını, devletin belirlediği alım fiyatlarının üreticiyi tatmin etmediğini vurguladı.
Suiçmez, çözümün çiftçiye doğrudan destekten geçtiğini belirterek, önerilerini şöyle sıraladı: “Girdi maliyetlerinin düşürülmesi, ürün alım fiyatlarının maliyetin üzerinde, kâr sağlayacak şekilde belirlenmesi, tarım desteklerinin artırılması ve zamanında ödenmesi, kredi faizlerinin çiftçi lehine düzenlenmesi, tarım sigortasının kapsamının genişletilmesi, demokratik ve özerk kooperatiflerin güçlendirilmesi gerekiyor.”
AB’den çiftçisini rahatlatacak adım: Destek artıyor
Avrupa Birliği, artan çiftçi protestoları sonrası harekete geçti. AB Komisyonu, tarımsal desteklemeleri kolaylaştıran, çevre kurallarını esneten ve bürokratik yükleri azaltan torba yasa teklifini duyurdu. AB Komisyonundan yapılan açıklamada, üye ülkelerdeki çiftçileri desteklemek ve rekabet güçlerini artırmak için Ortak Tarım Politikası’nı basitleştirmek üzere torba yasa teklifi hazırlandığı bildirildi. Açıklamada, torba yasanın çiftçilerin idari yükünü hafifletmeyi, kontrolleri etkinleştirmeyi, uygulamayı geliştirmeyi, kriz müdahalesini artırmayı ve yatırım ihtiyaçlarını karşılamayı hedeflediği kaydedildi.
Yapılacak değişikliklerle çiftçiler için yıllık 1,58 milyar euro ve ulusal idareler için de 210 milyon euro tasarruf sağlanacağına işaret edilen açıklamada, ödemeler konusundaki belirli şartların ve kriz araçlarının daha esnek hale geleceği ifade edildi.
Küçük ölçekli çiftçiler için basitleştirilmiş ödeme planı sunulacağı belirtilen açıklamada, çiftçiliği daha cazip hale getirmek için küçük ölçekli çiftçilere yönelik yıllık toptan ödeme miktarının iki kat artırılarak 2.500 Euro’ya çıkarılacağı kaydedildi.
Her 5 aileden biri yoksul ve yüzde 30.2’si evini ısıtamıyor
Milyonlarca ailenin yaşadığı derin yoksulluk TÜİK verilerine bile yansıdı. TÜİK’in 2024 yılı “İstatistiklerle Aile” raporunda Türkiye’deki hanelerin yüzde 21.2’sinin yoksul olduğu belirlendi. Geniş ailelerden oluşan hanehalklarında bu oran yüzde 26.9’a çıktı.
Ekonomik krizin gençler üzerindeki etkisi de bu raporla gözler önüne serildi. Artan kiralar ve düşen maaşlar ile birlikte, 25-29 yaş grubunda hiç evlenmemiş olup ebeveynleri ile yaşayanların oranı yüzde 72.6 oldu. Bu oranın yüzde 44.8’ini erkekler, yüzde 27.9’unu ise kadınlar oluşturdu.
Rapora göre; her 3 hane halkından 1’inin kötü ve sağlıksız barınma koşullarında yaşıyor, hanehalkının yüzde 31.3’ü konutunda sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi vb. sorunla karşılaşıyor, hanelerin yüzde 10.7’si suç veya şiddet olayları ile yoğun bir şekilde karşılaşıyor.
Aileler küçüldü, yalnız yaşayanların oranı %20
Ekonomik krizin geniş kapsamlı etkisi olarak ailelerin küçüldüğü, vatandaşların çocuk yapmaya korktuğu ortaya çıktı. Yine TÜİK’in verilerine göre, Türkiye’de 2008’de 4 olan ortalama hanehalkı büyüklüğü geçen yıl itibarıyla 3.11 kişiye düştü. Verilere göre, 2016 yılında yüzde 14.9 olan yalnız yaşayan fertlerden oluşan tek kişilik hanehalklarının oranı 2024 yılında yüzde 20’ye yükseldi.
Bireylerin yüzde 68’i hane harcamalarını azalttı
Ailelerin yoksulluğu Ipsos Türkiye’nin son anketinde de ortaya çıktı. Nefes gazetesinin haberine göre, Ipsos Türkiye’nin anketine göre, vatandaşların sadece yüzde 33’ü bugünkü hayatından memnun ve bireylerin yüzde 68’i 2024’te hane harcamalarını azalttı. Nüfusun yarısı yorgun ve 85’i kart borcunun tamamını ödeyemiyor.
Türkiye’deki haneler geçen yıl hızlı tüketim ürünü harcamalarının yüzde 46’sını kredi kartıyla gerçekleştirdi. Eylül 2024’ten bu yana kredi kartı nakitten daha fazla kullanılıyor.
Çocuk için onca teşvike rağmen doğurganlık tarihi dip seviyede
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her fırsatta çok çocuklu aile çağrısı yaptığı bir dönemde, doğurganlık hızı düşmeye devam etti. TÜİK’in 2024 doğum istatistiklerine göre, 2024’te doğurganlık hızı 1,48’e gerileyerek nüfusun yenilenme eşiğinin altında kaldı ve tarihi dibi gördü. Türkiye’de bu oran 2001 yılında 2,38 iken, aralıksız düşüş göstererek 2024 yılında 1,48’e geriledi. Bu değer, nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,10’un altında kalmaya devam etti.
Erdoğan, ocak ayında ‘Aile Yılı’ destek programını duyururken ilk çocuk için tek seferlik 5 bin TL, ikinci çocuk için beş yaşını tamamlayana kadar aylık 1.500 TL, üçüncü ve sonraki çocuklar için beş yxaşını dolduruncaya kadar aylık 5 bin TL doğum yardımı yapılacağını açıklamıştı.
Altın fiyatlarındaki yükseliş konut fiyatını yüzde 11 artırdı
Merkez Bankası uzmanlarının analizine göre Eylül 2023’ten bu yana altın fiyatlarındaki yüzde 77’lik artış, konut ve otomobil piyasalarında talebi körükledi. Merkez’in Güncesi isimli blogda yayımlanan Altın Fiyatı Kaynaklı Servet Artışının Konut ve Otomobil Piyasalarına Etkisi isimli araştırmada , altın mevduatının yoğun olduğu illerde konut fiyatlarında ortalama yüzde 11’lik ilave artış yaşanırken, otomobil satışları da yükseldi. Servet etkisi, özellikle ipoteksiz konut alımlarında kendini gösterdi.
Araştırma, benzer talebin otomobilde de yaşandığını ancak altın kaynaklı fiyat artışının üretim artışı sayesinde otomobilde sınırlı kaldığını ortaya koydu. Altındaki yükselişle tasarrufunu altında değerlendiren kesimlerin servetinde ciddi artışlar olduğuna işaret edilen araştırmada, “Mevduattaki altın payının yüksek olduğu illerdeki konut birim fiyatları 2023 yılı son çeyreğinden itibaren diğer illerden belirgin ölçüde ayrışıyor” denildi.
Tüpraş’ın gelirleri %30 azaldı, karı 170 milyon TL’ye düştü
Yılın ilk çeyreğinde Türkiye’nin en büyük sanayi şirketi Tüpraş’ın satış gelirleri, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30,6 azalarak 158,6 milyar TL’ye geriledi. Bu düşüşte satış hacmindeki yüzde 8,1’lik azalma ve petrol fiyatlarının dolar bazında yatay seyretmesi etkili oldu. Şirketin net dönem karı 97 milyon TL olarak gerçekleşti. Bu rakam, piyasa beklentisi olan 170 milyon TL’nin oldukça gerisinde kaldı. Geçen yılın aynı döneminde ise şirket 442 milyon TL net kar elde etmişti.
Şirketin brüt kârı da yüzde 27,6 oranında düşerek 13,2 milyar TL’ye geriledi. Buna rağmen brüt kâr marjı hafif bir artışla yüzde 8,3’e yükseldi. Aynı dönemde operasyonel giderlerde yüzde 20,6 oranında azalma yaşandı.
Faiz, amortisman ve vergi öncesi kâr (FAVÖK) yüzde 25,4 azalarak 9,8 milyar TL oldu. Ancak FAVÖK marjı yüzde 6,1’e çıkarak 0,4 puanlık artış gösterdi. Net faaliyet kârı da 5,5 milyar TL’den 3,9 milyar TL’ye düştü. Diğer faaliyetlerden kaynaklanan net giderler ise 2,9 milyar TL oldu. Bu kalem geçen yıl aynı dönemde 4,4 milyar TL idi.
Tüpraş’ın net rafineri marjı, geçen yılın aynı çeyreğinde 8,4 dolar/varil seviyesindeyken bu yıl 4,1 dolar/varile düştü. Bu gerilemede dizel ve jet yakıtı marjlarındaki düşüş belirleyici oldu.
İlk çeyrekte 3 milyar dolarlık uluslararası doğrudan yatırım geldi
Türkiye’ye uluslararası doğrudan yatırım girişi, yılın ilk çeyreğinde 3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED), Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Ödemeler Dengesi istatistiklerinin açıklanmasının ardından Rakamlarla Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Bülteni’ni yayımladı. Buna göre mart ayında Türkiye’ye 1 milyar dolar değerinde UDY girişi gerçekleşirken, yılın ilk çeyreğinde Türkiye’ye gelen toplam UDY miktarı 3 milyar dolar olarak kaydedildi.
Yılın ilk çeyreğinde 2024’ün aynı dönemine kıyasla toplam UDY girişlerinde yüzde 89 artış kaydedilirken 1,8 milyar dolara ulaşan yatırım sermayesi girişlerindeki artış ise yüzde 40 düzeyinde gerçekleşti. 2002’den itibaren Türkiye’ye gelen UDY girişlerinin toplam değeri ise yaklaşık 278 milyar dolar oldu.
KPMG: Türkiye’deki startup yatırımları 70,2 milyon doları aştı
KPMG Türkiye M&A ve 212 tarafından hazırlanan “Türkiye Startup Yatırımları” raporuna göre, 2025’in ilk çeyreğinde Türkiye girişimcilik ekosisteminde 70,2 milyon dolarlık yatırım gerçekleşti. Bu rakam, küresel piyasa trendleriyle paralel bir artışa işaret ediyor.
Rapora göre, ilk çeyrekteki yatırımların yüzde 61’i erken aşama, yüzde 17’si ise tohum aşamasındaki girişimlere yapıldı. En büyük 10 yatırımın 5’i tohum aşamasında gerçekleşti. Yerli yatırımcılar işlem adedinde 49 yatırımla öne çıkarken, işlem hacmi açısından yabancı yatırımcılar 43 milyon dolarlık katkılarıyla ilk sırada yer aldı.
İşlem sayısı açısından en fazla yatırım 12 işlemle fintech sektörüne yapılırken yapay zeka 9, sağlık teknolojileri ise 7 işlemle takip etti. Yatırım hacmi bakımından oyun sektörü 24,5 milyon dolarla ilk sırada yer aldı. Fintech 23,4 milyon dolar, SaaS sektörü ise 10 milyon dolarlık yatırımla listede yer buldu.
Çinli otomotiv devi Eskişehir’de üretime başlıyor
SWM Türkiye Ticari Direktörü Burak Azmanoğlu, 2025’in son çeyreğinde yerli üretime başlayacaklarını açıkladı. Eskişehir’de kurulacak fabrikada ilk etapta yılda 25 bin araç üretilecek. İlk modeller makyajlı G01 ve G03 olacak. Üretim başladıktan sonra Çin’den ithalat da sona erecek.
Azmanoğlu’nun verdiği bilgilere göre, SWM Motors yıl sonunda yerli üretime başlamayı hedefliyor. Üretim lokasyonu için Eskişehir seçilirken, fabrikanın üretim kapasitesi ise ilk etapta yıllık 25 bin adet olarak belirlendi. Azmanoğlu, markanın plug-in hibrit ve benzinli SUV modellerinin Türkiye’de üretilerek ihraç edileceğini de bildirdi. Eskişehir’deki fabrikanın üretim kapasitesinin ise ileride artırılması hedefleniyor. Eskişehir’de ilk olarak makyajlı G01 ve G03 modellerini üretecek SWM, fabrikada üretime başlanması ile birlikte Türkiye’ye Çin’den otomobil ithal etmeyi de sonlandıracak.
2025’in ilk 4 ayında otomotiv üretimi %2 azaldı
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), ocak-nisan dönemine ait üretim ve ihracat adetleriyle pazar verilerini açıkladı. Türkiye’nin otomotiv üretimi, yılın ilk dört ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2 azalarak 464 bin 290 adete gerilerken, toplam otomotiv ihracatı yüzde 5 artarak 12,5 milyar dolar oldu. Otomobil üretimi ise yüzde 2 gerileyerek 295 bin 377 adet olarak gerçekleşti.
Aynı döneminde ticari araç grubunda üretim, yüzde 3, ağır ticari araç grubunda yüzde 25, hafif ticari araç grubunda ise yüzde 1 geriledi. Traktör üretimiyle toplam üretim ise 475 bin 212 adedi buldu. Otomotiv ihracatı adet bazında geçen yılın aynı dönemine paralel seyrederek, 333 bin 351 adet olarak gerçekleşti. Bu dönemde otomobil ihracatı önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6 gerilerken, ticari araç ihracatı yüzde 9 arttı.
Avrupa’nın en uzun süre mesai yapan ülkesiyiz
Çalışma saatlerinin yaşam kalitesi ve iş verimliliği üzerindeki etkisi dünya genelinde tartışılmaya devam ederken, Türkiye bir kez daha Avrupa’nın zirvesine yerleşti. Ama bu kez fazla mesaiyle. Avrupa İstatistik Ofisi 2024 verilerine göre, Türkiye haftalık ortalama 43.1 saatlik mesaiyle Avrupa’nın en uzun süre çalışan ülkesi oldu.
Nefes gazetesinin haberine göre, bu rakam, AB ortalamasının tam 7 saat üzerinde. Avrupa’da insanlar ortalama haftada 36 saat çalışırken, Türkiye’deki çalışanlar haftada neredeyse bir tam gün daha fazla çalışıyor. Türkiye’nin hemen arkasında 41.3 saat ile Sırbistan, 41.2 saat ile Bosna Hersek, 39.8 saat ile Yunanistan, 39 saat ile Bulgaristan ve 38.9 saat ile Polonya yer aldı. En kısa çalışma haftasına sahip ülke ise 32.1 saat ile Hollanda oldu. Hollanda’yı sırasıyla Danimarka, Almanya ve Avusturya izledi.
En uzun mesai süreleri, haftalık 41.2 saatle ormancılık ve balıkçılık, 38.8 saatle madencilik ve taş ocakçılığı ile 38.7 saatle inşaat sektörlerinde ölçüldü. En kısa çalışma süreleri ise haftalık 26.7 saatle ev hizmetlerinde, 31.9 saatle eğitimde ve 32.9 saatle sanat, eğlence ve dinlence sektörlerinde görüldü.
ABD enflasyonu olumlu geldi, yıllık %2,3
ABD’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Nisan’da aylık bazda yüzde 0,2, yıllık bazda yüzde 2,3 ile beklentilerin altında arttı.
Nisan’da TÜFE aylık yüzde 0.2 olarak gerçekleşti. Beklentiler yüzde 0.3 olmasıydı. Yıllık TÜFE Nisan’da yüzde 2.3 oranında arttı, beklentiler yüzde 2.4 seviyesinde olmasıydı.
Oynaklık gösteren gıda ve enerji fiyatlarının yansıtılmadığı çekirdek tüketici fiyatları Nisan ayında yüzde 0.2 ile beklentilerin altında yükseldi. Çekirdek enflasyon Mart ayında yüzde 0.1 seviyesinde açıklanmıştı. Çekirdek enflasyon yüzde 0.3 seviyesinde tahmin ediliyordu. Çekirdek enflasyon Nisan ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2.8 ile beklentilere paralel yükseldi.
Diğer yandan Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) de, Nisan’da aylık bazda yüzde 0,5 azalırken, yıllık bazda yüzde 2,4 artarak beklentilerin altında gerçekleşti. Böylece ÜFE, aylık bazda Ekim 2023’ten bu yana ilk kez düşüş kaydetti.
Yıllık bazda Eylül 2024’ten bu yana en düşük seviyesini kaydeden üretici enflasyonuna ilişkin piyasa beklentisi, yüzde 2,5 olması yönündeydi. ÜFE’deki yıllık artış, mart ayında yüzde 3,4 olarak kaydedilmişti.
ABD’de perakende satışlar Nisan’da arttı
ABD’de perakende satışlar, Nisan’da sabit kalacağı yönündeki beklentilere rağmen yüzde 0,1 arttı. Perakende satışların tutarı 724,1 milyar dolar olarak hesaplandı. Piyasa beklentisi, perakende satışların aylık bazda değişim göstermemesi yönündeydi. Perakende satışlar, Mart’ta yüzde 1,7 artmıştı.
Perakende satışlar, Nisan’da yıllık bazda ise yüzde 5,2 arttı. Söz konusu dönemde, satışlardaki en yüksek artış yiyecek ve içecek hizmetinin sunulduğu mekanlarda kaydedildi.
Avrupa nakit parayı kaldırmaya hazırlanıyor
Avrupa Merkez Bankası (ECB) üyesi Piero Cipollone, nakit para döneminin kapanacağını dijital paranın çıkarılmasının hızlandırılacağını açıkladı. Cipollone, Avrupa Merkez Bankası’nın önümüzdeki yılın başlarında dijital bir euro çıkarmak için tüm siyasi kararları almayı umduğunu ve daha sonra para birimini piyasaya sürmek için iki ila üç yıla ihtiyaç duyacağını söyledi.
Cipollone bir konferansta yasal çerçevenin zamanlamasıyla ilgili bir soruya verdiği yanıtta “Her şeyin önümüzdeki yılın başında, hatta çok erken bir tarihte tamamlanmasını umuyorum. Mevzuatın yürürlüğe girmesine ihtiyacımız var ve bundan sonra dijital Euro’yu başlatmak için iki ila üç yıl yeterli olacaktır” dedi.
Visa ya da Mastercard gibi kartlarla yapılan ödemelerin aksine, dijital euro ile ödeme yapan tüketiciler merkez bankası üzerinde doğrudan hak iddia edebilecek ve fonları işlev ve güvenlik açısından nakit paraya benzer olacak. Müşterilerin hem çevrimiçi hem de çevrimdışı formatlarda doğrudan ödeme yapmalarına olanak sağlayacak.