Levent Gürses - Merkez Bankası faizi düşürdü, dolar yükselişte, borsa inişte…

Merkez Bankası faizi düşürdü, dolar yükselişte, borsa inişte…
Levent Gürses
Merkez Bankası politika faizinde beklentiler çerçevesinde önemli bir indirime gitti. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı 250 baz puan düşürülerek yüzde 40,5 seviyesine çekildi. Merkez Bankası bir önceki toplantıda faizi yüzde 46’dan yüzde 43’e indirmişti.
Diğer yandan, faiz düşüşü ve ana muhalefet partisi CHP’nin İstanbul’daki il yönetiminin mahkeme kararıyla görevden uzaklaştırılması ve atanan yeni yönetimin polis desteğiyle işbaşı yapabilmesi üzerine Dolar/TL kuru yeni bir rekor kırdı. Dolar, 11 Eylül Perşembe akşamı 41,4303 lira ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Günü de 41,3478 liradan kapattı. Doların, TL karşısındaki değer artışı; 11 Eylül itibarıyla son bir ayda yüzde 1,6, son 6 ayda yüzde 13,5, son bir yılda ise yüzde 21,9 oldu.
Faiz düşüşü ve siyasi gelişmeler Borsa İstanbul'a da yaramadı. BIST 100 endeksi, Perşembe gününü yüzde 1,92 değer kaybederek 10.382,89 puandan tamamladı. BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 203,43 puan azalırken, bankacılık endeksi yüzde 2,89, holding endeksi yüzde 2,28 değer kaybetti.
BİST 100 Endeksi, 11 Eylül itibarıyla son bir haftada yüzde 4,12, son bir ayda yüzde 5,94 değer yitirirken son bir yılda yüzde 10,23 yükseldi.
PPK: Gıda fiyatları ile ataleti yüksek hizmet kalemleri yukarı baskıyı canlı tutuyor
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun (PPK) karar metninde şu ifadelere yer verildi:
"Enflasyonun ana eğilimi Ağustos ayında yavaşlamıştır. İkinci çeyrekte büyüme öngörülerin üzerinde gerçekleşirken nihai yurt içi talebin zayıf seyrini koruduğu değerlendirilmiştir. Yakın döneme ilişkin veriler, talep koşullarının dezenflasyonist düzeyde olduğunu göstermektedir. Gıda fiyatları ile ataleti yüksek hizmet kalemleri enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskıları canlı tutmaktadır. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları ile küresel gelişmeler dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.
Fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecek sıkı para politikası duruşu talep, kur ve beklenti kanalları üzerinden dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. Orta Vadeli Program’da öngörülen makroekonomik çerçeve bu sürece katkı sağlayacaktır. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları; enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak ara hedeflerle uyumlu biçimde dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyecektir. Adımların büyüklüğü, enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla gözden geçirilecektir. Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır."
Bürümcekçi: Yılsonunda politika faizi yüzde 35,50-36,50 aralığında oluşabilir
Uzmanlar Merkez Bankası'nın faiz kararını şöyle değerlendirdi:
Ekonomist Haluk Bürümcekçi: "TCMB'nin risklere karşı koridor üst sınırını genişliğini asimetrik olarak yüksek tutmaya devam ettiği görülürken, beklentilere ve fiyatlamalara paralel bir adım ile devam etmesi Türk lirası açısından nötr bir gelişme oldu.
Ağustos ayında yayımlanan son Enflasyon Raporu'nda TCMB orta vadeli tahmin iletişimi çerçevesinde değişikliğe giderek tahmin patikasının yanı sıra, her yıl için yılsonu odaklı bir ara hedef tanımladı. Yeni strateji kağıt üstünde olumlu görünürken, uygulama ile birlikte daha da sağlıklı değerlendirilebilecek. Son dönem ortalaması yüzde 2 civarında seyreden enflasyon ana eğiliminin, yılsonu tahmin aralığı içinde kalma anlamında yeterli olduğu söylenebilir.
Gelişmeler, Bankanın piyasalarda fiyatlanan faiz indirim patikasına göre daha temkinli hareket etmesi gereğinin arttığını düşündürmektedir.
Karar metninde politika faizi adımlarının büyüklüğünün verilere bağlı ve toplantı bazında belirleneceği vurgusunun devam etmesi, enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda para politikası duruşunun sıkılaştırılacağı mesajının verilmesi, takip eden faiz indirim kararlarının büyüklüğünün gelişmelere göre farklı olabileceğini düşündürmüştür. Bu doğrultuda, Ekim ve Aralık toplantılarında faiz indiriminin boyutuna ilişkin belirsizliğin devam ettiğini düşünürken, yılsonu politika faizinin büyük olasılıkla yüzde 35,50-36,50 aralığında oluşacağını düşünüyoruz."
Özlem Derici Şengül: enflasyon eğilimi yavaşladı ama riskler baki mesajı
Ekonomist Özlem Derici Şengül: “Merkez Bankası piyasa beklentilerini büyük ölçüde karşıladı. Asıl dikkat çeken nokta, karar metninde enflasyona ilişkin yapılan vurgu. Merkez Bankası’nın ağustos ayında enflasyon eğiliminde bir yavaşlamadan bahsetmesi, piyasalar açısından “güvercin” bir sinyal olarak değerlendirilebilir.
Ancak tablo tek yönlü değil. Özellikle gıda fiyatlarındaki oynaklık ve hizmet kalemlerindeki yüksek atalete işaret eden Merkez Bankası, enflasyon üzerindeki baskıların hâlâ canlı olduğunu belirtiyor. Bu yaklaşım, “enflasyon eğilimi yavaşladı ama riskler baki” mesajı taşıyor.
Teknik açıdan da yeni bir çerçeveye geçildi. Merkez Bankası artık öngörülerden ziyade ara hedefler koydu ve bu hedeflerle uyumlu bir iletişim dili geliştirdi. “Enflasyonda kalıcı düşüş” yerine “ara hedeflerden sapma” vurgusunun öne çıkması, bu değişimin en net göstergesi.”
Cem Başlevent: Faizlerin 30’lara düşürülmesi ekonomiye olumlu yansır
Prof Dr. Cem Başlevent: “Kararın piyasaya moral sağlayacaktır. Ancak yatırım ortamı ve bireylerin tercihleri üzerinde büyük bir etkisi olmaz. Merkez Bankası’nın aldığı karar zaten uzman tahminleriyle uyumludur. Yılın başında faizler benzer seviyelere yaklaştı ancak siyasette ve yargı cephesindeki karmaşalar nedeniyle faiz tekrar yüzde 46’ya yükseltildi. Merkez Bankası aylar önce yapmayı planladığı hareketi ancak şimdi gerçekleştirmiş oldu.
Önümüzdeki aylarda enflasyonun gidişine bağlı olarak faizlerin 30’lara veya 20’lere düşürülmesi durumunda, bunun ekonomiye olumlu yansımasının mümkün olabilecek. Merkez Bankası ani ve büyük indirimler yerine temkinli adımlar atacaktır, maksimum 300-350 baz puanlık bir indirimle yılsonu hedeflerine ulaşmayı planlıyor.”
Marek Drimal: Gelecek aylarda lira getirisinin pozitif kalmasını bekliyoruz
Societe Generale Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu, Afrika Stratejisti Marek Drimal: “Merkez Bankası, genel beklentilerden 50 baz puan daha yüksek bir faiz indirimi yaptı. Türk Lirası'nın, döviz piyasasının istikrara kavuşması, muhtemelen Para Politikası Kurulunun bu kararı almasına neden oldu.
Türk Lirası'nın dolara karşı nominal olarak değer kaybının aylık bazda yaklaşık yüzde 1,5 olmasını bekliyoruz, aylık enflasyonun da Eylül-Aralık 2025'te ortalama bu civarda seyretmesi bekleniyor.
Faiz oranlarının yüksek seyretmeye devam etmesi nedeniyle gelecek aylarda yatırımcılar için toplam lira getirisinin pozitif kalacağını öngörüyoruz. TCMB'nin Ekim ve Aralık aylarında da 200 baz puanlık faiz indirimi yapmasını bekliyoruz."
Morgan Stanley: Faiz 2025 sonunda yüzde 37, 2026 sonunda yüzde 26
Türkiye ziyareti sonrasında bir rapor yayımlayan ABD'li yatırım bankası Morgan Stanley, Merkez Bankası'nın politika faizini 2025 sonunda yüzde 37’ye, 2026’nın sonunda ise yüzde 26 seviyesine kademeli olarak çekeceğini öngörüyor. Banka, enflasyonun ise, 2025 sonunda yüzde 30'a, 2026 sonunda ise yüzde 21'e gerileyeceğini tahmin etti.
Raporda, para ve maliye politikalarındaki sürekliliğin ekonomik toparlanmayı destekleyeceğine dikkat çekildi. OVP’nin enflasyonla mücadele için büyümede daha ılımlı bir çizgi ve mali disiplin öngördüğünü hatırlattı. Morgan Stanley, 2025’in ikinci çeyreğinde başlayan mali sıkılaşmanın, iç talep dengesi ve dezenflasyon süreci açısından olumlu bir sinyal olduğunu vurguladı.
HSBC, Dolar/TL tahminini 42'den 44'e yükseltti
HSBC, daha düşük reel faizler ve reel kurda değerlenme olmamasını gerekçe göstererek, yıl sonu dolar/TL tahmininde yukarı yönlü revize yaptı. Bankanın stratejistlerinden Murat Toprak, notunda yıl sonu beklentilerinin 42 seviyesinden 44 seviyesine yükseldiğini belirtti. Toprak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın döviz kuru politikasının TL'yi sabit tutmaya devam ettiğini ancak reel Türk lirası değerlenmesine yönelik örtülü hedefinin "geçen yıla göre daha gevşek göründüğünü" ifade etti.
Bloomberg'ün haberine göre; 8 Eylül tarihli notta siyasi gelişmelerin Türk Lirası için bir risk olmaya devam ettiği belirtildi. Banka reel faizin 2025 sonunda yüzde 5 civarına düşeceğini öngörürken, 2026'da da yüzde 3-4 seviyeleriyle birlikte pozitif bölgede kalacağını tahmin etti.
Commerzbank: Türk Lirası'nda kayıp sürebilir
Commerzbank ekonomistlerinden Tatha Ghose, günlük müdahalelere rağmen Türk lirasının değer kaybının hız kesmeyebileceğini söyledi. Ghose, dolar/TL kurundaki hareketlerin sürekli müdahaleleri işaret ettiğini ve bunun liranın değer kaybını daha da hızlandırdığını vurguladı.
Ghose’ye göre, dolar/TL’nin gün içi seyrinde görülen dalgalanmalar, ana muhalefet partisi CHP’nin İstanbul’daki il yönetiminin geçen hafta mahkeme kararıyla görevden uzaklaştırılmasının ardından belirginleşti. Ekonomist, “Günlük müdahale dönemlerinde tipik tablo, doların liraya karşı savunma hatlarını tek tek aşarak yükselmesidir” dedi.
ING: Dolar 2025 sonunda 45, 2026 sonunda ise 53 TL
ING, Türkiye için dolar ve enflasyon tahminini güncelledi. ING'nin son raporunda Türkiye için 2025 yılsonu için enflasyon beklentisi yüzde 30'a yükseltildi. Doların yılsonunda 45 TL'ye yükseleceği kaydedilirken 2026 yılı için dolar tahmini 53 TL olarak güncellendi.
Bankanın yayımladığı raporda, Türkiye’de açıklanan yüksek enflasyon verileri ile son dönemdeki siyasi ve kurumsal gelişmelerin, Merkez Bankası’nın para politikası adımlarını zorlaştırabileceği belirtildi.
ING, yılsonu itibarıyla politika faizinin yüzde 37 seviyesine gerilemesini bekliyor. Ağustos ayı enflasyonunun, dezenflasyon sürecinin ne kadar zorlu geçtiğini ortaya koyduğunu belirten ING, 2025 sonu için enflasyon tahminini yüzde 29,5’ten yüzde 30’a yükseltti. İç talebin canlılığını koruduğunu vurgulayan ING, 2025 yılı için büyüme tahminini yüzde 2,7’den yüzde 3,3’e çıkardı. 2026 yılı için de beklenti yüzde 3,5’ten yüzde 4’e yükseltildi.
Deutsche Bank’tan Türk tahvillerine yukarı yönlü revizyon
Deutsche Bank analistleri, yayımladıkları son raporda Türk tahvil piyasasına ilişkin sınırlı yukarı yönlü getiri revizyonlarını paylaştı. Analistlere göre, yıl sonunda iki yıl vadeli tahvilin getirisi 50 baz puan artışla yüzde 34’e yükselirken, diğer vadelerde de sınırlı güncellemeler yapıldı.
Deutsche Bank, yaz aylarında Türkiye piyasasının nispeten sakin geçtiğini, düşen enflasyon ve yabancı girişlerinin gelişmekte olan ülke varlıkları arasında Türkiye’yi öne çıkardığını belirtti. Ancak son dönemde güçlü GSYH verisi, hizmet ve gıda kaynaklı enflasyon artışı ile CHP İstanbul Kongresi’nin iptali gibi gelişmelerin piyasaları olumsuz etkilediği vurgulandı.
Fitch, 2025 ve 2026'da büyüme yüzde 3,5 olacak
Fitch, küresel ekonomik büyüme tahminlerini yükseltti. Küresel Ekonomik Görünüm Raporu'nda, dünya ekonomisinin bu yıl yüzde 2,4 ve gelecek yıl yüzde 2,3 büyümesi öngörüldü. Türkiye ekonomisinin bu yıl ve gelecek yıl yüzde 3,5'er büyüyeceği tahmin edildi.
TEPAV: İç siyasetteki belirsizlik ekonomiyi tehdit ediyor
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), yayımladığı son Para Politikası Değerlendirme Notu’nda, iç siyasetteki gelişmelerin yarattığı belirsizliğin ekonomiye yönelik riskleri artırdığını belirtti.
TEPAV, daha önce dile getirdiği ekonomik risklerin hâlâ geçerli olduğunu vurguladı. Raporda, enflasyon beklentilerinin hâlâ kontrol altına alınamadığı, kamu tarafından belirlenen mal ve hizmet fiyatlarındaki artışların sürdüğü, bütçe açığının yüksek seviyelerde seyrettiği ve ihracatçıların Çin ile küresel rekabette zorlandığı kaydedildi..
TEPAV Para Politikası Çalışma Grubu, bu değerlendirmeler doğrultusunda politika faizinin yüzde 43 seviyesinde sabit bırakılmasını önerdi. TEPAV, enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi için kapsamlı bir ekonomik programın bir an önce uygulanması gerektiğini belirtti. Raporda, sadece faiz politikasına dayanmanın yeterli olmadığı, koordineli ve bütüncül bir yaklaşımın şart olduğu vurgulandı.
Orta Vadeli Program: Ekonomide 3 yıllık yol haritası
Türkiye ekonomisinin 3 yıllık hedef ve politikalarının yer aldığı Orta Vadeli Program'ın (OVP) onaylanmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan ve 2026-2028 dönemini kapsayan OVP ile temel ekonomik büyüklükler ve hedefler belirlendi. Buna göre, büyüme için bu yıl gerçekleşme tahmini yüzde 3,3 oldu. Ekonominin 2026'da yüzde 3,8, 2027'de yüzde 4,3, 2028'de ise yüzde 5 büyüyeceği öngörüldü.
Enflasyonun bu yılsonunda yüzde 28,5 olacağı tahmin edilirken, enflasyon hedefi gelecek yıl için yüzde 16, 2027 için yüzde 9, 2028 için yüzde 8 olarak belirlendi. Bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranının 2026'da yüzde 3,5, program dönemi sonunda ise yüzde 2,8 olarak gerçekleşeceği öngörüldü.
Programda, işsizlik oranının bu yılın sonunda yüzde 8,5 olacağına yer verilerek, gelecek yıl hedefi yüzde 8,4, 2027 yılı için yüzde 8,2 ve 2028 için ise yüzde 7,8 olarak belirlendi.
İhracatın 2025 sonunda 273,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşeceği tahmin edilirken, 2026'da 282 milyar dolar, 2027'de 294 milyar dolar, program sonunda 308,5 milyar dolar olması hedeflendi.
İthalatın, bu yılsonunda 367 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesi, 2026'da 378 milyar dolar, 2027'de 393 milyar dolar, 2028'de de 410,5 milyar dolar olması öngörüldü.
Eleştiriler sert: Kara delik şimdi de köprüleri yutacak
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Orta Vadeli Program’da yer alan verileri eleştirdi. Şehir hastanelerinin sekiz ayda 76 milyar yuttuğunu vurgulayan Bakırlıoğlu, "Yıllardır KÖİ modelinde köprü, otoyol ve tünel yapıyoruz ‘cebimizden beş kuruş para çıkmayacak’ diyerek yurttaşı kandırdılar. Sonra bu projelere para yetiştiremediler. Sadece şehir hastanelerine sekiz ayda 76 milyar lira ödendi. KÖİ’lere hep kara delik diyorduk. Şimdi o kara delik köprüleri yutacak" dedi.
2026–2028 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program’a (OVP) göre iktidar, bütçeye yük getiren sözleşmeli yatırımların maliyet-etkinliğini artırmak adına kamu özel işbirliği (KÖİ) projelerini yeniden düzenlemeyi planlıyor. Ayrıca OVP’de, özelleştirme gelirlerinin 2024’teki 18.1 milyar TL’den 2025 yılı için 21 milyar TL’ye, 2026 için ise 185 milyar TL’ye çıkarılacağı öngörülüyor.
Bakırlıoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sadece bu yıl KÖİ proje şirketlerine 200 milyar TL ödeme yapıldı. 2017’den 2024 sonuna kadar bu şirketlere aktarılan tutar 384,1 milyar TL’ye kadar ulaştı. Şehir hastanelerine, sadece bu yılın ilk 8 ayında kira ve hizmet bedeli olarak 76 milyar lira ödendi. Yani Sağlık Bakanlığı bütçesinden harcadığı her 100 liranın 11 lirasını şehir hastanesine aktardı. Ankara Tabip Odası’nın çalışmasına göre ödenen bu parayla en az 100 yataklı 78 devlet hastanesi açılabiliyordu."
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu: OVP hayal tacirliğine devam ediyor
2026-2028 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) hakkında eleştirilerde bulunan Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, Birgün gazetesindeki yazısında; "OVP’ler ekonomide karar alıcılara ışık tutan, geleceğe yönelik öngörülerde bulunmalarını kolaylaştıran politika metinleri değil, “pembe hayaller” satan temenniler olarak biliniyor. Böyle bir belgeyi ciddiye almak için, öncelikle geçmişe yönelik bir muhasebede bulunması, tutmayan hedeflerin gerekçelerini açıklaması beklenir. Örneğin geçtiğimiz yılki OVP’de 2025 büyümesi yüzde 4,0, yıl sonu tüketici enflasyonu ise yüzde 17,5 olarak öngörülmüştü. Şimdi 2025 büyümesi yüzde 3,3, enflasyonu ise yüzde 28,5 tahmin ediliyor. Her iki cephede de olumsuz yönde hedef şaşması bir zaaf gibi kabul edilmiyor. Aksine, bir yıl öncesine göre enflasyon düşerken pozitif büyüme sağlanması argümanıyla bir başarı öyküsü yazılıyor" dedi.
Ağustos'ta en fazla aylık reel getiri BIST 100 endeksinde oldu
TÜİK, Ağustos ayına ilişkin finansal yatırım araçlarının reel getiri oranlarını açıkladı. Buna göre, aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 4,15, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 4,6 ile BIST 100 endeksinde görüldü.
Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde, yatırım araçlarından, mevduat faizi (brüt) yüzde 0,77 ve devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) yüzde 0,71 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken, külçe altın yüzde 0,33, dolar yüzde 0,95 ve euro yüzde 1,39 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.
TÜFE ile indirgendiğinde, mevduat faizi (brüt) yüzde 1,21, DİBS yüzde 1,15 ve külçe altın yüzde 0,10 reel getiri sağladı, dolar yüzde 0,52 ve euro yüzde 0,96 kayba yol açtı.
Sanayi üretimi Temmuz'da yüzde 1,8 düştü
Temmuz ayında sanayi üretimi aylık bazda gerilerken, yıllık bazda yükselişini sürdürdü. TÜİK verilerine göre, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi bir önceki aya kıyasla yüzde 1,8 azaldı. Geçen yılın aynı dönemine göre ise sanayi üretimi yüzde 5 oranında artış gösterdi.
Sanayinin alt sektörleri farklı performanslar sergiledi. Madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe yıllık bazda yüzde 0,5’lik bir düşüş görülürken, imalat sanayi yüzde 5,5 ve elektrik, gaz, buhar ile iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü yüzde 5,8 oranında artış kaydetti. Aylık bazda sektörler arasında dalgalanma yaşandı. Madencilik ve taş ocakçılığı endeksi yüzde 1,5, imalat sanayi yüzde 2,3 geriledi.
Altın fiyatları rekor üzerine rekor kırıyor
Altının onsu faiz indirimi beklentilerinin artması ve zayıflayan dolarla rekor yeniledi. 11 Eylül kapanışında Aralık vadeli altının ons fiyatı 3 bin 669 dolara ulaştı. "Güvenli liman" varlıklardan altın, jeopolitik risklerin yanı sıra artan faiz indirimi beklentisi ve ABD'nin borcunun 37 trilyon doların üzerine çıkmasının ülkenin ödeme gücüne ilişkin eleştirel yaklaşımların artmasının etkisiyle rekor kırmaya devam ediyor.
Altının onsu son bir ayda yüzde 8 ve son bir yılda ise yüzde 44'ten fazla arttı. 2024 ise altının ons fiyatı yüzde 27 artış göstermişti.
Diğer yandan ABD ekonomisinin borcunun 37 trilyon doları aşması da yarattığı kaygı bakımından altının değer kazanmasını sağlıyor. ABD'nin bu borca ödediği faizin, askeri harcamalarının üzerine çıkması dikkati çekiyor.
ASELSAN'dan 1 milyar 650 milyon Euro'luk sözleşme
ASELSAN ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı arasında hava savunma sistemlerinin tedarikine yönelik toplam tutarı 1 milyar 650 milyon Euro olan sözleşme imzalandı.
Şirketten Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yapılan açıklamaya göre şirket ile Savunma Sanayii Başkanlığı arasında hava savunma sistemlerinin tedarikine yönelik toplam tutarı 1,65 milyar euro olan sözleşme imzalandı. Söz konusu sözleşme kapsamında teslimatların 2027 ve 2031 yılları arasında gerçekleştirileceği belirtildi.
Alarko Tarım Grubu'ndan Konya'da yeni fabrika
Modern seracılık, tohum ıslahı, gübre üretimi ve kurutulmuş gıda alanlarındaki yatırımlarıyla tarım sektöründe değer zincirinin tüm aşamalarında yer alan Alarko Tarım Grubu; Konya Ereğli OSB’deki 5 bin 100 ton hammadde ürün işleme kapasitesine sahip olan yeni fabrikasıyla, kurutulmuş gıdada üretim kapasitesini 3 katına çıkardı.
Alarko Şirketler Topluluğu İcra Kurulu Başkanı Ümit N. Yıldız “Yeni stratejik hedeflerimiz doğrultusunda 2023 yılında giriş yaptığımız tarım alanında, toplam yatırımlarımız 300 milyon dolara, yarattığımız istihdam ise bin 200 kişiye ulaştı" dedi.
Tofaş ve Stellantis’ten 256 milyon Euro'luk anlaşma
Tofaş ve Stellantis yönetimleri, Fiat, Opel, Citroen ve Peugeot gibi Stellantis markaları için K9 modelinin hafif ticari araç ve Combi versiyonlarının Türkiye'de üretim ve dağıtım hakkı için bir üretim sözleşmesi imzaladı. 256 milyon Euro tutara kadar yatırım ile 2026'nın üçüncü çeyreğinde hayata geçirilmesi öngörülen proje, yıllık 150 bin adet üretim kapasitesine sahip olacak.
Türkiye kruvaziyer turizminde 12 yılın rekorunu kırdı
2025’in ilk yedi ayında Türkiye limanlarına gelen kruvaziyer yolcu sayısı 1 milyon 58 bin 752’ye ulaşarak son 12 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla yolcu trafiği yüzde 18,9 artış gösterdi. Verilere göre Kuşadası limanı 516 bin 930 yolcu ile liderliğini sürdürürken, İstanbul limanı 301 bin yolcu ile onu yakından izliyor. İzmir ve Bodrum da artan kruvaziyer trafiğiyle öne çıkan diğer önemli merkezler arasında yer alıyor.
Cruise Lines International Association (CLIA) tarafından yayımlanan 2025 raporuna göre, kruvaziyer sektörü küresel çapta 168 milyar doları aşan bir ekonomik büyüklüğe sahip.
Türkiye, Almanya'ya ihracatta rekor kırdı
Türkiye, Ocak-Ağustos döneminde Almanya’ya gerçekleştirdiği 13,1 milyar dolarlık ihracatla tüm zamanların en yüksek dış satım seviyesine ulaştı. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 11,97 milyar dolar olarak kaydedilmişti.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, ülkenin toplam ihracatı yılın sekiz ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 4,3 artış göstererek 178,1 milyar dolara ulaştı.
Almanya, Türkiye’nin ihracatında lider konumunu korudu. Ocak-Ağustos döneminde ülkeye yapılan satışlar yıllık bazda yüzde 9,4 yükseldi. Almanya’yı 9 milyar dolarla Birleşik Krallık, 8,5 milyar dolarla ABD, 8,2 milyar dolarla İtalya ve 6,8 milyar dolarla İspanya takip etti.
İSO İhracat İklimi Endeksi 15 ayın zirvesinde
Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeks, Ağustos ayında 51,9'a yükselerek dış talep koşullarında ılımlı bir iyileşmeye işaret etti. Endeks, Ağustos'ta 51,9 oldu. Mayıs 2024'ten bu yana en yüksek seviyede gerçekleşti. 50'nin üzerinde ölçülen tüm rakamların ihracat ikliminde iyileşmeye, 50'nin altındaki değerlerin ise bozulmaya işaret ediyor.
Nepal'de Z Kuşağı protestoları: Hükümet düştü, ordu sokağa indi
Asya'nın güneyindeki Nepal, Z Kuşağı protestolarıyla karıştı. Himalayalar'daki 30 milyonluk ülkede, ekonominin gidişatı ve yolsuzluk iddialarını gençleri isyan noktasına getirdi.
Nepal'de yolsuzluk iddiaları sonrası hükümetin; Facebook, Instagram, WhatsApp, YouTube, X, LinkedIn ve Reddit'in de aralarında bulunduğu sosyal medya platformlarını yasaklaması ağırlıklı olarak Z Kuşağı'ndan binlerce kişinin sokaklara dökülmesine neden oldu. Siyasi figürlerin ve bakanların evlerine saldırılar düzenlendi, göstericiler federal parlamento binası, yüksek mahkeme binası ve Nepal Başbakanı Khadga Prasad Sharma Oli'nin iki konutunu ateşe verdi. Çıkan olaylarda en az 19 kişi hayatını kaybetti, 400'den fazla kişi yaralandı.
Nepal ordusu, artan olaylar nedeniyle bakanları konutlarından helikopterlerle tahliye ederken, şiddetli protestolar ve hükümete gelen tepkilerin ardından Başbakan Oli'nin istifa ettiği duyurdu.
Ülke ekonomisi, gurbetteki Nepallilerin ülkelerine gönderdiği paraya son 30 yıldır daha da fazla bel bağlıyor. Dünya Bankası verilerine göre 15-25 yaş grubundaki işsizlik oranının yüzde 20,8'i bulduğu ülkede siyasetçilerin çocuklarının yaşadığı lüks hayatlar tepki çekiyor.
Macron hükümet kurma görevini Sebastie Lecornu'ya verdi
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, François Bayrou hükümetinin düşmesinin ardından başbakanlığa Sébastien Lecornu'yu atadı. Önceki kabinede savunma bakanı olarak görev yapan Lecornu, iki yıl içinde ülkenin beşinci başbakanı olacak.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Bayrou'yu 13 Aralık 2024'te başbakan olarak atamıştı. Kamu borçlarıyla zor durumda olan ülkede yeni bütçe görüşmeleri de hükümet ile muhalefet kanadı arasındaki temel anlaşmazlık konularından biri oldu.
Bayrou, Fransa'nın 2026 yılındaki bütçe açığını bu yıl beklenen yüzde 5,4'ten yüzde 4,6'ya düşürecek 44 milyar Euro’luk harcama kesintisi ve vergi artışı önermişti. Ayrıca, Avrupa'nın en büyük ikinci ekonomisinde maliyetleri düşürmek için iki resmi tatili kaldırmak gibi popüler olmayan bir öneri de getirmişti. Bayrou, Fransızların tepki gösterdiği 2026 bütçesinin görüşülmesi öncesinde hükümeti güven oylamasına götüreceğini duyurmuştu. Ancak hükümet güvenoyu alamayarak düşmüştü.
Avrupa Merkez Bankası politika faizini sabit tuttu
Avrupa Merkez Bankası (ECB) son yedi toplantıda faizleri düşürmesinin ardından Avrupa ile ABD arasındaki ticaret konusunda belirsizliğin ortadan kalkmasını bekleyerek faizleri piyasa beklentileri doğrultusunda sabit tuttu. ECB mevduat faizini yüzde 2 seviyesinde bıraktı. Politika faizi yüzde 2,15 seviyesinde sabit tutulurken, gecelik borç verme faizi de yüzde 2,40 seviyesinde bırakıldı.
Kararın ardından AMB Başkanı Christine Lagarde basın toplantısı için kameraların karşısına geçti. Ekonominin direnç gösterdiğine değinen Lagarde, ölümüzdeki dönemin belirsiz olmasını beklediklerini bunun sebebinin ise tarifeler olduğunu ifade etti. Lagarde, ekonomik görünüme dair risklerin de aşağı yönlü olduğunu belirtti. Euro Bölgesi’ni ve ekonomisini güçlendirmeleri gerektiğini ifade eden Lagarde, AMB’nin daha üretken, rekabetçi ve dirençli olması gerektiğini söyledi.
ABD'de enflasyon Ağustos'ta hızlandı
ABD'de Tüketici Fiyat Endeksi, Ağustos'ta aylık bazda yüzde 0,4 ile beklentilerin üzerinde, yıllık bazda yüzde 2,9 ile beklentilere paralel olarak arttı. Piyasa beklentileri enflasyonun aylık yüzde 0,3 olması yönündeydi. TÜFE, temmuzda yüzde 0,2 artmıştı.
Ülkede TÜFE ağustosta yıllık bazda da yüzde 2,9 artış kaydetti. Yıllık enflasyon bu dönemde ocak ayından bu yana en yüksek seviyesine çıktı. Piyasa beklentilerine paralel gerçekleşen yıllık enflasyon, temmuzda yüzde 2,7 olmuştu.
Enerji ve gıda fiyatlarını içermeyen çekirdek TÜFE ise aylık yüzde 0,3 ve yıllık yüzde 3,1 arttı. Çekirdek enflasyon bu dönemde piyasa beklentilerine paralel olarak gerçekleşti.
Türkiye ve dünya ekonomisinden diğer önemli gelişmeler şöyle:
- Türkiye'de Ağustos'ta elektrik üretimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,1 artarken, üretimin yaklaşık yüzde 42'si yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandı. Elektrik tüketimi de klima kullanımının etkisiyle yüzde 3 yükseldi.
- TÜİK, 2024 yılında hizmet ihracatının önceki yıla göre yüzde 11 artarak 117,2 milyar dolar, hizmet ithalatının yüzde 12 artarak 55,8 milyar dolar olduğunu açıkladı.
- Hazine ve Maliye Bakanlığı uluslararası piyasalarda gerçekleştirdiği 10 yıl vadeli dolar cinsi tahvil ihracıyla 2 milyar dolar borçlandı. Tahvilin nihai getirisi yüzde 7 oldu.
- Garanti BBVA ve Akbank, toplam 2,9 milyar TL’yi aşan tahsili gecikmiş alacak portföylerini varlık yönetim şirketlerine devretti. İki banka bu satışlardan toplamda 566 milyon TL gelir elde etti.
- JPMorgan, ABD hisse senedi piyasalarına dair karamsar sinyaller verdi. Banka, ABD Merkez Bankası'nın bir sonraki adımının yatırımcıların coşkusunu sınırlayabileceğini, faiz indiriminin, “haberi sat” etkisi yaratabileceğine dikkat çekti.
- ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa Birliği’ni Hindistan ve Çin’den yapılan ithalata yüzde 100’e varan gümrük vergisi uygulamaya çağırdı. Bu adımın küresel ticaret ve jeopolitik dengeleri sarsabileceği belirtiliyor.
- Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rusya’ya karşı uygulanacak 19’uncu yaptırım paketinin üzerinde çalışıldığını duyurdu. Von der Leyen, bu paket kapsamında Rus fosil yakıtlarının aşamalı olarak daha hızlı kaldırılması, petrol gölge filosu ve üçüncü ülkelere yaptırımların gündeme alındığını kaydetti.
- ABD Bölge Mahkemesi yargıcı Jia Cobb, Başkan Donald Trump’ın ABD Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi Lisa Cook’u görevden alma kararını geçici olarak durdurdu. ABD yönetimi, mahkeme kararına itiraz ederek temyiz yoluna gitti.