Levent Gürses - 12 günlük savaş fırtınasının ekonomiye etkisi

12 günlük savaş fırtınasının ekonomiye etkisi
Levent Gürses
12 gün süren İran-İsrail savaşı, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerini bombalamasının ertesinde, ABD Başkanı Donald Trump’ın zorlamasıyla sağlanan ateşkes ile sona erdi. Aslında kimi uzmanlar, 24-25 Haziran tarihleri arasındaki NATO zirvesi nedeniyle ara verildiğini savunuyor. İran’ın zayıflaması ve yalnız kalması, İsrail’in savaş konusunda istekliliği, Trump’ın “iran nükleerde ısrar ederse savaş yeniden başlar” sözleri gibi unsurlar var. Neticede ateşkes sürüyor, İsrail de İran da “zafer ilan etti.”
Piyasalar da eski haline dönüyor. Küresel petrol akışının yüzde 20’sinin geçtiği Hürmüz Boğazı’nın kapatılmaması enerji piyasalarını rahatlattı. ABD’nin İran’ın nükleer çalışmalarının yapıldığı Forto ve diğer santrallarını bombaladığı gece petrol fiyatları keskin biçimde 8 dolar değer kaybetti.
Eylül vadeli Brent petrolünün varili 23 Haziran’ı 24’üne bağlayan gece 76,06 dolardan 68,06 dolara düştü. Brent petrol savaş nedeniyle, en yüksek 77,08 dolara kadar çıktı. Ancak ateşkes ile birlikte rüzgar tersine döndü, bu seviyeden 26 Haziran itibarıyla yüzde 13,5 değer yitirdi.
Akaryakıt fiyatlarında görülmemiş dalgalanma
Petroldeki düşüş Türkiye’de de akaryakıt fiyatlarında görülmemiş bir dalgalanma yarattı. Savaştan önce 11 Haziran’da kurşunsuz benzinin litresi 46,91 ve motorin de 46,22 liraydı. Ancak, petrol fiyatlarının yükselmesiyle ile arka arkaya yapılan zamlarla 21 Haziran’da İstanbul Avrupa yakasında benzinin litresi 51,51 ve motorin de 53,09 liraya çıktı. 10 gün içinde benzine yüzde 9,8 motorine de yüzde 14,9 zam yapılmış oldu.
26 Haziran Perşembe günü ise, medyada “akaryakıta dev indirim” başlığı ile benzinin litresinde 2 lira 63 kuruş, motorinde de 4 lira 3 kuruş indirim geldiği duyuruldu. Kurşunsuz benzinin litresi 48,88 ve motorin de 49,06 liraya indi. Akaryakıt fiyatlarına savaşın maliyeti şimdilik litrede 2 lira civarında zam oldu.
Haziran enflasyonuna etkisi 1,4 puanı bulacak
Kuşkusuz bu durum Haziran enflasyonuna yansıyacak. OECD ülkeleri arasında Nisan itibarıyla enerji enflasyonunda yüzde 44,8 ile açık ara birinci olan (bizden sonra yüzde 10,9 ile Şili geliyor) Türkiye’de TÜİK açıklamasına göre Mayıs itibarıyla da yıllık enerji enflasyonu yüzde 44,2...
Ekonomist Alaattin Aktaş, sosyal medyada konuya dikkat çekerek, “Haziran enflasyonu için olan oldu” dedi ve akaryakıt zamlarının mevcut fiyatlara göre Haziran enflasyonuna “doğrudan” etkisinin 0,27 puan olacağını, bunun dört katı kadar da “dolaylı” etki ve “bahane” etkisi yaşanarak toplam etkinin 1,3-1,4 puanı bulacağını vurguladı. Aktaş, “Dolayısıyla Haziran enflasyonunun yüzde 2,5’in altında kalması mucize olur” dedi.
Ateşkes küresel borsalara yaradı
Ortadoğu’da ateşkes dünya borsalarına iyi geldi. Wall Street’te endeksler haftayı yükselişle bitirdi. S&P 500 endeksi 26 Haziran itibarıyla haftalık yüzde 2.9 yükseldi ve 6,144 puan ile tüm zamanların rekoruna yaklaştı. Endeks Şubat başında 6,147 puanı görmüştü. Dow Jones yüzde 2,8 ve teknoloji hisselerinin yoğun olduğu Nasdaq yüzde 3,7 yükselişle haftayı bitirdi.
Yükselişte teknoloji hisseleri etkili oldu. AMD yüzde 12,04, NVDIA 7,77, Intel 6,74, Meta 6,41 değer kazandı.
NVDIA en değerli şirket oldu
Yapay zeka patlamasından en büyük payı alan işlemci üreticisi NVDI piyasa değeri bakımından yeniden dünyanın en değerlisi oldu. 26 Haziran itibarıyla NVDIA’nın piyasa değeri 3,77 trilyon dolar iken, Microsoft’un trilyon dolar, Apple da 3,01 trilyon dolarda bulunuyor.
Geçen hafta en çok yükselişi Japonya’nın Nikkei 225 endeksi yüzde 4,68 ve Suudi Arabistan’ın Tedavül endeksi yüzde 4,31 ve Çin’in Shenzen Bileşik endeksi yüzde 4,22 ile gösterdi. Dünya endekslerinin ortalaması MSCI World yüzde 2,73 yükselirken, Avrupa karışık seyretti. Almanya DAX endeksi yüzde 1,28 yükselirken, İngiltere FTSE 100 endeksi ile Fransa CAC 40 endeksi yüzde 0,4 geriledi.
Türkiye’de BİST 100 endeksi de yüzde 1,06 yükselişle haftayı tamamladı.
Korku endeksinde rahatlama ile sert düşüş
Haftanın önemli gelişmelerinden biri de, küresel piyasalarda dalgalanma beklentilerinin bir ölçüsü olan ve korku endeksi olarak bilinen VIX endeksinin yüzde 25 gerilemesi oldu. 19 Haziran’da 22,17 değerine çıkan endeks, 26 Haziran Perşembe günü 16,59’a indi. Bu da küresel piyasalarda en azından şimdilik savaş kaygısının geride kaldığını gösteriyor.
Altın yükselirken, gümüş çıkıyor
Küresel piyasalarda altın değer yitirirken, ABD Doları da geriliyor. Savaşın sona ermesiyle altının güvenli liman özelliğinin azalması, ABD Merkez Bankası’nın (FED) Temmuz’da faiz indireceği ve Başkanı Jerome Powell’ın Trump’ın baskılarıyla istifa edeceği beklentileri 26 Haziran itibarıyla bir haftada spot altının onsunun yüzde 1,5 değer yitirerek 3,318 dolara inmesine neden oldu. Gümüş, altından ayrıştı ve arz sıkıntısı, teknoloji sektöründen gelecek talep beklentileriyle değer kazandı. Spot gümüşün onsu 36,63 dolara çıktı.
Euro, dolar karşısında 4 yılın zirvesine çıktı
Diğer yandan, Trump’ın, FED Başkanlığı için yeni bir ismi Eylül-Ekim aylarında seçip açıklamayı değerlendirdiği yönündeki haber nedeniyle dolar değer kaybetti, 26 Haziran Perşembe günü dolar endeksi 97,076’yla son 3 yılın en düşük seviyesini gördü. Euro/Dolar paritesi 1,1743’le Eylül 2021’den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
Geçen hafta Trump, Powell’a bir kez daha ağır eleştirilerde bulunarak, “Çok aptal bir insan olduğunu düşünüyorum. Zeka seviyesinin yaptığı iş için düşük olduğunu söyleyebilirim” dedi.
Haftanın diğer önemli gelişmeleri şöyle:
Avrupa’da yoksulluğun zirvesindeyiz
Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat’ın verilerine göre Türkiye Avrupa ülkeleri içinde yoksullukta birinci oldu. AB’ye üye ve gözlem kapsamındaki 29 ülkenin incelendiği rapora göre, Türkiye’de yoksulluk riski altındaki nüfus oranı yüzde 22,6 ile zirvede yer aldı. Bu oran, yaklaşık 18 milyon 675 bin kişinin yoksulluk sınırında yaşadığını gösteriyor. Türkiye’ye yüzde 21,7 ile Bulgaristan, yüzde 21,6 ile de Letonya izliyor. AB ülkelerinde yoksulluk riski altında olanların toplam nüfus içindeki payı ise yüzde 16,2 iken, Euro Bölgesi’nde bu oran yüzde 16,6. Türkiye’de yoksulluk riski bulunan toplam genç nüfus da 2 milyon 870 bin, oranı ise yüzde 21,2 olarak belirlendi. Genç nüfusta yoksulluk riski oranı AB’de ortalama yüzde 21.
Türkiye dolar milyoneri sayısının en çok arttığı ülke
İsviçre merkezli finans kuruluşu UBS’in Küresel Servet Raporu 2024 verilerine göre dünyada dolar milyoneri listesine geçen yıl yüzde 1.2 artarak 684 bin kişi daha eklendi. Geçen yıl milyoner sayısı en çok artan ülke yüzde 8.4 ile Türkiye oldu. Rapora göre Türkiye’de dolar milyoneri 7 bin kişi artarak 68 bine çıktı. Dünyada milyoner sayısının artış hızı ortalama yüzde 1.2 iken Türkiye’de yüzde 8.4 olması dikkat çekti. Türkiye dolar milyoneri sayısının en fazla arttığı ülke oldu.
Geçen yıl Türkiye’de kişi başına servet yüzde 35’ten fazla arttı. Ancak enflasyondan arındırıldığında kişi başı servetin yüzde 14.6 gerilediği görüldü. Türkiye’de toplam brüt servet içinde finansal varlıkların payı yüzde 30 ile oldukça düşük kaldı. Buna karşılık gayrimenkul gibi finansal olmayan varlıkların daha ön planda olduğu görüldü.
Dolar milyonerlerinin artış hızına göre ülkelerin değerlendirildiği listede Türkiye’yi Birleşik Arap Emirlikleri (yüzde 5.8) ve Rusya izledi. Gelir eşitsizliğini ölçen Gini katsayısında ise en kötü ülke Brezilya olurken, onu Rusya ve Güney Afrika izledi. Türkiye listede 9’uncu ülke olarak yer aldı.
TÜSİAD: Türkiye’nin rekabet gücü 3 yıldır düşüyor
TÜSİAD, Maliyet Bazlı Rekabet Gücü Endeksi’ni tanıttı. Endeks, temel ihracat pazarlarındaki maliyet bazlı rekabet şartlarının daha doğru anlaşılması, rekabet dinamiklerinin veri temelli tartışılması ve buradan yola çıkılarak politika önerilerinin oluşturulması amacıyla hazırlandı. Üç ayda bir yayımlanacak olan endeks bu yılın ilk çeyreğinde, bir önceki çeyreğe göre belirgin değişim göstermeyerek 86,1 değerini aldı.
Ancak, endeks yıllık bazda yüzde 8,9 geriledi. Rekabet gücündeki düşüşte en büyük payı 4,8 puan ile ara malı maliyetleri aldı. Üç yıldır düşüş eğiliminde olan endeks, Türkiye’nin maliyet bazlı rekabet gücünün 2015 yılı seviyesinin altına indiğine işaret etti.
Zeytinliklerin madenciliğe açılmasına tepki çok büyük
TBMM’ye sunulan enerji alanındaki torba kanun teklifinin 11. maddesi ilgili Meclis komisyonunda kabul edildi. Bu maddeyle birlikte zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasının önü resmen açıldı. Karar kamuoyunda birçok çevrenin tepkisiyle karşılaştı. Tarihçi İlber Ortaylı da sosyal medya hesabından zeytinin nesiller için öneminden bahsederek herkesi zeytinliklere sahip çıkmaya çağırdı. “Tarihe karşı hesap vermek zorundayız. Bu kanunun uygulanmaması için elimizden geleni yapmalıyız. Tabii kanuni yollardan. Ve lütfen insanlarımız zeytinlik alsın. Aldığınız zeytinlikler hem sizi, hem çocuklarınızı hem de vatanı kurtarır. Türkiye, geliri düşük madenlerin, beton otellerin değil, zeytinliklerin vatanı olmak zorunda” dedi.
TEMA Vakfı da yaptığı açıklamada, “Ne yazık ki korktuğumuz karar çıktı ve teklif Meclis’te komisyondan geçerek Genel Kurul’a geliyor. Topraklarımız, suyumuz ve zeytinliklerimiz; yalnızca üretim değil, kültürümüz, sağlıklı yaşamımız ve gelecek nesillerin yaşam güvencesi açısından büyük önem taşımaktadır. Korunmaları hepimizin ortak sorumluluğudur. Kanunda yapılması istenen değişikliklerin kabul edilmemesi için tüm partilerden milletvekillerinize ulaşın, doğa için ses verin” çağrısı yaptı.
Ekonomik krizle birlikte intiharlar artıyor
Ekonomist İbrahim Kahveci, Karar gazetesindeki yazısında, Türkiye’de intihar vakalarının Başkanlık sistemine geçilmesiyle birlikte arttığını vurguladı. Kahveci yazısında şöyle dedi;
“Kriz dönemlerinde bir miktar artan sayı ve oranlar kriz sonrası tekrar toparlıyordu. Mesela, 2001-2017 döneminde kabaca yılda 2.500-3.000 arası intihar olayı yaşanıyordu. İntihar oranı da yüz binde 4,0 seviyelerinde seyrediyordu. Ne olduysa 2018 yılında başladı. Birden intihar sayısı ve intihar oranında artışlar gerçekleşti. 2017 yılında 3.168 intihar ve yüz binde 3,94 olan intihar oranı 2024 yılında 4.460 intihara ve yüz binde 5,22 intihar oranına çıkmış oldu.”
Ayrıca geçim zorluğundan kaynaklı intihar vakalarının arttığını belirterek, 2023’te 275 olan bu sayının 2024’te 402 kişiye yükseldiğini ve bunun yüzde 46 artışa denk geldiğini dile getirerek, “Geçim zorluğundan intihar vakaları özellikle 2001 krizinde zirve yapmıştı” dedi.
MÜSİAD Başkanı’nın “zorunlu eğitim kısaltılsın” önerisi tepki çekti
MÜSİAD Genel Başkanı Burhan Özdemir, Yeni Şafak’a yaptığı açıklamada, çocukların istihdama katılması gerektiğini söyleyip 12 yıllık zorunlu eğitimin kısaltılmasını istedi. Özdemir, “Gençlerimiz iş gücüne daha erken katılmalı, eğitim zorunluluğu esnetilmeli. Her çocuk aynı akademik başarıyı gösteremez; 12 yıllık kesintisiz eğitim sistemi çok yanlış uygulama; ülkeye herhangi bir faydası yok” dedi. Ekonomist Mustafa Sönmez, sosyal medyada bu çağrının çocuk emeği sömürüsünü amaçladığını belirterek, “3 milyon açık iş arayan üstüne 10 milyon atıl işgücü yetmiyor mu? Körpe emek vampiri bunlar Bıraksan, çocuk öğrense, çocukluğunu yaşasa? Senin çocuğun 12 yıl okumasa işgücü olsa? İster misin?” dedi.
Haziran’da kapasite kullanım oranı düştü
İmalat sanayinde kapasite kullanım oranı Haziran ayında da düşüşünü sürdürerek yüzde 74,4’e geriledi. Oran, hem aylık hem yıllık bazda azalış gösterdi. Kapasite kullanımı Haziran’da bir önceki aya göre 0,7 puan azalarak yüzde 74,4 seviyesinde gerçekleşti. Haziran 2024’te yüzde 76,2 olan oranı, Haziran 2025’teki yüzde 74,4 ile yıllık bazda da gerileme gösterdi. Kapasite kullanımı Mayıs’ta yüzde 75,1’di.
PPK Toplantı Özeti: Gereken sıkı politika sürecek
TCMB Para Politikası Kurulu’nun 19 Haziran toplantısına ilişkin özeti yayımlandı. Toplantı Özeti’nde, enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği belirtilerek, “Bu doğrultuda, politika faizi, enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir” ifadesi kullanıldı.
“Ticari kredide reel faiz tefecide bile yoktur”
Ekonomist İbrahim Kahveci, sosyal medyada yaptığı paylaşımda, mevcut enflasyona göre ise ticari kredide reel faiz oranının yüzde 19,74 olduğunu vurgulayarak, “Böyle bir oran da hiç görülmedi. Bu faiz tefecide bile yoktur” diye tepki gösterdi.
Kahveci, “Beklenen 12 ay sonraki enflasyon yüzde 24,56’ya düşüyor. Lakin ticari kredi faizi yüzde 64,42... Böylece reel faiz tam olarak %32,0 ediyor” dedi.
Kahveci, “Tekrar edelim: reel faizler; beklenen enflasyona göre yüzde 32,0, gerçekleşen enflasyona göre yüzde 19,74” diye yineledi
Dünyada iflaslar 12 yılın zirvesinde, Türkiye’de artış %23
Küresel şirket iflasları 2024’te son 12 yılın zirvesine ulaştı. Dun & Bradstreet’in raporuna göre, Türkiye dahil 47 ülkenin yüzde 65’inde iflaslar arttı; en yüksek artış yüzde 126 ile Ukrayna’da yaşandı. İflaslarda yüzde 40 artışla Singapur, ikinci olurken, onu yüzde 39 artışla Belarus izledi. Oran; Avustralya’da yüzde 37, Kanada ve Romanya’da yüzde 35, Hollanda’da yüzde 30, İspanya’da yüzde 26, Lüksemburg ve İsveç’te yüzde 24 oldu. Türkiye’de ise 2024 yılında şirket iflaslarında yüzde 23 artış yaşandı
ABD ekonomisi birinci çeyrekte %0,5 daraldı
ABD ekonomisi 2025’in ilk çeyreğinde yıllık yüzde 0,5’le beklentilerin üzerinde daraldı. Daralma, ithalatlardaki artış ve kamu harcamalarındaki düşüşten kaynaklandı. Önceki çeyrekte ise ekonomi yüzde 2,4 büyüme kaydetmişti. İlk tahminde ilk çeşrek daralması yüzde 0,2 olarak açıklanmıştı. Ancak, tüketici harcamaları ve ihracattaki aşağı yönlü revizyonlar büyümeyi aşağı çekti.