17 Ekim 2025

Levent Gürses - İşletmelerin ayakta kalacak gücü kalmadı, muhafazakâr iş dünyası da ses çıkarmaya başladı

levent-gurses-isletmelerin-ayakta-kalacak-gucu-kalmadi

İşletmelerin ayakta kalacak gücü kalmadı, muhafazakâr iş dünyası da ses çıkarmaya başladı

Levent Gürses

Sanayideki kan kaybı devam ederken ve özellikle tekstil sektörü ağır bir kriz yaşarken, Türkiye'deki fabrikalarını tek tek kapatarak Mısır'a taşınan dev firmalara her gün bir yenisi ekleniyor. Diğer yandan, şimdiye kadar iktidara desteği ile bilinen kuruluşlar ve işadamları da eleştirel sesler çıkarmaya başladı.

Tekstil sektöründe şimdiye dek üç bin 23 şirket kapanırken ve istihdam kaybı 55 bin kişiye ulaşırken, kriz hızla derinleşiyor. Sektördeki istihdam kaybının yılsonunda 100 bin kişiyi bulacağı tahmin ediliyor.

Tekstil ve perakende ile ilgili bir toplantıda konuşan Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı, "Devlet, hazır giyim ve tekstili gözden çıkardı. İş öyle bir noktaya gidiyor ki üretici bulmakta sıkıntı çekeceğiz. Bizi bekleyen en büyük felaket bu. 6 ay sonra üretim duruyor. Anadolu’da fabrikalar kapanıyor. Üretim Mısır’a kayıyor. Çok sık bir araya gelmemiz lazım. Bizi bekleyen büyük bir tehlike var. Üretim olmazsa malı nasıl yerine koyacağız. Bugün burada söylüyorum, sıkıntılar başlıyor" dedi.

Aynı etkinlikte konuşan LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük ise “Bugün zor bir dönemden geçiyoruz ama önemli olan etki alanımızda daha iyi ne yapabilirize odaklanmak. Enflasyonu, faizi indirme imkânınız yok ama işlerimizi nasıl daha iyi hale getirebilir, maliyetleri nasıl daha iyi yönetebilirize odaklanmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

MÜSİAD:

Kuruluş felsefesi muhafazakar iktidara destek olmak olan ve yıllardır bu yönde ilerleyen iş dünyası derneği MÜSİAD'ın son raporu ve Genel Başkanı Burhan Özdemir'in açıklamaları da ilginçti.

MÜSİAD, Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) ile işbirliğiyle "Orta Gelir Tuzağından Çıkış" raporu hazırladı ve bunun tanıtımında konuşan Başkan Özdemir, Türkiye’nin mutlak surette ikin­ci nesil reformları hayata geçir­mesi gerektiğini ifade etti.

Dünya gazetesinin haberine göre, MÜSİAD Başkanı Özdemir'in sözleri özetle şöyle:

- Enflasyona karşı doların baskılandığı bir dönemde do­lar bazında yüksek gelirin nasıl okunması gerektiği konusu tar­tışmalı.

- Ülkemiz uluslararası ser­mayeye aşırı bağımlı hale geldi.

- Büyüme var ama tabana çok da yayılmadığını görüyoruz.

- Kamu ile reel sektör paydaş­ları arasında bir eşgüdüm sağ­lanmadı.

- Ülkemiz büyüyor bu bir ba­şarı ama büyüme ne kadar nite­likli son derece tartışmalı.

- Yüksek gelir grubuna geçe­ceğiz ama ne kadar üretkenlik artışı ve nitelikli olduğu tartış­ma konusu. Hane halkının bun­dan ne kadar pay aldığı önemli.

- Yüksek gelirli ülkeler ligine girerken emek yoğun sektörlerle gidemeyeceğimiz aşikâr.

- Emek yoğun sektörlerden tekstil Mısır’a gidiyor. Tamam tekstilden çıkalım ama o insan­lar nerede istihdam edilecek?

- 2008’den sonraki parasal genişlemeyi biz ıskaladık. O dö­nemki reformları o gün uygula­maya başlamış olsaydık zaten ciddi gelişmiş bir ülke olarak o dönemki kaynağı çok daha an­lamlı kullanabilirdik.

- Daha çok şirketleri döviz bazında borçlandırma yolunda benzer iş alanları iştigal eden iş­letmelerin benzer yatırımları yapması yüzünden çok fazla atıl kapasite oluştu. Yatırımlar ikinci, üçüncü nesil alanlara yönel­medi.

- Devlet Planlama Teşkilatı’nın tasfiyesi en büyük problemlerden bir tanesi idi.

- Vergi politikalarının adil olmadığını düşünüyoruz. Reform önerisi üzerine çalışıyoruz.

- Katma değeri yüksek ihracat; ithal bir ürünün üzerine bir kamera takıp ihraç edince katma değerli oluyor ama ipliğinden, işçiliğine Türk olan pantolon üreten teşvikten faydalanamıyor.

- Reformlar yapılmazsa da büyüme olur ama kalkınma ol­maz. Gelir tabana yayılmaz; bu rapor onu söylüyor. Gelir artacak ama sosyolojik yapı darma­duman olacak. 20 bin dolar geli­ri olanla 3 bin dolar olan gettolar oluşacak.

- Türkiye’de hedefli bir kalkınma stratejisi güdülmediği için para bolluğu dönemindeki fırsat ka­çırıldı. İmkânı olduğu halde reformları hayata geçirmedik. Birçok OSB’de teşvik almak için fabri­ka inşa edilmiş ama içi boş.

- Ben çok üst düzey devlet kademesi ile yapılan toplantıda da bunu söyledim; bence daha çok reel sektör sorumlu ve suçlu. Finansma­na erişimin zorlaştığı ve sanayi­cinin adım atacak yeri olmadığı söyleniyor ama para ucuzken de biz aldık ve yeni fabrikalar mı kurduk? Yeni makineler mi al­dık? Para ucuz olsa reel sektör yine aynı hataya düşecek.

 

Haftanın diğer önemli haberleri ve gelişmeleri şu yönde:

Batık ticari krediler %108, KOBİ kredileri %134 arttı

CHP Bolu Milletvekili Türker Ateş, BDDK verilerini değerlendirerek ekonomideki çöküşe dikkat çekti. Son bir yılda batık ticari krediler yüzde 108, KOBİ kredileri yüzde 134 arttı. Ateş, “Şirketler birer birer batıyor, Türkiye’nin üretim gücü eriyor. Faizler yüksek, enflasyon yeniden yükselişte. İktidar hâlâ vitrin ekonomisiyle meşgul, reel sektör fiilen çöküşte” dedi.

Ateş, şöyle dedi:

“Son bir yılda batık ticari krediler yüzde 108, KOBİ kredileri ise yüzde 134 arttı. Şirketler birer birer batıyor, iktidar hâlâ vitrin ekonomisiyle meşgul. Faizler çok yüksek seviyelerde kalmaya devam ediyor ama enflasyon yeniden artışa geçti. İşletmelerin ayakta kalacak gücü kalmadı. Maliyetler artıyor, faizler yükseliyor, talep düşüyor. Küçük esnaf da sanayici de borcunu çeviremiyor. Bu tablo, Türkiye’de reel sektörün fiilen çöküşte olduğunu gösteriyor. Her batık işletme onlarca kişinin işsiz kalması demek. KOBİ’ler ekonominin omurgasıdır; onlar batarsa üretim de durur, geçim de kalmaz."

Ağustos'ta sanayi sektöründe istihdam %3,6 azaldı

TÜİK verilerine göre, sanayi sektöründe istihdam gerilemesi Ağustos ayında da devam etti. İnşaat ve hizmet sektörlerinin katkısıyla genel istihdam ise yıllık yüzde 1,2 arttı. Geçen yılın aynı ayında 15 milyon 904 bin olan toplam ücretli çalışan sayısı 2025 Ağustos'ta 16 milyon 89 bine yükseldi. Ancak sanayi sektöründe çalışan sayısı yıllık bazda yüzde 3,6 azalarak 4 milyon 892 bin 980’e geriledi. Alt kalemlerde; imalatta yüzde 3,9, madencilikte yüzde 3,3 düşüş gerçekleşti.

Kişi başına borç 120 bin lirayı aştı

Kredi borçları artık alarm veriyor. Vatandaşın bir yılda borcu yüzde 48 artarak 5 trilyon 173 milyar lira oldu. Kişi başına düşen ortalama borç tutarı, son bir yılda 84 bin 981 TL’den 120 bin 795 TL’ye yükseldi.

İstanbul'da yaşam maliyeti adeta uçuşa geçti

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İstanbul Planlama Ajanası’nın (İPA) aylık veri bülteni İstanbul Barometresi, Megakentte dört kişilik bir ailenin yaşam maliyeti geçen yıl eylül ayında 71 bin 431 lirayken bu yıl 102 bin 45 lira oldu. Kentte yaşayanların yüzde 61'i elektrik, yüzde 52,7'si su faturalarını aksattı. Katılımcıların %40’ı kredi kartı borcunun sadece asgarisini ödeyebildi. Tamamını ödeyebilenlerin oranı bir ayda %47,6’dan %40,6’ya düştü. Alt gelir grubunda %11,3 hiçbir ödeme yapamadı.

Cari denge 10 yıl sonra art arda iki ay fazla verdi

Cari denge ağustos ayında 5 milyar 455 milyon dolar cari fazla verdi. Verilere göre art arda iki ay cari fazla verildi. Öte yandan bu rakam, Ocak 2015’ten bu yana kaydedilen en yüksek aylık cari fazla oldu. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, değerlendirmesinde, "Ağustosta 5,5 milyar dolar ile tarihimizin en yüksek aylık cari fazlasını verdik" dedi. Şimşek, Haziran 2023'te milli gelire oranla yüzde 23 olan brüt dış finansman ihtiyacının, 2025'te yaklaşık yüzde 17'ye gerileyeceğini öngördüklerini bildirdi.

2026 bütçesinde faiz giderleri 2,7 trilyon lira olacak

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Bağlama Töreni’nde yaptığı konuşmada, 2025’te ekonominin yüzde 3,3, 2026’da ise yüzde 3,8 oranında büyümesinin beklendiğini açıkladı. 2026 yılı enflasyon hedefinin yüzde 16 olduğunu belirten Yılmaz, aynı yıl için bütçe giderlerinin 18 trilyon 929 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 16 trilyon 216 milyar lira olarak öngörüldüğünü ifade etti. Bütçe açığı ise 2 trilyon 712 milyar TL olacak, açığın milli gelire oranı yüzde 3,5 hedefleniyor. Bütçe giderlerinde personel ve SGK giderleri 5 trilyon 507 milyar TL olurken, faiz giderlerinin 2 trilyon 741,7 milyar TL olacağı öngörüldü. Yılmaz, milli gelirin 2025 sonunda 62,2 trilyon lira, 2026 sonunda 77 trilyon lira olmasını öngördüklerini dile getirdi.

Her 100 liralık gelirin 18 lirası faize gitti

Bütçe Eylül'de yeniden açık verdi. Ağustos'ta gelir vergisi tahsilatlarında yaşanan artış ile 96,7 milyar TL fazla veren bütçe geçen ay 309,6 milyar TL açık kaydetti. Faiz harcamaları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 82 oranında arttı, her 100 liralık gelirin 18 lirası faize gitti. Dokuz ayda 1 trilyon 662 milyar lira faize akarken sağlık harcamalarına 811 milyar lira ayrıldı.

IMF: 2025 ortalama enflasyonu %34,9, büyüme %3,2

Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme, enflasyon ve dolar tahminlerini güncelledi. IMF; son yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm raporunda, 2025 için küresel büyüme tahminini Temmuz'da açıkladığı yüzde 3 seviyesinden yüzde 3,2’ye yükseltti. Türkiye ekonomisine ilişkin 2025 büyüme beklentisini ise Temmuz'da öngördüğü yüzde 3’ten yüzde 3,5’e çıkardı. 2026 yılı için Türkiye ekonomisinin büyüme tahminini yüzde 3,3'ten yüzde 3,7'ye yükseltti.

Türkiye için ortalama enflasyon tahminlerinin bu yıl için yüzde 34,9 ve gelecek yıl için yüzde 24,7 olduğu belirtilen raporda, yıl sonu enflasyon tahminleri 2025 için yüzde 31,01 2026 için 21,02 seviyesinde gerçekleşti. 2027 için ortalama enflasyon tahmini 17,97 olurken 2028, 2029 ve 2030 için ortalama enflasyon tahminleri ise yüzde 15 seviyesinde oldu.

Yeni teknolojinin sürdürülebilir büyümeye katkısı Nobel Ekonomi getirdi

2025 Nobel Ekonomi Ödülü, Hollandalı Joel Mokyr, Fransız Philippe Aghion ve Kanadalı Peter Howitt'e verildi. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi'nin açıklamasına göre, Joel Mokyr, "teknolojik gelişmeler yoluyla sürdürülebilir büyümenin ön koşullarını belirlemiş olması nedeniyle" bu ödüle layık görülürken Philippe Aghion ve Peter Howitt "yaratıcı yıkım yoluyla sürdürülebilir büyüme teorisine" ilişkin çalışmaları dolayısıyla ödülün sahibi oldu.

Mokyr, Aghion ve Howitt, yeni teknolojinin sürdürülebilir büyümeyi nasıl etkileyebileceğini ortaya koydu ve yeniliklerin daha fazla ilerleme için nasıl itici güç sağladığını açıkladı. Mokyr, ekonomik durgunluk yerine sürdürülebilir ekonomik büyümenin yeni normal haline gelmesinin arkasındaki sebepleri tespit etmede tarihi kaynakları kullandı.

IMF'den borç uyarısı; 2. Dünya Savaşı sonrası seviye...

IMF, küresel kamu borcunun 2029’a kadar gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 100’ünü aşmasının ardından 1948’den bu yana en yüksek seviyesine ulaşacağını ve artışın devam edeceğini öngördü. IMF'nin mali dengesizlikleri analiz eden yıllık raporu Fiscal Monitor, "Bu, pandemiden önce tahmin edilenden daha yüksek ve daha dik bir yolu yansıtıyor" dedi.

IMF Mali İşler Departmanı Direktörü Vitor Gaspar, borç seviyelerinin “olumsuz ama olası” bir senaryoda on yılın sonunda GSYH’nin yüzde 123’üne kadar yükselebileceğini söyledi. Bu oran, İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki tarihi rekor olan yüzde 132’nin hemen altında. Gaspar, “En endişe verici senaryo, finansal piyasalarda yaşanabilecek bir çalkantı olur” derken, böyle bir durumda Avrupa’nın 2010’da yaşadığı egemen borç krizi dönemindekine benzer bir “mali-finansal kısır döngü”nün tetiklenebileceği uyarısında bulundu.

Kristalina Georgieva: Büyümenin motoru olan ticarete yüklenin

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, ülkeleri ticareti büyümenin motoru olarak tutmaya çağırdığını ifade etti. Georgieva, IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları kapsamında düzenlediği basın toplantısında, küresel ekonominin durumu hakkında altı ay önce daha çok endişe duyulduğunu anımsatan Georgieva, resesyon değil ama önemli bir yavaşlama öngördüklerini söyledi. Georgieva, altı ayın ardından küresel ekonomide "korkulandan daha iyi ama gerekenden daha kötü" durumda olunduğunu ifade etti.

Morgan Stanley yılsonu enflasyon tahminini %31,5'e çıkardı

Morgan Stanley, Türkiye ekonomisine ilişkin raporunda; dezenflasyon sürecindeki yavaşlamanın faiz indirimlerinde de yavaşlamaya neden olacağını belirterek yıl sonu tahminlerini güncelledi. Kurum yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 30'dan yüzde 31,5'e yükseltti.

Enflasyona dair şu ifadeler yer aldı: "Gıda arzının 2026'da normale döneceğine ve 2026'nın dördüncü çeyreğindeki enflasyon verilerini olumlu etkileyeceğine inanıyoruz. Bu nedenle, 2026 yıl sonu enflasyon tahminimizi yüzde 26'da sabit tutuyoruz.

Kurum, Merkez Bankası'nın Ekim ayında faiz indirim hızı için 200 baz puan olan tahminlerini revize ederek 150 baz puan indirim olarak güncelledi. "Politika faizinin 2025 sonunda yüzde 37,50 olmasını, 2026 sonunda ise yüzde 26,50'ye düşmesini bekliyoruz" değerlendirmesine yer verildi.

Bir ailenin günlük beslenme maliyeti 880 liraya çıktı

Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM), Eylül 2025 dönemi açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasının sonuçlarına göre, açlık sınırı denilen dört kişilik ailenin sağlıklı beslenebilmesi için yalnızca gıdaya ayıracağı aylık harcama 26 bin 418 TL’ye yükseldi. Temel ihtiyaçların tümünü kapsayan yoksulluk sınırı ise 91 bin 381 TL olarak hesaplandı. Tek başına yaşayan bir kişinin gıda, barınma, ulaşım, sağlık gibi temel ihtiyaçları için yapması gereken aylık harcama da 42 bin 526 TL’ye ulaştı.

BİSAM bir ailenin günlük sağlıklı beslenme maliyetini ortalama 880 lira olarak hesapladı, en yüksek harcama 258 TL ile meyve ve sebze süt ve süt ürünleri 225 TL, et-tavuk-balık grubu ise 171 TL...

Altın sanki finansal bir krizin eşiğindeymişiz gibi yükseliyor

Altın fiyatları rekor üzerine rekor kırıyor. 16 Ekim itibarıyla Aralık vadeli ons altın 16 Ekim itibarıyla 4.272 dolara çıkarak, tarihi bir rekor daha kırdı. Altında 1970'lerin sonlarından bu yana en büyük yükseliş yaşanıyor. Haftalık yüzde 7,6, bir aylık yüzde 14,7 ve son üç ayda 27,2 yükseldi.

Türkiye'de serbest piyasada da fiyatlar rekor kırıyor. Altının gramı satışta 6.020 liraya kadar çıktı. Cumhuriyet Altını da 40.655 liraya kadar çıktı.

Ayrıca gümüş fiyatları da tarihi rekorlar kırıyor. Gümüşün ons fiyatı yüzde 1,7 artışla 53,91 doların üzerinde yeni tarihi zirvesini gördü.

Perakendeden emeklilik fonlarına kadar yatırımcılar geçen ay altına bağlı borsa yatırım fonlarına 9,3 milyar dolar yatırdı. Ancak piyasada bir endişe havası hakim değil. Altın yükselişe geçerken, S&P 500 Çarşamba günü zirve yaptı. Tahvil piyasalarında ve ABD dolarında da kriz belirtileri yok.

Altıın daha da yükselebileceğini öngören Yardeni Research analistlerine göre, son yükselişin devam etmesi durumunda, fiyatlar ons başına 10.000 dolara kadar çıkabilir.

JPMorgan'ın CEO'su Jamie Dimon da, yatırımcıların altın bulundurmasının artık “yarı-rasyonel” bir davranış olduğunu belirterek, "Bu gibi dönemlerde altın fiyatı rahatlıkla 5 bin ya da 10 bin dolara kadar yükselebilir" dedi.

Efsane yatırımcı Ray Dalio, altının ABD dolarından daha güvenli olduğunu söyledi. Yatırımcılara finansal portföylerinin yüzde 15'ine kadarını altına ayırmalarını önerdi. Morgan Stanley yakın zamanda tahvil ve altının eşit ağırlıkta olduğu 60/20/20 portföy ayrımını önerdi. Bankanın baş yatırım sorumlusu Mike Wilson, "Altın artık hazine bonoları yerine kırılgan olmayan bir varlık" dedi.

En büyük hedge fonun patronu Citadel Securities'ten Ken Griffin, "Birçok altın alıcısının, 'altını artık doların eskiden olduğu gibi güvenli bir liman varlığı olarak görüyorum' diye düşündüğünü söyledi.

Societe Generale, “Artık 2026 sonuna kadar altının 5 bin dolara ulaşmasını bekliyoruz. Çünkü talep, önceki tahminlerimizin çok ötesine geçti” dedi. İngiltere merkezli banka Standard Chartered da ons altının 2026 yılında 4 bin 488 dolara çıkmasını beklediğini bildirdi. Bank of America (BofA), yukarı yönlü revizyon yaparak, 2026 yılı için altının 5.000 dolar, gümüşün de 65 dolara çıkabileceğini belirtti.

Altındaki yükselişin etkisiyle rezervler rekor kırdı

Merkez Bankası toplam rezervleri, altın fiyatlarındaki artışın da etkisiyle 10 Ekim haftasında 189 milyar 734 milyon dolara çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.  Merkez Bankası brüt döviz rezervleri 309 milyon dolar artışla 87 milyar 337 milyon dolara yükseldi. Altın rezervleri, 3 milyar 208 milyon dolar yükselişle 102 milyar 397 milyon dolara çıktı.

"TCDD’de borç 5,8 milyarı aştı: Borcun yükünü taşıyor"

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, TCDD’nin 1 Eylül 2025 itibarıyla Hazine’ye olan borcunun 5 milyar 876 milyon 761 bin liraya yükseldiğine dikkati çekerek, kurumun mali yapısının sürdürülebilir olmaktan çıktığını vurguladı.

TCDD’nin son dönemde gelir-gider dengesini sağlayamadığını ve borç stokundaki artışın kamu maliyesi açısından ciddi bir risk oluşturduğunu kaydeden Genç, “Cumhuriyet’in en köklü kurumlarından biri olan TCDD artık yatırımın değil, borcun yükünü taşır hale geldi” ifadesini kullandı.

5G ihalesinden 3,5 milyar dolar; Türkcell ve Türk Telekom öne çıktı

Mobil internet hızını mevcuda göre en az 10 kat artıracak 5G yetkilendirme ihalesi, tüm frekans bantlarına ilişkin paketlerin satış sürecinin tamamlanmasıyla sona erdi. İhalede, 2 frekans bandında 11 paket için verilen en yüksek tekliflerin toplam tutarı, KDV dahil 3 milyar 534 milyon dolar oldu.

Turkcell 5G ihalesi kapsamında, A1 soyut paketini 429 milyon dolar, B1 soyut paketini 214 milyon dolar, B4 soyut paketini 187 milyon dolar, B5 soyut paketini 186 milyon dolar, B6 soyut paketini ise 208 milyon dolar bedelle satın aldı.

Turkcell Genel Müdürü Ali Taha Koç, şirketlerinin 5G ihalesinde 160 MHz ile en yüksek payı alan operatör olduğunu belirtti.

Türk Telekom CEO'su Ümit Önal ise, "İhale sonrası en yakın rakibimizin 1,5 katı frekans aldık. 5G'de abone başı en yüksek kapasite kullanım hakkına sahip olduk" dedi. 5G teknolojisi, Türkiye genelinde 1 Nisan 2026 itibarıyla kullanıma sunulacak.

Kacır: Teknoloji ihracatı 101 milyar dolara çıktı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Orta-yüksek ve yüksek teknoloji ihracatımız, 2002'deki 10 milyar dolardan geçen yıl 101 milyar dolara çıktı. Bu 10 katlık bir sıçrama" dedi. Türkiye’deki 113 teknoparkta yaklaşık 12 bin şirketin yeni nesil teknolojiler geliştirdiğini söyleyen Kacır, teknolojik üstünlüğün artık sadece kalkınmanın itici gücü olmadığını, küresel liderliğe giden bir yol olduğunu ifade etti.

Elektriğe gizli zam kapıda

EPDK’nın konutlarda elektrik tüketim limitini düşürmeye hazırlandığı yeni düzenleme, devlet desteğini azaltarak milyonlarca haneyi serbest piyasa fiyatlarına mahkûm edecek; uzmanlara göre bu adım, 'örtülü zam' anlamına geliyor.

Türkiye sahte üründe dünya ikincisi oldu

OECD ve Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi’nin raporuna göre Türkiye’nin sahte ürün ticaretinde Çin’in ardından ikinci sıraya yükseldiğini ortaya çıktı. Avrupa’ya giren her 5 sahte üründen 1’i Türkiye kaynaklı.

ABD'de bütçe krizi çözülemedi

ABD’de federal hükümetin kapanmasının 16 Ekim itibarıyla 15. gününe girerken, Senato, Cumhuriyetçilerin 21 Kasım’a kadar finansman öngören geçici bütçe tasarısını reddetti. Taraflar birbirini suçlarken, bütçe krizinin ne zaman çözüleceği belirsizliğini koruyor.

ABD'de hükümetin kapanması ekonomiyi büyük çapta etkiliyor. Kamu çalışanları maaşlarını alamadı ve bu da büyük olasılıkla tüketici harcamalarının azalmasına yol açacak. Diğer yandan Trump yönetimi kapanma sırasında federal işten çıkarmalara başladı ve bu hamle sert eleştirilere neden oluyor. Ekonomik veriler gecikmeli açıklanıyor. Halka arzlarda gecikmeler oluyor.

Hazine Bakanı Bessent, ABD GSYİH'sının kapanmadan olumsuz etkilenebileceğini söyledi. Hükümetin kapanması, FED'in ek faiz indirimlerini güçlendirmesi de muhtemel.

Nestle 16 bin kişiyi işten çıkaracak

İsviçre merkezli gıda ve içecek şirketi Nestle, iki yıl içinde dünya çapında 16 bin çalışanını işten çıkarmayı planlıyor. Bu çalışanların 12 binini beyaz yakalılar oluşturacak. Kalan 4 bin pozisyon ise ağırlıklı olarak imalat ve tedarik zinciri birimlerinden olacak.

Yapay zeka ile işsiz büyüme dönemi...

Goldman Sachs, “İşsiz büyüme artık yeni normal olabilir" dedi. Goldman Sachs ekonomistleri, ABD’de “işsiz büyüme” dönemine girildiğini çünkü yapay zekâ verimliliği artırırken, işe alımların yavaşladığını ve gençler ile yeni mezunlar iş bulmakta zorlandığını bildirdi.

Avrupa'da 47 milyon kişi evini yeterince ısıtamıyor

Avrupa Bölgeleri ve Şehirlerinin Durumu 2025 raporuna göre, Avrupa Birliği'nde (AB) 47 milyon kişi evini yeterince ısıtamazken, artan enerji maliyetleri ve iklim politikalarındaki eşitsizlikler sosyal kırılganlığı derinleştiriyor. Bölgede enerji yoksulluğu son 5 yılda keskin biçimde artarken, özellikle kırsal ve düşük gelirli kesimlerde enerji maliyetlerinin "sosyal kriz" seviyesine ulaştığı belirtildi.

Almanya'da enflasyon iki aydır üst üste yükseliyor

Almanya'da enflasyon, gıda ve hizmet fiyatlarındaki artışın etkisiyle Eylül'de yüzde 2,4'e çıkarak, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) hedefinden uzaklaştı. Ağustos'ta yüzde 2,2 olan yıllık enflasyon, Eylül'de 2,4 seviyesinde gerçekleşti. Böylelikle, Almanya'da enflasyon bu yıl art arda ikinci ay yükseldi. Enflasyon, aylık bazda ise yüzde 0,2 arttı.

 

Diğer önemli gelişmeler şöyle:

 

  • Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarının toplam mevduattaki payı yüzde 1’in altına indi. KKM, geçen hafta 27 milyar 90 milyon lira azalarak 239 milyar 544 milyon liraya düştü.
  • İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Türkiye ile AB arasındaki ana konulardan birinin Gümrük Birliği olduğunu belirterek, Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin hem Türkiye hem AB için "kazan-kazan" olacağını bildirdi.
  • Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Çin'i ziyaretinde, iki ülke arasında tarım ürünleri ticaretinin önünü açacak anlaşmalara imza atıldığını, Türk üreticilerin ürün ihracatına ilişkin kısa zamanda ciddi mesafeler katedileceğini belirtti.
  • Can Holding’e yönelik "kara para" soruşturması derinleşirken, dosyaya eski Şişecam Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kırman da dahil edildi. Koç Holding’de bağımsız Yönetim Kurulu üyesi de olan Kırman, “şüpheli” sıfatıyla ifade verdi, yurtdışına çıkış yasağıyla serbest bırakıldı. Kırman, Şişecam-Ciner ortaklığının mimarıydı. Kırman'ın geçen yıl Şişecam yönetiminden çıkarılması dikkat çekmişti.
  • Erkan Kork’a yönelik yasa dışı bahis soruşturması kapsamında TMSF tarafından el konulan Bank Pozitif satışa çıkarılacak. 23 yıldır faaliyet gösteren banka için 12 Kasım’da ihale düzenlenecek. İhale öncesi 1,1 milyar liralık muhammen bedel belirlendi.
  • TMSF, The Plaza Bodrum'a (Paramount Otel) kayyum olarak atandı. Soruşturma kapsamında hakkında gözaltı kararı verilen yedi şüphelinin bu şirketi, hacze düşmesinden yararlanarak 2019 yılı ve sonrasında yönetimlerinde olan şirketlere borçlandırdıkları, borcu da faiz alarak müşteki şirkete verdikleri tespit edildi.
  • Türkiye'ye gelen kruvaziyer yolcu sayısı 12 yılın zirvesini gördü. Ülkeye kruvaziyer gemilerle gelen yolcu sayısı, bu yılın 9 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16 artışla 1,7 milyonu aştı.
  • ABD bankaları süper karlar açıklıyor. Bu yılın üçüncü çeyreğinde JPMorganChase yüzde 12, Citigroup yüzde 16, Goldman Sachs yüzde 37 ve Wells Fargo yüzde 9 net kâr artışına imza attı.
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.