Levent Gürses - Ekonomiye yeni tehdit; İsrail-İran savaşı…

Ekonomiye yeni tehdit; İsrail-İran savaşı…
Levent Gürses
İsrail’in saldırıları ve İran’ın karşılık vermesiyle başlayan Ortadoğu’daki savaş, bölgedeki jeopolitik riskleri artırırken, özellikle enerji maliyetleri ile Türkiye ekonomisi üzerinde baskı yaratmaya başladı. İsrail-İran savaşıyla petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki yükseliş, hem enflasyon hem de cari denge açısından ekonomi programını daha da zorlayacağa benziyor.
Özellikle çatışmaların uzun süreli olması, ABD’nin savaşa dahil olması ve buna karşılık İran’ın küresel petrol ve doğal gaz arzında önemli bir payı olan Hürmüz Boğazı’nı kapatması ihtimalinin fiyatları keskin biçimde yükselteceği beklentisi dikkate alındığında enerji fiyatlarındaki başlayan ve devam etmesi muhtemel artışın taşımacılık ve üretim maliyetlerine yansıması bekleniyor.
Bayraktar: Doğalgaza yansıması olur
Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar, son gelişmelerle ilgili olarak, Türkiye’nin İran’dan 2019’dan bu yana herhangi bir petrol alımı yapmadığını, doğalgaz ithal edildiğini ve bu süreçte doğalgaz fiyatlarında da bir artış olabileceğini belirtti.
Bayraktar, “Dünyadaki arzla alakalı bir olumsuz durum yaratması söz konusu olabilir. Zaten fiyatlar hemen kendini gösterdi. Bir parça yukarı çıkıyor. Daha da yukarı çıkabilir mi? çıkabilir. Ama arz tarafında biz bir sorun görmüyoruz. Bize en önemli etki makro anlamda ithalat kalemindeki artış ile olur. 60 dolarlardaki petrol 76 dolara kadar yükseldi. Doğalgaza yansıması olur. Doğalgazda ve arz güvenliğinde sıkıntı görmüyoruz. Biz İran’dan gaz alıyoruz, petrol almıyoruz” diye konuştu.
Brent petrolün varili 78,85 dolara çıktı
Petrol fiyatlarının savaşla birlikte kendini 80 dolar seviyesine atması Türkiye ekonomisinde yeni bir enflasyonist baskı unsuru oldu. Ağustos vadeli Brent petrolünün varili 20 Mayıs’ta 64,76 dolarda iken, 19 Haziran Perşembe günü 78,85 dolardan kapandı. Bu bir ayda yüzde 22 artış demek. Savaşın devam ettiği bir haftada 19 Haziran Perşembe itibarıyla Brent petroldeki artış yüzde 3,7 oldu.
Hürmüz Boğazı ile ilgili gelişmeler izleniyor
Diğer yandan, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatması, enerji geçişini ablukaya alması halinde petrolün varilinin 120 dolara kadar çıkabileceği belirtiliyor.
Petrol arzı için dünyadaki en kritik geçiş yolu olan Hürmüz Boğazı 55 - 95 kilometre genişliğinde… Basra Körfezi'ni Arap Denizi'ne bağlayan Hürmüz Boğazı'ndan günde yaklaşık 20 milyon varil petrol ve petrol ürünü geçiyor ve bu da küresel petrol sevkiyatlarının yaklaşık beşte birini oluşturuyor.
Su yolunda abluka İran için son seçenek
Ancak uzmanlar, Hürmüz Boğazı’nda herhangi bir ablukanın İran için son seçenek olduğunu ayrıca büyük bölümünün Umman karasularında yer aldığını ve İran’ın kapatamayacağı kadar geniş olduğunu hatırlatıyor.
Gemilerin Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman üzerinden alternatif rotaları da izleyebileceği vurgulanırken, Bahreyn'deki ABD Beşinci Filosu'nun varlığının dikkate alınması gerektiğini de savunuyorlar.
“Hürmüz Boğazı’nın kapatılması seçeneklerimiz arasında”
Son olarak, İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Üyesi Behnam Saidi’nin İsrail’in saldırılarına karşılık olarak “Hürmüz Boğazı’nın kapatılması da seçeneklerimiz arasında yer alıyor” açıklaması Perşembe günü petrolü yukarı çeken unsurlardan oldu. Ağustos vadeli Brent petrolünün varili yüzde 2,8 değerlenerek 78,85’e çıktı.
Doğal gaz fiyatlarında sert yükseliş
Doğalgaz fiyatlarında sert yükseliş de dikkat çekici oldu. 12 Haziran itibarıyla haftalık bazda doğal gaz yüzde 14,25 değer kazandı.
Özellikle sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ve petrol tedariki için kritik geçiş noktası olan Hürmüz Boğazı üzerinden yapılan sevkiyatların aksayabileceğinden, gemilerin boğazı kullanmaktan kaçınması durumunda ise sevkiyatlarda gecikmeler yaşanabileceğinden endişe ediliyor.
Motorine bir haftada beş lira zam geldi
Nitekim, ham petrol fiyatlarındaki artış akaryakıt fiyatlarına hemen yansıtıldı. Art arda yapılan son zamlarla bir haftada İstanbul’da benzine 3 lira, motorine ise 5 lira zam geldi.
12 Haziran’da İstanbul’da benzinin litre fiyatı 46,96 lira, motorinin litre fiyatı ise 46,27 lira seviyesinde bulunuyordu. 19 Haziran’da benzinin litresi 49,99 lira, motorinin litresi ise 51,39 liraya çıktı.
Türkiye ekonomisine 5 koldan tehdit
Türkiye ekonomisine dönecek olursak, petrol fiyatlarındaki artışın enflasyonu yukarı yönlü etkileyebileceği kesin gibi, ayrıca turizm gelirlerinde bir gerileme bekleniyor ve Türkiye’den bir sermaye çıkışının da söz konusu olabileceği belirtiliyor.
Dünya gazetesi yazarı Naki Bakır, “Türkiye ekonomisine 5 koldan tehdit” başlıklı yazısında durumu şu şekilde değerlendirdi;
“Devamı olasılığına bağlı büyük riskler doğuran savaş, Türkiye ekonomisini enerji fiyatlarında artış, turizmde düşüş, ticaret koridorlarındaki aksama, borsada kayıplar ve sermaye akımlarının durması- sermaye kaçışı şeklinde başlıca 5 koldan tehdit ediyor. Enerji ithalat faturası ve dış ticaret açığında büyüme, dövizde artış ve enflasyonun yeniden azması olasılığı, ekonomik sorunların ağırlaşmasına davet çıkarıyor.”
Borsa İstanbul hariç...
19 Haziran’da altıncı gününde olan İsrail-İran savaşı; küresel hisse senedi piyasalarını o kadar sert biçimde etkilemedi. Tabii ki Borsa İstanbul hariç... BİST 100 endeksi 19/6 itibarıyla bir haftada yüzde 2,25 düşerken yılbaşından beri kayıp yüzde 7,41 oldu, Buna karşılık bizzat savaşan ülke İsrail’de TA 35 endeksi bir haftada yüzde 5,21 gibi bir artış gösterdi.
Küresel gösterge niteliğindeki MSCI World endeksi haftalık yüzde 0,25 geriledi. Almanya’da DAX yüzde 1,95, Fransa’da CAC 40 yüzde 1,71 düştü. Wall Street’te Dow Jones, S&P 500 gibi endeksler haftalık bazda hemen hemen değişmedi. En büyük haftalık kayıp yüzde 4 ile Tayland ve Endonezya’da oldu.
Platin ve gümüş de yükselişte…
Hafta içinde değerli metaller arasında en çok yükseliş platin ile gümüşte oldu. 12 Haziran itibarıyla platin bir haftada yüzde 5 seviyesinde yükselirken, gümüşün onsu Çarşamba günü 37,28 dolara çıkarak son 13 yılın en yüksek seviyesini test etti.
TCMB, Haziran’da faiz artırmadı, Temmuz bekleniyor
Haftanın diğer önemli gelişmeleri şöyle sıralayabiliriz:
Savaşın ekonomiye etkileri dışında haftanın en önemli gelişmesi; Merkez Bankası’nın politika faizini sabit tutması oldu. TCMB, Mart’ta 42,5 seviyesine gerileyen faiz Nisan’da yüzde 46’ya çıkarmıştı. Uzmanlar, TCMB’nin Temmuz ayı toplantısında faiz indirimlerine başlayabileceği öngörüsünde bulundu.
Faiz kararını değerlendiren ekonomist Uğur Gürses, Temmuz ayında Merkez Bankası’nın sembolik bir faiz indirimi yapabileceğini, ekonomide bir yavaşlama ve enflasyon eğiliminde yavaşlama olduğunu belirterek, “Bu savaştan dolayı anladığım kadarıyla bir frene bastılar. Politika faizini sembolik olarak 45’e düşürebilirlerdi. Açıklamada, ‘sıkılaştırma’ tabirlerini çıkarmışlar. Görünen fotoğraf şu: Temmuz ayında faiz indirimi yapacak. Eğer jeopolitik olarak ve içeride olağanüstü bir şey olmazsa Merkez Bankası faizi 42,5’e döndürebilir” dedi.
Prof. Dr. Kozanoğlu: Yüksek faiz enflasyonu besleyebilir, stagflasyona dikkat
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, Birgün gazetesinde faiz kararını ve ekonominin gidişatını değerlendirdiği yazısında şöyle dedi:
“Bilindiği gibi Mehmet Şimşek’in enflasyonu düşürmesi reçetesi ancak faizleri yüksek tutarak sıcak paraya cazip bir ortam yaratmaya ve yereldeki tasarruf sahiplerini TL’ye yöneltmeye dayanıyor. Bu kurgu çerçevesinde zaten işler pek yolunda gitmezken, 19 Mart operasyonu geldi ve 50 milyar doları aşkın şok bir rezerv kaybının ardından ister istemez bir ara toplantıyla faizler yükseltildi.
Şimdi bir de gündemde, İsrail’in İran’a saldırısıyla tetiklenen savaş ve çatışma süreci var. Bu küresel ortam da faiz indirimini menediyor. Böyle bir kaos ortamında faizleri iyice yüksek tutmadan dövizi zapt etmek zorlaşıyor. Hele bir de bölge çatışma halindeyken, ister istemez turizm gelirlerinin düşeceğini, böylelikle döviz arzının daralacağını, dış ticarette taşıma bedellerinin sıçrayacağını düşünürseniz, ortaya iyice kötümser bir tablo çıkıyor.
Yüksek faizler kısa vadede bir şok etkisiyle enflasyonu dizginleyebilir. Ancak süre uzadıkça; hem faizin bir maliyet unsuru olarak fiyatlara yansıması, hem de yatırımların kesintiye uğraması sonucu arzın daralmasıyla, tam tersine enflasyonu besleyici bir dinamik ortaya çıkar. Tüm bu etmenlerin ekonomiyi sürükleyeceği akıbet, enflasyonla durgunluğun bir arada yaşandığı bir “stagflasyon” sürecine girilmesidir.”
Yabancı bankalar da Temmuz’da faiz indirimi bekliyor
Yabancı yatırım bankaları da faiz indirim sürecinin Temmuz’dan itibaren başlayabileceğini belirtiyor. JP Morgan, TCMB’nin 24 Temmuz’dan itibaren yılın 2. yarısında her toplantıda 250 baz puanlık indirimle yıl sonunda politika faizini yüzde 36’ya çekeceği yönündeki beklentisini koruduğunu açıkladı.
Citibank ekonomistlerinin yatırım notunda ise, öngörülemeyen şoklar olmadığı takdirde, Temmuz ayında 250 baz puanlık indirim gelebileceği ve yıllık enflasyonun 2024’teki yüzde 44,4’ten 2025’in sonuna kadar yaklaşık yüzde 30’a düşmesinin beklendiği belirtildi.
Deutsche Bank’ın yılsonu faiz tahmini % 37,5, dolar kuru 45 TL
Deutsche Bank Türkiye Ekonomisti Yiğit Onay, CNBC-e’ye yaptığı açıklamada, TCMB’nin Haziran’da sabırlı davrandığını, Temmuz ayı için de faiz indirimi sinyali verdiğini, Temmuz’da finansal koşullarda rahatlama olması halinde 250 baz puanlık bir faiz indirimi hamlesi beklediklerini söyledi.
Onay, bankanın yılsonu faiz tahmininin piyasa beklentisinin üzerinde olduğunu belirterek, “Yılsonuna kadar da kademeli bir şekilde faizlerin yüzde 37,5 seviyesine inmesini bekliyoruz” dedi. Onay, yılsonu için dolar/TL kuru tahmininin 45 TL seviyesinde olduğunu belirtti.
TCMB anketi: Piyasanın enflasyon ve dolar tahmini değişti
TCMB’nin Haziran ayı Piyasa Katılımcıları Anketi yayımlandı. TÜFE’de artış beklentisi yılsonu için yüzde 30,35’ten 29,86’ya, 12 ay sonrası için yüzde 25,06’dan 24,56’ya ve 24 ay sonrası için yüzde 17,77’den 17,35’e geriledi. Katılımcıların yılsonu dolar/TL beklentisi 43,6984’den 43,5731’e düşerken, 12 ay sonrası dolar/TL beklentisi ise 46,6185’ten 47,0352’ye yükseldi.
FED de faiz artırmadı; Trump, Powell’a “aptal” dedi
Haftanın diğer önemli gelişmesi; ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz oranlarını beklentilerle uyumlu olarak yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit bırakmasıydı. FED, ortalama faiz beklentilerini 2025 yılı için yüzde 3,9’da sabit bırakırken, 2026 yılı için yüzde 3,4’ten yüzde 3,6’ya, 2027 içinse yüzde 3,1’den yüzde 3,4’e revize etti.
ABD Başkanı Trump, FED Başkanı Jerome Powell’ı sert sözlerle eleştirerek faizlerin 2,5 puan düşmesi gerektiğini savundu. Trump, Powell’ı “Amerika’nın utancı” ve “hükümetteki en aptal kişilerden biri” olarak nitelendirdi.
“Avrupa 10 kez faiz indirdi, biz hiç”
Trump, “Çok geç” ifadesini kullandı ve şöyle devam etti, “Jerome Powell, ülkemize yüzlerce milyar dolara mal oluyor. Gerçekten hükümetteki en aptal ve en yıkıcı kişilerden biri ve Fed Yönetim Kurulu da suç ortağı.”
Trump, Avrupa’da 10 kez faiz indirimi olduğunu, ABD’de ise hiç olmadığını vurguladı.
Cari açık son iki yılın en yüksek seviyesinde
TCMB verilerine göre, Nisan 2025’te cari işlemler hesabı 7 milyar 864 milyon dolar açık verdi. Böylelikle cari açık, Şubat 2023’ten bu yana en yüksek seviye olarak gerçekleşti. 12 aylık birikimli cari açık 12,8 milyar dolardan 15,8 milyar dolara yükselirken, altın ve enerji hariç cari fazla 1,9 milyar dolar azalarak 49,5 milyar dolara geriledi. Mevsimsellikten arındırılmış verilere göre cari dengede önemli bir bozulma gerçekleşti. Bunda mal dengesine ilişkin geçici unsurlar rol oynadı.
12 aylık bütçe açığı 2,3 trilyon lira oldu
Merkezi yönetim bütçe dengesi Mayıs ayında kurumlar vergisi tahsilatının etkisiyle 235,2 milyar TL fazla vererek Hazine nakit dengesinin (247,1 milyar TL) sınırlı altında kalırken, geçtiğimiz yılın aynı ayındaki fazlanın (219,4 milyar TL) üzerinde gerçekleşti.
Faiz dışı olarak ise Mayıs ayında 346,4 milyar TL fazla verildi; 2024 yılının aynı döneminde 330,1 milyar TL fazla verilmişti. Yılın ilk beş ayında bütçe açığı 650,3 milyar TL, 12 aylık birikimli olarak bütçe açığı 2,3 trilyon TL, faiz dışı bütçe açığı da 653,5 milyar TL olarak gerçekleşti.
Özel sektörün yurt dışı borcu Kasım 2019’dan beri en yüksek seviyede
Özel sektörün yurt dışı kredi borcu Nisan’da aylık 2,7 milyar dolar artışla 185,9 milyar dolara çıkarak, Kasım 2019’dan bu yana en yüksek seviyede gerçekleşti. Kredi borcunun bir yıla kadar olan vade dağılımında Haziran 2025 – Nisan 2026 döneminde ödenecek toplam borç 48,9 milyar dolar.
Reel sektörün toplam borcu 3,2 milyar dolar artışla 106,4 milyar dolara yükselirken, bankaların aylık 0,8 milyar dolar azalışla 70,4 milyar dolar, banka dışı finansal kuruluşların ise 0,2 milyar dolar artışla 9,2 milyar dolar oldu.
Baykar, İsrail’e silah satan Leonardo şirketi ile ortak girişim kurdu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Baykar, İsrail’e silah satmasıyla gündeme gelen ve dünyanın farklı şehirlerinde protesto edilen İtalya merkezli Leonardo şirketi ile ortak girişim kurdu. İmza töreninde konuşan Bayraktar, “Leonardo ile olan bu ortaklık, bir işbirliğinden daha fazlasıdır” dedi. İki şirket, 6 Mart’ta insansız teknolojilerde ortaklık anlaşması imzalamışlardı.
TCMB rezervleri 159 milyar doları aştı
Merkez Bankası’nın döviz ve altın rezervlerindeki yükseliş eğilimi 13 Haziran haftasında da devam etti. Bankanın haftalık verilerine göre, döviz rezervleri 2 milyar 438 milyon dolar artarak 70 milyar 306 milyon dolardan 72 milyar 744 milyon dolara çıktı.
Kredi kartı alacakları ve takipteki alacaklarda yükseliş sürüyor
Bankalarda bireysel kredi kartı alacakları yüzde 0,2 artarak 2,2 trilyon liraya yaklaşırken, takipteki alacaklar da 412 milyar lirayı aştı. Ticari kredide tasfiye olunacak alacaklar yüzde 57,3 büyüdü. Bir yılda 2 milyon kişi daha kredi borçlusu haline geldi. Artış, hanehalkı borçluluğunun ve geri ödeme risklerinin yükseldiğinin işareti olarak yorumlanıyor.
Kamuda israf rekoru
Milyonlarca yurttaşı yoksulluğa mahkûm eden krize rağmen kamunun muslukları daha da açıldı. Birgün gazetesinden Mustafa Bildircin’in haberine göre, bütçeden 5 ayda 9,1 milyar TL’lik kira, 583,8 milyon TL’lik temsil ödemesi yapılırken “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gizli kasası” olarak nitelendirilen gizli hizmet gideri kaleminden 5,5 milyar TL kullanıldı.
Sanayide çalışan sayısı Nisan’da düştü
TÜİK ücretli çalışan istatistiklerine göre, sanayide çalışan kişi sayısı Nisan 2025’te bir önceki yılın aynı ayına göre 66 bin 883 kişi düştü. İnşaat ve hizmet sektöründeki istihdam artışıyla birlikte toplam ücretli çalışan sayısı yıllık yüzde 2,4 arttı.
Türkiye ve dünyada diğer önemli gelişmeler…
- TÜİK’e göre, perakende ticaret satış hacim endeksi nisanda yıllık yüzde 9,6 artarken, aylık bazda ise yüzde 3,1 azaldı. Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi Nisanda aylık yüzde 0,8, yıllık olarak ise yüzde 32,7 arttı.
- TÜİK verilerine göre, takvim etkisinden arındırılmış toplam ciro endeksi, 2024 Nisan ayında önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32,7 yükseldi. Sanayi sektöründe ciro endeksi, Nisan 2024’te geçen yılın aynı ayına göre yüzde 22,7 oranında artış gösterdi.
- OECD verilerine göre Türkiye, 2015’ten bu yana kira fiyatlarında yüzde 89 artışla en çok artışı gören ülke oldu.
- Türkiye’nin makine ihracatı, 2025’in ilk 5 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,2 düşerek 11,5 milyar dolara geriledi. En fazla ihracat Almanya’ya yapılırken, içten yanmalı motorlar 1 milyar doları aşarak en yüksek dış satım kalemi oldu.
- TÜİK verilerine göre, inşaat üretimi Nisan’da bir önceki aya göre yüzde 1,6 düştü. Böylece inşaat üretimi üst üste 4 ay düşmüş oldu.
- İngiltere Merkez Bankası (BoE), politika faizini yüzde 4,25’te sabit bırakarak değiştirmedi. Öte yandan, İngiltere’de TÜFE mayısta aylık yüzde 0,2 artarken, yıllık değişim yüzde 3,5’ten yüzde 3,4’e geriledi.
- Brezilya Merkez Bankası politika faizini sabit tutacağı yönündeki piyasa beklentilerinin aksine 25 baz puan artırarak yüzde 15,0’e yükseltti.
- ABD’de işsizlik maaşı başvuruları 14 Haziran ile biten haftada 245 bin ile piyasa beklentisine paralel gerçekleşti. Önceki hafta 250 bin idi.
- ABD’de perakende satışlar Mayıs’ta aylık yüzde 0,9 ile beklenenden fazla geriledi. Beklenti yüzde 0,6 düşüştü. Özellikle otomotiv satışlarındaki yüzde 3,5’lik gerileme dikkat çekti.
- ABD’de Mayıs sanayi üretimi aylık yüzde 0,2 gerileyerek son üç ayda ikinci kez daraldı. Nisanda yüzde 77,7 olan kapasite kullanım oranı Mayıs’ta yüzde 77,4’e gerileyerek tarihsel ortalamanın altında kaldı.
- Rusya Ekonomik Kalkınma Bakanı Reşetnikov, ülke ekonomisinin resesyona girmenin eşiğinde olduğunu belirterek iş dünyasındaki soğumaya dikkat çekerek, yatırımlardaki yavaşlama ve yüksek faiz oranlarının ekonomik durgunluğu tetiklediğini ifade etti.
- Japonya’da arz sıkıntılarının yaşandığı pirinçte fiyatlar Mayıs ayında yıllık bazda yüzde 98 artarken, ülke uzun yıllar sonra ilk defa Güney Kore’den pirinç ithal etmek zorunda kaldı.
- Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), Euro Bölgesi ve Avrupa Birliği’nin (AB) Mayıs ayı enflasyon nihai verilerini yayımladı. İlk açıklamada olduğu gibi, Euro Bölgesi’nde Nisan’da yüzde 2,2 olan yıllık TÜFE, Mayıs’ta yüzde 1,9’a indi.
- Euro Bölgesi sanayi üretimi nisanda aylık yüzde 2,4 geriledi. Beklenti yüzde 1,7 düşüş idi. Mayıs ayında üretim tekrar pozitife dönebilir.
- Çin’de sanayi üretimi Mayıs’ta yıllık yüzde 5,8 arttı. Beklenti yüzde 6,0 idi, Nisan’da yüzde 6,1 artmıştı.
- OECD’ye göre, kuraklıktan etkilenen kara alanı son 120 yılda iki katına çıkarken, ekonomik ve insani maliyetler hızla artıyor. 2035’te yaşanacak ortalama bir kuraklığın bugüne kıyasla en az yüzde 35 daha maliyetli olması bekleniyor.