22 Nisan 2024

AKILLI FON YATIRIMCISI – JOE WIGGINS (Önsöz)

akilli-fon-yatirimcisi-joe-wiggins-onsoz

BİR İNANÇ VE DAVRANIŞ SORUNU

Ne istediğimizi tam olarak bildiğimiz, içerisinden seçim yapabileceğimiz iyi tanımlanmış az sayıda seçeneğin olduğu, alınması kolay belirli tipte kararlar vardır. Bu durumun fon yatırımcısının yapması gereken seçimlerle bir benzerliği yoktur. Fon yatırımı çok zorlu bir karar verme sürecidir.

Ancak bunu bu kadar zorlu hale getiren nedir?

Fon yatırımcılarının doğru kararlar vermesini engelleyen üç temel özellik vardır:

1.Çok fazla seçenek

Fon evreninin büyüklüğü, yol bulmayı oldukça güç hale getirmektedir. Yalnızca İngiltere’de Yatırım Örgütü (Investment Association) 4.000’in üzerinde fon listelemektedir. Bu bağlamda, İngiltere borsa endeksinde -FTSE All Share- kayıtlı yaklaşık 600 şirket bulunmaktadır. Bu fonların her birinin farklı yönetim yaklaşımı, getiri hedefi, geçmiş performans kaydı ve yönetim ücretleri vardır. Bir biçimde hangisinin en uygun olduğuna karar vermemiz gerekir.

2.Çok zor

Fon yatırımını zorlu hale getiren yalnızca fırsat setinin ölçeği değil aynı zamanda güçlüğüdür. Bize en uygun seçeneklerin hangisi olduğunu nasıl belirleriz? İçgüdülerimize göre hemen geçmiş performansa bakar ve en fazla getiriyi sağlayan fonu seçeriz ya da yüksek profilli, popüler bir portföy yöneticisi olan fona yatırım yaparız. Her iki yaklaşım da -çok yaygın olmasına karşın- problemlidir ve sıklıkla zarar verir.

Bireysel fonları incelemek için aylarını harcayan profesyonel fon yatırımcıları bile, bir fon seçiminde hangi önemli özelliklerin dikkate alınması gerektiği konusunda her zaman aynı düşüncede olmazlar:

Maliyet mi, yönetici deneyimi mi, performans mı ya da başka bir şey mi? Bir şablon ya da rehber yoktur. Yatırım yapılabilecek inanılmaz büyük bir fon listesi var ama bunların içinden net bir eleme yapabileceğimiz etkili araçlar yoktur.

3.Çok fazla karmaşa

Üçlünün son parçası karmaşadır. Karmaşayı fon seçim davranışlarımızı etkileyen ancak etkilememesi gereken unsurlar olarak düşünebiliriz. Bunların en belirgin olanı finans piyasalarında ve ekonomide yaşanan kısa vadeli dalgalanmalar ve bunlarla ilgili anlattığımız öykülerdir. Hisse senedi piyasasının hareketlerini öngöremeyiz ve ekonomik tahminler konusunda inanılmaz kötüyüz ama yine de bunların karar alma sürecimizde belirleyici olmasına izin veririz. Piyasalar sürekli bir akış ve değişim halindedirler ve bu yüzden kolaylıkla düşüncesiz ve gereksiz faaliyetlere yöneliriz.

İçlerinden seçim yapılabilecek çok sayıda fon var, önemli seçim kriterlerini bilmiyoruz ve aslında önemi olmayan konular yüzünden rotamızdan sapıyoruz. İşte bu, acılı ve maliyetli sonuçlara neden olan yatırım yanlışları için çok güçlü bir kokteyl.

Fon yatırımcısı olarak yaptığımız yanlışların listesi oldukça dikkate değer:

• Fonları performansının zirvesindeyken alıyor dipteyken satıyoruz.

• Genellikle tematik fonlara yatırım yapıyoruz çünkü bu fonlar hisse senedi piyasasının en popüler alanlarında yer alırlar.

• Bir durgunluk halinde, zaten ciddi biçimde değerini yitirmiş olan en riskli fonlarımızı elden çıkarıyoruz.

• Yüksek ve sorunsuz getiri vaadi nedeniyle, anlamayı bile ummadığımız kompleks fonlara yatırım yapıyoruz.

Şöyle devam edebilirim.

Bu konuda ne yapabiliriz?

Bir yanıt, genellikle düşük maliyetli ve belirli bir piyasanın performansını izleyen pasif endeks fonlarına yatırım yapmak olabilir.

Endeks fonları birçok yatırımcı için çok iyi bir seçenek olsa da her derde deva değildir. Endeks fonlarını kullanmak, yatırım kararı vermek sorumluluğumuzu ya da zarara yol açacak potansiyel hataları ortadan kaldırmaz. Endeks fonu yatırımcıları doğru piyasalar, doğru fonlar ve doğru bileşim konusunda karar vermelidir. Aynı aktif fonların yatırımcıları gibi, örneğin “Amerikan piyasası çok daha iyi performans göstermişken yükselen piyasaların hisse senetleriyle neden vakit kaybediyorum?” gibi tehlikeli cazibelere de kapılabilirler.

Seçim, zorluk ve karmaşa gibi fon yatırımının üç temel problemi, endeks fonu yatırımcıları için de geçerlidir. Ayrıca, endeks fonların yatırım etkinliği ile ilgili olarak, İkinci Bölümde incelenecek olan daha yaygın bazı yanlış kanılar da var.

Ancak endeks fonları, fon yatırımcısının karar alma sürecinde karşılaşabileceği başlıca engelleri ortadan kaldırmıyorsa, daha fazla ne yapabiliriz?

İnançlarımızı ve davranışlarımızı değiştirebiliriz.

Hiçbir şey, fon yatırımı konusunda sürekli yanlış kararlara yol açan yaygın ama defolu inançları ortadan kaldırmak kadar yararlı olamaz.

İnançlarımızı değiştirerek gerçekten daha iyi getiri ve daha az risk için çaba harcayabiliriz.

2004 yılından bu yana fon yatırımı ve araştırması konusunda çalıştım.

Sektördeki birçok kişinin iddialarının aksine, 4 yaşında iken Financial Times okumuyordum ve ilk şirket hissemi altı yaşında iken almadım. Tam tersine, kendimi finansman alanında kariyer yaparken buldum. Yaşamda ne yapacağım ile ilgili bir fikrim yokken, birçok yere baş vurdum ve küçük bir yatırım fonu aracılık firmasından iş teklifi aldım. Bir plan yapmaktan çok, bir rastlantı ve şanstı. İş yaşamına başlarken fonların ne olduğu ile ilgili çok az bir bilgim vardı.

Fon araştırması konusunda bir kariyer şansına sahip olmak tamamen güzel bir rastlantıydı çünkü insan davranışları beni her zaman etkilemişti.

Hatta lisans düzeyinde sosyoloji eğitimi de almıştım. Bu eğitimim, zaman zaman gündeme geldiğinde alaycı ve şüpheli bakışlara neden olmuştur.

Ancak fon sektörü hiçbir şeyle ilgili olmadığı kadar insanlarla ilgilidir:

Fonları yöneten yöneticiler, fonların satışını yapanlar ve fonları satın alanlar. Finansal piyasalar ve ekonomiler, bireylerin ve grupların davranışlarının fonksiyonudur. Ekonomik modeller, formüller ve tahminler arasında insanı unutmak oldukça kolaydır.

Kariyerim ilerledikçe meslektaşlarım ve iş arkadaşlarımdan daha farklı konulara ilgi duyduğumu gördüm. Onlar Çin’in gayrı safi milli hasılasının açıklanması ya da belirli bir fonun performansı ile ilgili kaygı duyarken, ben diğer insanların ve benim nasıl karar aldığımızla ilgiliydim. Ben insan davranışları ile ilgiliydim.

Fon yatırımları ile ilgili aldığımız kararlara neden olan neydi?

Kendi karar alma sürecimi daha iyi anlamak ve geliştirmek için 2017 yılında London School of Economist’te Davranış Bilimleri alanında yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Bu benim için, davranışlarımızdaki tutarsızlıkları daha iyi anlamak ve bunu fon yatırımında daha formal ve disiplinli bir biçimde uygulamak açısından kritik önemdeydi. Eğitimimi tamamladıktan kısa süre sonra, yatırım kararlarında davranış bilimini uygulamaya odaklanan behavioralinvestment.com adlı bir blog yazmaya başladım.

Eğitimim ve geçmişim düşünüldüğünde, bu kitap, kolaylıkla, davranışsal önyargılarla ilgili bir kitap olabilirdi: En çok zarar oluşturan davranışsal yanlışlarımız ve bunlarla ilgili olarak neler yapılabileceği. Ancak yazık ki bu hiçbir işe yaramazdı. Yatırım dünyası ve bizim davranışlarımız çok girift ve karmaşıktır. Tanımlanmış davranışsal önyargıların çoğu bazıdurumlarda zararlıdır, bazı durumlarda ise zararlı olmayabilir. Birbirinin tam tersi etkisi olan önyargılar ve sadece çok dar bağlamlarda geçerli olan birçok önyargı vardır.

Bazı genel örneklere bakalım;

 

  • Kayıptan kaçınma

Kayıptan kaçınma; bir zarar nedeniyle yaşadığımız acı duygusunu, zararla aynı büyüklükte bir kazançtan aldığımız keyiften daha güçlü yaşadığımız anlamına gelir. Bu kayıp korkusu, yatırımlarımızda çok küçük riskler almamıza yol açabilir ki bu uzun vadeli yatırımcılar için oldukça maliyetlidir. Ancak bazen kayıptan kaçınma yararlı da olabilir, Odaklanmış Fonlar (Concentrated funds - Yatırım portföyünün sınırlı sayıda hisse senedi veya varlığa yoğunlaştığı fonlardır. Bu fonlar, portföy yöneticisinin yüksek potansiyel gördüğü az sayıda şirkette büyük yatırımlar yaparak, piyasa ortalamasının üzerinde getiri elde etmeyi hedefler. Ancak, yüksek konsantrasyon sebebiyle risk de artar; çünkü fonun performansı, portföydeki sınırlı sayıda şirketin performansına daha fazla bağlıdır. - e.n.) ve Kaldıraçlı Fonlar (Leveraged funds - Borçlanma veya türev araçlar gibi finansal araçlar kullanarak yatırımın maruz kaldığı piyasa hareketlerini kuvvetlendirmeyi amaçlayan fonlardır. Bu tür fonlar, yatırımın değerini artırmak için kaldıraç kullanır, bu da potansiyel getirileri artırırken aynı zamanda potansiyel kayıpları da artırabilir. Kaldıraçlı fonlar, genellikle kısa vadeli spekülatif yatırımlar için kullanılır ve yüksek risk içerirler. - e.n.) gibi,yıkıcı kayıp potansiyeli taşıyan yüksek riskli yatırım işlemlerindenkaçınmamızı sağlayabilir.

 

• Statüko önyargısı / Aksiyon önyargısı

Statüko önyargısı elimizde bulunanı koruma eğilimidir, aksiyon önyargısı ise hareketsizlik karşısında hareketi yeğlemektir. Bu durumda hangisi doğrudur? Duruma göre değişir.

 

• Elden (realizasyon) çıkarma etkisi

Elden çıkarma etkisi, kazançlı pozisyonları satıp kayıpta olanları tutmak biçiminde bir yatırımcı tercihidir. Yalnızca fon yatırımcılarında görülen tersi bir etki de gözlemlenmiştir ve ters elde tutma efekti biçiminde adlandırılmıştır. Fon yatırımcıları çok iyi performans gösteren güçlü fonları tutup kaybedenleri elden çıkarmak eğilimindedirler.(*)

Bunun nedeni, fon yatırımcılarının düşük getiriler nedeniyle suçlayabileceği birisinin (fon yöneticisi) olması ve dolayısıyla geride kalanlardan kurtulmaktan mutlu olmasıdır.

Yatırımcılar davranışsal önyargıları nedeniyle zarar görüyorlar mı? Kesinlikle evet. Bunların büyük kısmına ileriki bölümlerde değinilecektir.

Ancak önyargılar sürekliyken, bizim yatırım davranışımız düzensiz, karmaşık ve bağlamla ilintilidir. Önyargıların bir listesini oluşturmak yararlı ve etkin olmayacaktır.

Bu kitap salt önyargılarla değil inançlarla da ilgilidir.

Fon yatırımı ile ilgili inançlarımız, yanlış yatırım kararları almamıza ve uzun vadeli sonuçları hoş görmemize yol açar. İnançlarımızın pek çoğu önyargılarımızla beslenir ancak daha da fazlası var: İnançlarımız dünyaya baktığımız merceklerdir ve yatırım kararlarımıza hâkim olurlar.

 

*Chang, T. Y. & Salomon, D. H. & Westerfield, M. M. (2016) “Looking for somone to blame: Delegation, cognitive dissonance and the disposition effect.” (Suçlayacak birisini aramak: Delegasyon, bilişsel uyumsuzluk ve elden çıkarma etkisi) The Journal of Finance 71 (1) 267-302

 

Kitaba sitemizden ulaşmak için:

Akıllı Fon Yatırımcısı

Aktif ve Pasif Fonlarda Daha İyi Sonuçlar İçin Pratik Adımlar- Joe Wiggins

https://www.scalakitapci.com/akilli-fon-yatirimcisi

 

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.