Levent Gürses - Faiz 3 puan düştü yine de dünyada en yüksek ikinciyiz

Faiz 3 puan düştü yine de dünyada en yüksek ikinciyiz
Levent Gürses
Merkez Bankası, politika faizini 300 baz puan düşürerek yüzde 46'dan yüzde 43'e düşürdü. Oysa beklenti 2,5 puandı. Kurul ayrıca, gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 49’dan yüzde 46’ya, gecelik vadede borçlanma faiz oranın ise yüzde 44,5’ten yüzde 41,5’e indirdi. Karar metninde Temmuz'da enflasyonda "geçici artış" beklendiği kaydedildi ve bundan sonra atılacak adımların büyüklüğünün toplantı bazlı belirleneceği ifade edildi.
Faiz indirimine rağmen, Türkiye yüksek enflasyona paralel olarak politika faizi oranında dünya ikincisi. Dünyada en yüksek politika faizi yüzde 59 ile Venezüela'da, ardından Türkiye geliyor. Zimbabwe'de yüzde 35, Arjantin'de ise yüzde 29. Beşinci en yüksek faiz ise yüzde 28 ile Gana'da, Nijerya'da ise yüzde 27,5.
Faiz oranı gelişmekte olan dünyanın lider ekonomilerinden Rusya'da yüzde 20, Brezilya'da ise yüzde 15 seviyesinde...
İş dünyası faiz indirimini memnuniyetle karşıladı. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç "300 baz puanlık faiz indirimi, iş dünyamızın beklentileriyle uyum içindedir" dedi. Avdagiç, "En önemlisi KOBİ’lere yönelik kredi kanallarının açılmasıyla, bu faiz indirimi gerçek anlamını kazanacaktır" değerlendirmesi yaptı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ise faiz indirimini yetersiz ancak olumlu karşıladıklarını açıkladı. Gültepe, "Reel sektörün yatırım ve üretim maliyetlerinin rahatlatılması için faiz indiriminin çok daha hızlı ve yüksek oranlarda yapılması gerekiyor" diye konuştu.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak da gelecek dönemde indirimlerin devam etmesi ve Merkez Bankası'nın indirimlerine paralel piyasa faizlerine de bu indirimin gecikmeden yansıtılmasını beklediklerini kaydetti.
"Gecelik borç verme faizi yüzde 46'ya inmiş oldu"
Faiz indirimini ekonomistler şöyle değerlendirdi:
Mahfi Eğilmez: “TCMB faizi 3 puan indirdi. Böylece yeni politika faizi yüzde 43'e, gecelik borç verme faizi yüzde 46'ya inmiş oldu."
Prof. Dr. Hakan Kara: “250 baz puan beklentimin üzerine çıkarak 300 baz puan indirdi. Demek ki benim görmediğim bir şeyi görüyorlar."
İris Cibre, "Faiz indirimi, piyasa dinamiklerini destekleyecek ve ekonomik güven ortamını daha da yükseltecek. Ortalama yıllık politika faizi de yüzde 36 oldu, bileşik yüzde 43,15, enflasyon beklentisi yüzde 23,4 ve reel faiz hala yüzde 15,8 ile yüksek seviyede."
Yabancılar indirimden pek memnun değil
Sıcak para odaklı yabancı yatırımcılar faiz kararından pek memnun kalmadı. ürkiye'yi yakından izleyen isimlerden merkezi Londra'da bulunan Bluebay Varlık Yönetimi Şirketi’nin stratejisti Timothy Ash, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan'ın, İngiltere'de finans tekellerine daha düşük bir indirim sinyali verdiğini ve bugünkü kararın bu tutumla çeliştiğini söyledi.
Ash'in mesajı şöyle: "Merkez Bankası'nın hamlesi pek de akıllıca değil. Beklenenden fazla faiz indirimi yaparak 300 baz puanlık bir indirime gitti. Karahan, Londra'ya şahin bir tavırla geldi ve ardından piyasanın beklediğinden daha büyük bir indirim yaptı. Bu çok kötü bir iletişim ve güvenirliliğe zarar verdi."
Haftanın diğer ekonomik gelişmeleri şöyle:
ÖTV zammı sonrası otomobilde 'fiyatlar güncelleniyor'
Otomobillerden alınan ÖTV oranlarında ve matrahlarında sil baştan değişikliğe gidildi. Birgün gazetesinin haberine göre, aynı anda hem kanun hem de Cumhurbaşkanı kararı Resmi Gazete’de yayımladı. Her araca ve her motor tipine özel ÖTV dilimi oluştu. Hem sektörün hem de tüketicinin kafası karıştı. Buna göre ÖTV dilimleri yüzde 70 ile yüzde 220 arasında belirlendi. Elektrikli otomobillerde en düşük ÖTV oranı yüzde 25'ten başladı. Yerli otomobillerin korunması için birtakım değişikliklere gidildi.
ÖTV oranları kararıyla birlikte otomobillerde fiyatların yükselmesi bekleniyor. Vergi artışlarının yalnızca sıfır araçlar değil, ikinci el araç piyasasını da doğrudan etkilemesi bekleniyor. Beklenen zam sonrası Togg T10X V1 RWD standart menzilin 1 milyon 440 bin liradan 1 milyon 636 bin 363 liraya; Tesla Model Y Long Range'nin 4 çeker 3 milyon 465 bin 581 liradan 3 milyon 790 bin 772 liraya yükseleceği tahmin ediliyor.
CHP Genel Başkanı Yardımcısı Özgür Karabat, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e tepki göstererek, "19 Mart darbesinin mali ayağını yöneten Mehmet Şimşek, vergi artışlarıyla halka zorbalık yapmaktadır" ifadelerini kullandı.
Kart harcamaları rekor seviyede, borçlar artıyor, şirketler art arda kapanıyor
Yurttaşlar temel ihtiyaçlarını bile kredi kartıyla karşılıyor. 2025 Temmuz itibarıyla kredi kartı borcu 2 trilyon 357 milyar liraya ulaştı. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2024 sonunda 1,8 trilyon lira olan kredi kartı borcu, 2025 Temmuz’da 2,3 trilyon liraya yükseldi. Sofralar borçla kuruluyor” dedi.
Geçim sıkıntısı büyüyor, borçlar katlanıyor. Toplam bireysel borç yükü 7 ayda 799 milyar TL yükseldi. Yılbaşından bu yana bireysel kart borçları 420 milyar TL arttı.
Diğer yandan şirketler hızla kapanıyor. TOBB verilerine göre, Türkiye'de Haziran ayında kurulan şirket sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11, kapanan şirket sayısı ise yüzde 27,1 artış gösterdi.
Bu yılın Ocak-Haziran döneminde kurulan şirket sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,9 azalışla 52 bin 22 oldu. Aynı dönemde kapanan şirket sayısı ise yüzde 14,6 artışla 13 bin 677’ye yükseldi.
Tüketici güveni Temmuz'da düştü
TÜİK ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliğiyle hazırlanan verilere göre, Tüketici Güven Endeksi, Temmuz 2025’te bir önceki aya göre yüzde 1,8 azalarak 85,1'den 83,5'e düştü. Endeksin 100’ün altında olması, tüketici güveninde kötümser durumu işaret ediyor.
Tüketici güven endeksini oluşturan dört alt endeksin tamamında Temmuz ayında azalma yaşandı: Mevcut dönemde hanenin maddi durumu endeksi, Haziran ayında 69,3 iken Temmuz’da 68,2’ye gerileyerek yüzde 1,6 azaldı. Gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi endeksi 85,8’den 84,6’ya düştü; bu kalemdeki düşüş oranı yüzde 1,4 olarak kaydedildi.
Türkiye, Yumurtalık-Kerkük hattı için yeni teklif sundu
Bağdat-Erbil arasında petrol ihracatı için uzlaşı sağlanmasının ardından Türkiye, Kerkük-Yumurtalık Anlaşması'nı yenilemedi ve yeni bir teklif sundu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Irak arasında 1973’ten bu yana yürürlükte olan Kerkük–Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı Anlaşmasının uzatılmamasına yani 2026 Temmuz'unda sona ermesine karar verdi.
Anlaşmanın iptali, Irak hükümetinin 5 gün önce Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile varılan yeni petrol anlaşması onaylamasının ardından geldi. Anlaşmaya göre IKBY günde 230 bin varil petrolü Irak devlet şirketi SOMO’ya devrecek, varil başına 16 dolar avans alacak. 50 bin varil yerel tüketime ayrılacak, maliyeti IKBY tarafından karşılanacak. İhracat yapılamazsa tüm üretim Irak hükümetine geçecek.
Bağdat-Erbil hattında bir yumuşamaya işaret eden bu anlaşma, Kerkük-Ceyhan Boru Hattı'nın yeniden devreye alınmasının önünü açabilir. Irak 11 yıl önce IKBY petrolünü Bağdat yönetiminin izni olmadan ihraç ettiği gerekçesiyle Türkiye'ye dava açmıştı. Türkiye para cezasına çarptırılsa da dava sonuçlanmış değil. Ancak bu nedenle 2023 yılından bu yana petrol hattı fiilen kapalı.
Nitekim Irak'ta varılan yeni anlaşma ve Türkiye'nin çıkmaza giren mevcut anlaşmayı iptal etmesinin ardından ilk adım atıldı. Anadolu Ajansı, Ankara ve Bağdat arasında Irak petrolünün taşınmasına yönelik daha kapsamlı bir anlaşma için görüşmelerin başladığını duyurdu.
Merkez Bankası kredi kartı faiz oranlarını indirdi
Merkez Bankası, TL cinsinden kredi kartı işlemlerinde uygulanacak aylık azami akdi faiz oranlarında aylık referans oranlarında indirime gitti. Aylık azami akdi faiz oranları hesaplanırken dikkate alınan aylık referans orana dönem borcu yirmi beş bin Türk Lirası ile yüz elli bin Türk Lirası arasında olan kredi kartları için daha önce 114 baz puan eklenirken yeni düzenlemeyle bu 89 baz puana indirildi.
'Muğla ormanlarının yüzde 70’i, topraklarının da yüzde 60’ı maden ruhsatı kapsamına alındı'
Zeytinliklerin maden faaliyetlerine açılmasına dair yasa hakkında konuşan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Muğla ormanlarının yüzde 70'inin topraklarının ise yüzde 60'ının maden ruhsatı kapsamına alındığını söyledi.
Aras, zeytinliklerin maden faaliyetlerine açılmasına ilişkin yasanın bütün itirazlara rağmen Meclis'ten geçtiğini belirterek, "Bu yasa turizmi doğrudan tehdit ediyor. Turizm ilimizin başat sektörü. Konaklama sektörü bu zincirin en kritik halkası. Konaklama olmazsa yeme-içme, eğlence ve denizcilik de sekteye uğrar. Ancak şu anda sektör ciddi bir darboğazda. Bu yüzden sektör temsilcilerinin taleplerine kulak veriyoruz ve su tarifeleri gibi konuları yeniden değerlendirmeye açacağız" dedi.
ECB, temel politika faizini piyasa beklentileri doğrultusunda sabit tuttu
Avrupa Merkez Bankası (ECB), mevduat faiz oranını yüzde 2, refinansman faizini yüzde 2,15 ve marjinal borçlanma faizini de yüzde 2,40 seviyesinde tuttu. ECB, yılın beşinci yönetim kurulu toplantısında alınan para politikası kararlarını açıkladı. ECB, bu yıl yapılan önceki dört toplantıda ise faizleri indirmişti.
Piyasa beklentileri de ECB'nin bu toplantıda faiz oranlarında değişikliğe gitmeyeceği yönündeydi. Euro Bölgesi'nde yıllık enflasyon haziran ayında yüzde 2 seviyesinde ölçülmüştü. ECB'nin bu kararı, ABD'nin Avrupa Birliği’ne (AB) uygulamayı planladığı tarifeler konusundaki belirsizlik ortamında alması dikkati çekti. ECB, geçmişte yapılan faiz indirimlerinin bu aşamada olası ekonomik gelişmelere karşı yeterli seviyede olduğu görüşüne sahip.
Borsalar teknoloji ve yapay zeka rüzgarıyla yeni rekorlar kırıyor
Ticaret savaşlarıyla ilgili belirsizliğe, jeopolitik gerginliklere rağmen dünyada borsa endeksleri teknoloji ve yapay zeka rüzgarıyla yüksek getiriler sağlıyor ve tarihi rekorlar kırıyor. Yapay zeka için işlemci üreten NVDIA, 4 trilyon dolar piyasa değeri barajını aşan ilk şirket oldu.
Wall Street'te Dow Jones, S&P500, Nasdaq endeksleri, başta İngiltere'de FTSE 100 olmak üzere Avrupa endeksleri yeni rekorlar kırdı. 24 Temmuz Perşembe kapanış itibarıyla S&P 500 endeksi arka arkaya dördüncü kez tüm zamanların en yükseğinden kapandı. Bu 2025 içinde ise 13 kez gerçekleşti. Hafta içinde S&P 500 6 bin, teknoloji hisselerinin ağırlıkta olduğu Nasdaq 21 bin ve İngiltere'nin FTSE 100 endeksi de 9 bin puanın üzerine çıktı.
24 Temmuz itibarıyla son bir haftada en yüksek getiriyi yüzde 4,27 ile Tokyo'nun Nikkei 225 endeksi sağlarken, Borsa İstanbul'un BİST 100 endeksi yüzde 3,11 ile ikinci oldu. Hong Kong Hang Seng endeksi yüzde 2,33, Şenzen bileşik endeksi de yüzde 2,26 yükseldi.
FTSE 100 yüzde 1,63, S&P 500 yüzde 1,06, Dow Jones ve Nasdaq da yüzde 0,8 seviyesinde yükseliş kaydetti.
Trump'ın yüzde 30 gümrük vergisi tehdidine Brüksel de yanıt verdi
Avrupa Birliği, ABD Başkanı Donald Trump'ın gümrük vergisi tehditlerine yanıt olarak, anlaşma sağlanamaması halinde 7 Ağustos'tan itibaren ABD mal ve hizmetlerine 93 milyar Euro'ya ulaşan yüzde 30'a varan vergilerle karşılık vermeye hazırlanıyor.
Japonya ile yüzde 15 gümrük vergisinde anlaşan Kanada'ya yüzde 35, Brezilya'ya ise yüzde 50 gümrük vergisi koyan Trump yönetiminin Avrupa'dan yapılacak ithalata yüzde 30 gümrük vergisi uygulama tehdidi Brüksel'i kızdırsa da, bürokratlar bir ticaret savaşını önlemek için çabalıyor. Ancak Trump'ın öngörülemezliği göz önüne alındığında anlaşma belirsizliğini koruyor.
Taraflar arasında bir anlaşma sağlanamaması halinde, ABD, 1 Ağustos'tan itibaren AB ülkelerinden gönderilecek ürünlere yüzde 30 gümrük vergisi uygulamayı planlıyor.
Gümrük vergileri fiyatlara yansıdı: ABD'de enflasyon yüzde 2,7
Trump'ın gümrük vergileri tüketicilerin cüzdanlarını etkilemeye başlıyor: ABD'de Haziran ayında enflasyon yüzde 2,7'ye yükseldi.
Gıda ve enerji fiyatlarındaki oynaklığı hariç tutan çekirdek enflasyon yüzde 2,9 oldu.
Uzmanlar, Trump'ın aylarca süren tehditleri, ileri geri hamleleri ve son dakika geri adımlarının ardından, gümrük vergilerinin etkilerinin gerçekten görülmeye başlayacağı ilk noktanın Haziran ayı olacağını vurgulamışlardı.
Ekonomistler, şirketlerin vergiler yürürlüğe girmeden önce stokladıkları stokları satmaları ve yüksek maliyetleri tüketicilere yansıtma konusunda tereddüt etmeleri nedeniyle enflasyon üzerindeki etkinin şimdiye kadar geciktiğine inanıyor. Haziran ayı verileri, maliyet transferlerinin başladığını gösteriyor.
Avrupa yapay zeka yarışını kaybediyor
ABD'nin "Muhteşem Yedili" olarak bilinen büyük teknoloji şirketlerinin muazzam yapay zeka büyümesinin etkisiyle Avrupa'nın kurumsal devlerinin çok önüne geçtiği belirtiliyor. ABD'de teknoloji hızla büyürken, Avrupa'nın önde gelen şirketleri (çoğunlukla geleneksel sektörlerde) inovasyon odaklı yeni ekonomiye ayak uydurmakta zorlanıyor. Kıtanın en büyük şirketleri, özellikle hızla gelişen teknoloji sektöründe, ABD'li rakiplerinin gerisinde kalıyor.
Temmuz ortası itibarıyla, Avrupa'nın en büyük yedi halka açık şirketinin (SAP, Novo Nordisk, Hermès, ASML, LVMH, Roche ve Nestlé) toplam piyasa değeri 2,2 trilyon dolar (1,73 trilyon Euro) seviyesinde bulunuyor ve bu rakam yılbaşından bu yana neredeyse aynı seviyede.
Buna karşılık, "Muhteşem Yedili" ise (Nvidia, Microsoft, Apple, Amazon, Alphabet, Meta ve Broadcom (Tesla yerine)), yıl başından bu yana yüzde 10,2 artışla 18,8 trilyon dolar (16,12 trilyon Euro) kümülatif değerlemeye ulaştı.
Suriye ekonomisini Batı'ya entegre ederek ayağa kaldırma çabasında...
Yaptırımların kaldırılmasının ardından Suriye ekonomisini dünyaya entegre etme çabaları sürüyor. ABD güdümündeki yeni Suriye yönetimi, bu ittifakların nemasını topluyor. Ekonomik izolasyon dönemi bitti, swift ile uluslararası bankacılık sistemine ilk kez bağlandı. Amerikan bankaları finans sistemini destekliyor. Ekonominin büyük dış desteğe ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Ülkenin yeniden inşasının 250 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor. Yıllar süren daralmadan sonra Dünya Bankası, bu yıl ekonominin yüzde 1 büyüyeceğini öngördü.
Diğer yandan Suriye'de ekonomik yapılanmaya yönelik sürecin "gölge" bir komite tarafından yürütüldüğü ve üyeleri arasında HTŞ lideri Şara'nın kardeşi Hazim Şara'nın da bulunduğu belirtildi. Komitenin adımları doğrultusunda Suriye'deki sermaye el değiştirmeye başladı.
Komitenin görevi, Beşar Esad dönemi ekonomisinin çerçevesinin tanımlanması ve neyin korunup neyin yeniden yapılandırılmasına karar verilmesi olarak belirtiliyor. Yetkileri arasında, servetini yasadışı yollardan edinmiş olduğuna kanaat getirilen patronların yargıya havale edilmesi, şirketlere doğrudan el konulması var. Ekonominin işleyişinin sekteye uğramaması için bu yollara başvurmak yerine daha “barışçıl” bir yöntem izleniyor ve Esad döneminde aktif olan kişilerle gizli anlaşmalar yapılması tercih ediliyor.
Rusya ekonomisi 40 aylık savaşın ardından çöküşün eşiğinde mi?
Rusya ekonomisinin 40 aylık savaşın ardından ekonominin çöküşün eşiğinde olduğu belirtiliyor. İspanyol El Pais gazetesinde yer alan habere göre, 2023 ve 2024'teki savunma harcama ve üretimi kaynaklı ekonomik canlılık artık geride kaldı. Rus ekonomisinin motoru, Kremlin'in de kabul etmeye başladığı gibi açıkça tekliyor.
Enflasyon yüksek, ikinci ve üçüncü çeyreklerde daralma bekleniyor. Ekonomi stagflasyonun eşiğinde… Savunma sanayi dışında işsizlik var, fiyatlar yükseliyor, ücretler ve ödemeler yapılamıyor.
Thames Water'ın yeniden devletleştirilmesi gündemde
İngiltere'nin en büyük su ve kanalizasyon şirketi Thames Water iflasın eşiğine gelince yeniden devletleştirilmesi gündeme geldi. Borç toplamı 14 milyar sterline ulaşan ve abonelerine hizmette sıkıntılar yaşayan Thames Water'ın geçici olarak devletleştirilmesi hazırlıkları sürüyor. İngiltere Enerji Bakanı Steve Reed, hükümetin bu yönde hazırlıklarını sürdürdüğünü ve kapıda bekleyen alacaklı şirketler için şirkete 5,3 milyar sterlin taze fon katkısı vereceklerini belirtti.
1989 yılında özelleştirilen Thames Water, ağırlıklı olarak Londra ve çevresinde olmak zere 16 milyon kişiye su, atık su ve kanalizasyon hizmeti veriyor.
Su özelleştirmesi İngilizleri pişman etti
İngiltere'de bir araştırma raporu, ülkenin 1980'lerde özelleştirilen su dağıtım sistemine dair karanlık bir tablo çiziyor. Özelleştirmenin getirdiği sorunlar şöyle: Verimsizlik, çevresel standartların dikkate alınmaması, kaçaklar ve düşük su kalitesi. Çevre Bakanı Steve Reed bu konuda ilk adımı attı. Mevcut Su Hizmetleri Düzenleme Kurumu feshedilecek ve tamamen yeni bir yapı tesis edilecek.
The Economist dergisi, aşırı yüklü kanalizasyon ve arıtma tesislerinin özellikle ağır yağışlarda arıtılmamış atık suları nehirlere ve denizlere boşaltmasının bıkkınlık verici olduğunu belirterek, "Düzenleyici bir kuruluş olan Çevre Ajansı (EA), 18 Temmuz'da, 2024 yılında balıkları öldürme veya denize girenlere zarar verme olasılığı yüksek 75 'ciddi' kirlilik olayı yaşandığını bildirdi. Bu sayı bir önceki yıl göre 47'ydi. Ekonomistleri, mühendisleri ve çevre bilimcilerini bir araya toplamak mantıklı görünüyor. Fakat etkili bir değişim görmemiz yıllar alacak” diye yazdı.
The Guardian ise, Thames Water'ın yurttaşların vergileriyle kurtarılmayı hak edecek hiçbir şey yapmadığını, iflas etmesi gerektiğini belirterek, “Kızgın müşterilerin, önümüzdeki beş yıl içinde üçte bir yükselmesi beklenen faturaları ödemeyi sürdürmekten başka çareleri yok. Öte yandan yaz kuraklıklarının ve kış sellerinin yaşandığı yeni bir döneme girmekteyken, böylesi bir servetin bu kadar berbat yönetilmesine nasıl izin verildiğini sorguluyorlar" dedi.
Fransa'da tarım yasasına karşı rekor imza
Fransa’daki yeni tarım yasasına karşı kadın bir üniversite öğrencisi tarafından başlatılan ve yalnızca iki hafta içinde 1,7 milyon kişi tarafından imzalanan dilekçe, hükümet üzerindeki baskıları artırdı. “Loi Duplomb” adı verilen yasa, pestisit maddelerinin kullanılmasına ilişkin çevre düzenlemelerini gevşetiyor ve bunlar arasında Acetamiprid de var. Fransa’da birkaç yıldır yasaklı olmasına rağmen bu maddenin başka AB ülkelerinde kullanılmasına izin veriliyor.
Libération gazetesi, Fransızların bu şekilde harekete geçmesini memnuniyet verici bulduğunu yazdı ve şöyle devam etti:
“Bu durum, yurttaşların politikaya ilgisini yitirdiği ve politikadan uzaklaştığı yönündeki yaygın kanıyla çarpıcı bir şekilde çelişiyor. Yurttaşların aktif biçimde kullandığı yeni bir katılımcı demokrasi aracı ortaya çıktı. Tarım ve gıda sektörünün ekonomi lobileri, her zamanki gibi perde arkasında etkilerini sürdürerek işleri kendi bildikleri şekilde yürütebileceklerini varsaymışlardı. Ancak bu beklentileri büyük oranda boşa çıktı.”