Gizem Haydaroğlu - Karar Verirken Neden Hata Yaparız? : Borsada Davranışsal Ekonomi

Karar Verirken Neden Hata Yaparız?:
Borsada Davranışsal Ekonomi
Gizem Haydaroğlu
Serbest piyasada yatırım yapmak, sonsuz seçeneğin olduğu bir alanda kendimiz için en doğru olanı seçmeye çalışmaktır. Bu sonsuzluğun içinde rasyonel olanı yapmak yerine, çoğu zaman birçok başka unsurun etkisinde karar veririz. Psikolojik, bilişsel ya da sosyal kaynaklı bu unsurların, yatırımcıların karar almalarındaki etkilerini inceleyen davranışsal finans, politik gündemin piyasa üzerinde bu denli etkili olduğu bir ortamda giderek daha da önem kazanıyor.
Peki, bu unsurlar nasıl ortaya çıkar? Özellikle risk iştahımız üzerinde hayli etkili olan karar alma sürecinin çoğunlukla duygu durumumuzla bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin, büyük bir kayba uğrayan yatırımcının kaybını telafi etme paniği ile yüklü alımlar yapması gibi. Bu alımlar büyük bir ihtimalle bilinçsizce verilmiş kararlardır ve çoğu zaman zararın daha da büyümesinden başka bir sonuca varmazlar. Bu işle az çok ilgilenen herkes bahsettiğim duygunun acısını içinde hissedecektir; şahsen, çoğunlukla riskten kaçınan biri olan benim dahi bu konudan ağzımın yandığı birkaç talihsiz tecrübem olmuştur.
Davranışsal finansın önemli bir parçası olan çıpalama etkisi (anchoring effect), hem günlük hayatımızda hem de finansal kararlarımızda etkili olan bir başka psikolojik durumdur. Çıpalama etkisi, insanların bir konu hakkında karar alırken o konuda edinilen ilk bilgiye daha sonra öğrenilen diğer bilgilerden daha fazla inanma eğilimi göstermesidir. Böylece, bu ilk bilgi çıpa etkisi yaparak ona gereğinden fazla inanmamıza yol açar ve mantıklı düşünmemizi engeller. Fazlaca inanma durumu, borsada da bir hisseye çıpalanma olarak kendini gösterir. Bir diğer tabiriyle bu, hissenize aşık olmaktır. Aşık olursanız mantıklı düşünemezsiniz, onun yaptığı her hareketi mazur görürsünüz. Ne yazık ki borsa kalpsizdir, gözünüzün yaşına bakmaz.
Öyleyse, hissenizle gönül bağınız ne denli kuvvetli olursa olsun düşüşleri görmezden gelmeyin. Bu konuda yapılan en büyük hatalardan biri beklentilerinizin aksine hareket eden bir pozisyonda uzun süre kalarak zararınızın kapanmasını ummaktır. Ne kadar zor olsa da, gerektiğinde ona veda etmesini bilin. Unutmayın, zararın neresinden dönerseniz kârdır!
Peki, ne zaman kaçmak, ne zaman beklemek gerekir? Bunun için ucuz hisseyle değersiz hisseyi iyi ayırt edin. Ucuz bir hisse, büyüme potansiyeline sahiptir. Dünya üzerinde hangi borsada işlem yapıyor olursanız olun, er geç değerini bulacaktır.
Körü körüne inanmanın önüne geçebilmek için durmadan kendinize diğer seçeneğin de var olduğunu hatırlatın. Örneğin, hissenin yükselmesini bekliyorsunuz. Bu ihtimal ne derece kuvvetli? Beklentinizin dayanakları neler? Tersi olma ihtimalinde ne yaparsınız? Kendinize bu soruları sürekli olarak sormak yanlış hamlelerden kaçınmanıza yardımcı olacaktır.
Bunun dışında, her kayıp hata değildir. Bir hisseyi hep en düşük fiyattan alıp en üstte satma ihtimali zaten olmadığından, kaybetmeyi de normalleştirmek gerekir. Aslolan hiç kaybetmemek değil, bu kayıplara rağmen günün sonunda kazanan tarafta kalmaktır. Zorluklarla dolu olan piyasamızda, kazanan tarafta kalmanız dileğiyle…