2050'deki Hayatınız

Chris Skinner

Yatağınız, güneşin doğuşunu simüle eden hafif titreşimler ve sallanma hareketleri ile kademeli olarak ışık vererek sizi otomatik olarak uyandırır. Gözlerinizi açtığınızda, yatak yavaşça yere iner.

Ardından banyoya girersiniz. Banyo, oda sıcaklığından müziğe ve renkli aydınlatmaya, lavabo ve klozetin yüksekliğinden tercih ettiğiniz maun ağacı yüzeyine kadar tüm ayarları otomatik olarak sizin tercihlerinize göre ayarlar. Bu ayarların tümü yüzde 100 gerçekçilikle ekranlara yansıtılır. Lavabo, elinizi salladığınızda makyaj stüdyosuna dönüşür ve ayna haber ekranına dönüşür.

Tuvalet, idrarınızı analiz ettikten ve diş fırçası tükürük ve kan değerlerinden bilgi topladıktan sonra sağlığınızın iyi olduğunu görmek de rahatlatıcıdır. Tüm bunlar, non-invaziv yöntemlerle yapılır.

Ardından mutfağa geçersiniz ve mutfak, vardığınız anda aktif hale gelir. Robot aşçınız, müsli, çırpılmış yumurta ve portakal suyundan oluşan güzel bir kahvaltı hazırlar.

Ve sonra çalışma zamanı gelir.

Bu noktada, AI saatinize bağlı AI gözlüklerinizi takarsınız ve günün haber başlıklarını ve ayrıntılarını taramaya başlarsınız. İnsanların eskiden cep telefonu veya dizüstü bilgisayara ihtiyaç duymuş olması sizi şaşırtır, ama o eskidi, şimdi ise bu var. Aslında sizi gerçekten mutlu eden şey, gözlüklerinizde ses-kafatasından iletim teknolojisi kullanılan kulaklıkların yerleşik olmasıdır.

Yapmanız gereken ilk şey, 2080 yılındaki dünya hakkında bir sunum ve makale hazırlamak. AI gözlüklerinizin projeksiyonunda UltraHD olarak görünen uygulamaya dokunup konuşarak makaleyi oluşturuyorsunuz. Makaleden memnun kaldığınızda, makalenin 4D versiyonunu sunum olarak istiyorsunuz. Sistem bunu sizin için otomatik olarak yapıyor. Harika.

Bunu inceleme için iş arkadaşlarınıza gönderirsiniz. Şimdi egzersiz zamanı, koşu bandına doğru yürüyorsunuz ve gözlüklerinizi fitness moduna geçiriyorsunuz. Hemen UltraHD 4D olarak güzel bir ormanın görüntüsü yansıtılır ve koşu bandı tercih ettiğiniz ayarlarla otomatik olarak çalışmaya başlar. İlk 1 km yavaş modda, ardından 3 km 10 km/s hızda ve son olarak 1 km 6 km/s hızda yavaşlayarak bitirirsiniz. Kendinizi iyi hissedersiniz ve ekran gözlüğünüzün solunda kalp atışlarınızı ve yakılan kalorileri gördüğünüzde kendinizi daha da iyi hissedersiniz.

Duş almak için banyoya geri dönersiniz. Sürdürülebilir ve verimli bir duş deneyimi sağlamak için kapalı devre su geri dönüşüm sistemi devreye girer. Ardından giyinmek için odanıza gidersiniz. Robot giydiriciniz harekete geçer ve mavi renkli kıyafetleri ister. Saniyeler içinde mavi kot pantolon, mavi gömlek ve mavi ceket giyinmiş olursunuz. Harika.

Sonra, sunumu tartışmak için iş arkadaşlarınızla buluşma zamanının geldiğini fark edersiniz. Ofisinize gidersiniz ve Holozoom uygulaması otomatik olarak hatırlatma ile açılır. Toplantıya katılmak istediğinizi söylediğinizde, ekibiniz odada belirir.

Ekibiniz Jay, X, Boom ve Zander'dan oluşuyor. Beyin fırtınası başlar... İnsanların eskiden neden ofise gittiğini ve Holozoom toplantılarının neden bu kadar kolay olduğunu merak edersiniz. Holozoom, yüz yüze görüşme gibi hissettirdiği için evden çıkmaya, işe gidip gelmeye veya yüz yüze görüşmeye gerek yok.

Holozoom toplantısı bittiğinde, gerçek dünyaya geri dönersiniz ve köpeği gezdirme zamanı gelir. Bu gerçek bir köpek – adı Ziggy – robot köpek değil, ancak ayrıldığınızda robot köpek uygulaması sayesinde gerçek köpeğinizin dünyasını takip edebilirsiniz. Aslında, tam o anda robot köpek uygulaması köpeğin ihtiyaçlarını size bildirir ve köpeğin acil tuvalete gitmesi gerektiği oldukça açıktır.

63. kattaki dairenizden asansöre binip parka gidiyorsunuz. Park, bu arada, çatıda bulunuyor ve bu çatı, sizin gökdeleninizi diğer dört gökdelenle birbirine bağlıyor.

Hoş bir alan oluşturuyor.

Yarım saat sonra, çatı katındaki kafede oturup öğle yemeğinizi yiyorsunuz. Kafede personel ve mutfak yok. Sadece gözlüklerinizdeki bir uygulamadan istediğinizi seçiyorsunuz. Makarna, salata, portakal suyu ve Ziggy için bir kase su ile laboratuvarda üretilmiş et (laboratuvar, Labrador değil) seçiyorsunuz.

Birkaç dakika içinde bir drone gelip siparişinizi teslim ediyor. Ne güzel.

Ziggy öğle yemeği için heyecanlı, siz de makarnanın tadını çıkarıyorsunuz – Spaghetti Carbonara.

Yemek yerken, çatıdaki diğer insanları inceliyorsunuz. Gözlükleriniz size her kişi hakkında bilgi veriyor, isimlerini ve apartmanda nerede yaşadıklarını söylüyor. Zander'ın da burada olduğunu fark ediyorsunuz ve öğle yemeğinizi bitirdikten sonra (her şeyi bir robot alıyor) sohbet etmek için yanına gidiyorsunuz. Gerçek hayatta birini görmek güzel.

İkiniz de gözlüklerinizi çıkarır ve hazırlanan sunum hakkında konuşursunuz. Sunum, Ay'a odaklanan bir şirketin reklam kampanyası içindir. Tabii ki Ay'a tatile gidebilirsiniz ve oradaki Disneyspace tema parkı en popüler destinasyondur. Zander, daha “dışarıda” olmamız gerektiğini düşünür ve siz bunun ne anlama geldiğini sorarsınız. “Disneyspace'te olmamız gerektiğini” yanıtlar.

Vay canına!

Daireye geri dönünce, patronunuza telefon açıp Disneyspace'i ziyaret etmek için bütçe olup olmadığını sorarsınız. Uzun bir konuşma olur, ancak sonunda Zander ile birlikte oraya gidebileceğinize onu ikna ettiğinizi düşünürsünüz. Bu, sözleşmeyi kazanmanıza bağlıdır, ancak Disney'in yeni Mars projesi planlandığı için daha fazla iş almanıza da yol açabilir. Her iki projeyi de geliştirmek inanılmaz olurdu.

Holozoom'u kullanarak Zander'a haber veriyorsunuz ve sonra evde sunum ve fikirler üzerinde daha sessizce çalışıyorsunuz.

Akşam olunca, yine drone ile teslim edilen akşam yemeğinizi sipariş ediyorsunuz ve Ziggy'yi yatırıyorsunuz. Eyeflicks'te Star Wars Episode XX: The Time for Peace (2046) izlerken yorgun hissetmeye başlıyorsunuz ve geç saatlerde yatmaya gidiyorsunuz.

Yatağınız, uyku pozisyonunuza, kilonuza ve basınç noktalarına göre omurganızı mükemmel bir şekilde hizalamak için desteğini ayarlar. Ayrıca, mümkün olan en rahat uyku için sıcaklığı, aydınlatmayı ve hatta sesleri de ayarlayabilir.

İyi geceler.

https://thefinanser.com/2025/04/113867